Egemenliğin tanıkları, İstanbul'un rıhtımları

Türkiye'nin denizler üzerindeki hakimiyetini kesinleştirmesinin üzerinden 98 yıl geçerken İstanbul'un rıhtımları Türkiye'nin deniz ticaretinde zorlu yolları aşan egemenlik mücadelesine tanıklık etti.

Son Güncelleme:

Osmanlı Devleti'nin yıkılışında etkili olan kapitülasyonlar yabancı ülke gemilerine taşıma ayrıcalıklarını içeren kabotaj hakkını da içeriyordu. Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandıran Türk milleti, emperyalistlerin sömürgeci kabotaj ayrıcalıklarını 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Anlaşması ile kaldırdı. Bu tarihten üç yıl sonra da; 1 Temmuz 1926'da Kabotaj Kanunu TBMM'de kabul edildi. Ardından Marmara Denizi ile Boğazlarda, Türkiye'nin bütün kara sularında, körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde mal ve yolcu taşıma hakkının Türk yurttaşlarına geçmesi için bir dizi düzenleme yapıldı. Başta İstanbul olmak üzere tüm yurtta; rıhtım ve liman işletmeleri ile kıyılarda bunlara bağlı şirket ve gümrük şirketlerinin milli dönüşümü için büyük bir çalışma başlatıldı. 98 yıl önceki Temmuz ayı boyunca Türk rıhtımlarında devam eden milli ticaret seferberliğine yakından bakalım...

Karaköy Rıhtımı liman işletmeleri ile birlikte bütün semti etkiledi. 

AKDENİZ KARA LİMANLARI

İstanbul limanları üzerine incelemeleri olan Vilma Hastaoglu Martinidis'e göre İstanbul bütün Akdeniz'de olduğu gibi rıhtım ve kentin kesin çizgilerle birbirinden ayrılmadığı bir liman mimarisine sahipti. Haliç Rıhtımı çevresinde gümrük ve ticaret işletmeleri Karaköy ve Eminönü boyunca sıralanarak limanının karaya yayıldığı bir görünüm oluşturuyordu. 1854 yılında ilk liman ve rıhtım işletmeleri dönemin Fenerler İdaresi Genel Müdürü olan Marius Michel'e verilmişti. Yabancı şirket 75 yıl boyunca çeşitli imtiyazlara sahip olacaktı.

YABANCILARA İMTİYAZLAR

Ali Bozoğlu’nun ‘İstanbul Rıhtımları Tarihi’ makalesinde ise rıhtımlardaki imtiyazların tarihsel seyrine yer veriliyor. Buna göre 1890 yılında imtiyaz sözleşmesi yeniden düzenlenerek verilen 75 yıllık imtiyaz süresi 85 yıla çıkarılıyor ve 1964 yılına kadar devam etmesi kararlaştırılıyor. İlk şirketin 1891 yılında 23 milyon altın frank sermaye ile kurulduğu belirtiliyor. Sözleşmede rıhtımların yanında idare binalarını inşa etme yükümlülüğü, denizde doldurulacak arazinin şirket mülkiyetine geçmesi, Galata Köprüsü ile Unkapanı Köprüsü arasında rıhtım yapılması da yer alıyor.

HAYALLERİN ÖTESİNDE

İstanbul'da yabancıların rıhtım şirketleri 19. yüzyılın ikinci yarısında kurulurken; deniz taşımacılığında verilen imtiyazların başlangıcı Osmanlı Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa'nın, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım istediği 1838 yılına uzanıyor. Yapılan yardıma karşılık olarak Büyük Britanya'nın temsilcileri önemli ayrıcalıklar elde ettikleri anlaşmayı Baltalimanı’nda bir yalıda imzaladı. Anlaşma 8 Ekim 1838’de Kraliçe Victoria ve Sultan II. Mahmut tarafından ayrı ayrı onaylandı. Anlaşmaya göre Osmanlı limanlarında İngiliz gemilerinden hiçbir vergi alınmayacaktı. Dönemin İngiliz Elçisi Ponsonby, söz konusu anlaşmayı “Daha fazlasını istemeye gerek bırakmayacak kadar hayal ettiklerimizin ötesinde” sözleriyle nitelemişti.

KIYILAR YABANCILARA GİTTİ

Kapitülasyonlar, Türk denizlerinde ticareti yabancı kişi ve firmaların tekeline sokmuştu. Kılavuzluk ve römorkörcülük, yolcu ve mal taşımacılığı hizmetlerinin yanı sıra limancılık hizmetleri de yabancıların elindeydi. Karaköy'de, Eminönü'nde, Kadıköy'de rıhtım ve liman işletmeleri, iş hanları yabancı tüccarların mülkü olmuştu. Ancak 1900'lerin başına gelindiğinde "İstanbul Rıhtım Dok ve Antrepo Türk Anonim Şirketi" yabancıların elindeki imtiyazları devralmaya hazırlanıyordu.

İstanbul'un rıhtımları deniz ticaretinin millileştirilmesi sürecine tanıklık etti. 

ÇİNİLİ GÜMRÜK

İstanbul'daki yabancı rıhtım şirketinin elinde olan taşınmazlardan biri de Galata'daki ünlü Rıhtım Han'dı. 1910 yılında 733.000 frank maliyetle inşa edilen iş hanı, cephelerinin çinilerle kaplı olması nedeniyle "Çinili Gümrük" adıyla tanınıyordu. Yabancı şirketin sahip olduğu rıhtım, dok ve antrepolarla birlikte imtiyaz hakları 1 milyar Fransız Frangı'nın üzerinde bir meblağ ile satın alınmış, ücreti 62 taksit halinde ödenmiş, son ödeme ise 1 Mayıs 1974 yılında yapılmıştı.

LİMAN SEMTLERİ OLUŞTU

Rıhtım işletmeleri İstanbul'un kalbi Karaköy'ün bugünkü halini almasında etkili oldu. Bugün de Karaköy’de Liman Başkanlığı olarak kullanılan bina ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu Merkez Rıhtım Hanı 1912 yılında inşa edildi. Rıhtım Caddesi’nin başındaki Ziraat Bankası, Avusturya Bankası 1937 yılında birbiri ardına yükseldi. Aynı tarihte Merkez ve Çinili Hanlar arasına yolcu salonu ve Liman Lokantası yapıldı. Rıhtım çevresinde açılan gazinolar, İstanbul mutfağının benzersiz örneklerinin yer aldığı seyyar satıcılar ve küçük büfelerle bezenen Karaköy renkli kent hayatının kesintisiz olarak sürdürüldüğü bir liman semti haline geldi.

 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber