Eğlence hayatı çalışanları neler yaşıyor? 'Bodyguardı ucuz iş gücü görüyorlar' | 'Şarkıyı bilmiyorsan niye çıkıyorsun?'
Ankara'da müzisyen Onur Şener'in katledilmesi, müzisyenlerin gece hayatında karşılaştıkları tehlikeli durumları tekrar gündeme getirdi. Kimi istediği parçayı beğenmediği için olay çıkartıyor, kimi ise sahnedeki sanatkara hiç saygı duymuyor.
Ankara’da müzisyen Onur Şener kendisinden istek parça talebinde bulunan üç kişi tarafından katledildi. Bu olay sonrasında İlker Karakaş ve Ali Gündüz, kamu görevinden uzaklaştırıldı. TUSAŞ çalışanı Semih Soyalp de işten çıkarıldı.
1 Ekim’i 2 Ekim tarihine bağlayan gece yaşanan bu olaydan önce 22 Eylül’de İstanbul, Ortaköy’de ünlü bir eğlence mekanına gelen kişilerin bodyguardlar tarafından dakikalarca şiddete uğraması gündem olmuştu.
Bu olayın ardından mekana motosikletle gelen kişilerle güvenlik görevlileri arasında çıkan çatışmada 4 kişi yaralanmıştı. Bu tip olayların art arda yaşanması akıllara gece hayatında yaşanan güvenlik zaafiyetlerini getirdi.
'İRİ YARI DÖVÜŞ SANATI BİLMEYEN...'
Uluslararası Yakın Koruma Federasyonu Genel Başkanı Süleyman Kocabıyık, gece kulüplerinin yüzde 90'ının bodyguardları ucuz işçi olarak gördüğünü aktarıyor. Bu bodyguardların güvenlik kimlik kartı taşımadığını aktaran Kocabıyık, "İri yarı, herhangi bir dövüş sanatını bilmeyen, görüntüsü korkutucu olan ve çoğu hapiste yatmış çıkmış kişileri seçiyorlar" ifadelerini kullandı.
Karşısındaki kişi kötü bir söz kullansa bile bodyguardların bu kişiye şiddet uygulamaması gerektiğini aktaran Kocabıyık, "Bodyguardların işi içeriye doğru adamı sokmak, doğru olmayan adamı sokmamak" diyor.
Kocabıyık gece saatlerinde çalışan insanların en büyük handikabının 'belaya yakın olmak' olduğunu söylerken, şöyle devam ediyor: "İşverenler daha fazla para verip sigorta yapmamaya çalışıyor. Bütün suçlar bodyguardların üstüne bırakılır. Bir olay olduğu an mekan sahipleri asla bu elemanların arkasında durmaz. Fedai gözüyle bakılıyor da denilebilir."
'SİGORTA YOK, GÜVENCE YOK'
Taksim'de eğlence mekanlarında iki yıl bodyguardlık yapan M.K., hayatının çalıştığı süre boyunca tehlike altında olduğunu söylüyor. M.K., "Bir kavga, tartışmanın olmadığı gece yok. Bodyguardlık demek, o mekana kurşun geleceğine sana gelmesi demek. Yani canınla savunuyorsun bulunduğun mekanı" diyor.
Mekanlara bodyguard seçiminde genelde arkadaş çevresinden soruşturulduğunu ve fiziksel özelliklerin daha ön planda olduğunu aktaran M.K., "Mekanda kavga çıkar müdahale edersin, kimi zaman sallanan bıçak, sıkılan kurşun sana gelir. İnsanlardan hakaret işitiyorsun, kimi silah çekiyor buna müdahale etmesen sen öleceksin" şeklinde konuştu.
İstanbul'da türkü evlerinde müzik yapan Ufuk Coşkun ise, "Restoran-barlarda can güvenliğimiz yok. İşletmeler ceza almamak için günlük sigorta yaptırıyor. Bir sağlık sorunumuz olduğu zaman hastanede bu sigortadan yararlanamıyoruz" dedi.
Türkü evine giren kişinin belinde silahı ile bile gelebildiğini aktaran Coşkun, "Oraya gelen kişi boğuştuğu sorunlar ve alkolün etkisi ile şiddet uygulayabiliyor" diye konuştu.
Coşkun, istek şarkı nedeniyle yaşadığı bir olayı da şöyle anlatıyor: "Bir müşteri şarkı isteğinde bulundu. 'O türküyü bilmiyorum, başka bir tane söyleyeyim' dediğimde, 'İstemez, bilmiyorsan neden sahneye çıkıyorsun' dedi. Ya da 'Şu masanın isteğini söyledin, benimkini neden söylemedin' diye de tartışma yaşıyoruz."
Taksim'deki mekanlarda müzisyenlik yapan Yetkin Taşkın ise yıllar içerisinde darptan, mekana kapatılmaya kadar başına çok çirkin durumlar geldiğini söylüyor.
Taşkın, "Canlı müzik kültürü ülkemizde ne yazık ki hala tam oturmadığından, müzisyenleri adeta kafesteki bir köle ya da müzik kutusu gibi gören, sahnedeki insanların onun istediği şarkıyı çalmak istememesini neredeyse şahsına bir hakaret olarak algılayan azımsanmayacak bir kitle bulunuyor" diyor.
Ciddi anlamda mesai yapıp efor sarf ettiklerini dile getiren Taşkın, "Ama güvenecek hiçbir şeyimiz yok. Sahnede bir robot veya hayaletle aynı değere sahipsiniz. Tabii mevcut şartlarda elinden geldiğince bu konulara özen gösteren mekanlar bulunduğunu da söylemek gerek" diye konuştu.
Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir şarkıyı bilmediğimizi söyleyince 'Sizin maaşınız kadar hesap ödüyoruz, ne istersek çalacaksınız' diyenler oluyor."
Kaynak: Web Özel