Dolandırıcılar nasıl kandırıyor?

Türkiye'deki dolandırıcılık olayları gün geçtikçe artıyor. Simsarlar kimi zaman saadet zinciri kuruyor, kimi zamanda siber saldırılarda bulunuyor. Uzmanlar, toplum olarak neden bu kadar sık dolandırıldığımızı masaya yatırırken, en büyük sebebin "açgözlülük" olduğuna dikkat çekiyorlar.

Son Güncelleme:

Türkiye'de neredeyse her gün onlarca kişi simsarların ağına düşüyor. Dolandırıcılar, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yöntemlerini de farklılaştırıyor. Vatandaşın cebine göz dikenlerin en çok tercih ettiği yöntemlerin başında ise;  kredi tuzağı, sahte arkadaş, ödül dolandırıcılığı, ücretli üyelik, düşük fiyatlı satış, kamu kurumlarının isimlerini kullanma, kripto varlık sahteciliği geliyor. Sülün Osman'ın 1970'li yıllarda Boğaz Köprüsü'nü satmasından; 'Tosuncuk'un Çiftlik Bankına kadar, Türkiye'de her kesim ve statüden vatandaş yıllardır dolandırıcılık kurbanı olurken, neden bu kadar dolandırıldığımız ise merak konusu... Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık'a göre finansal okuryazarlık ve genel eğitim seviyesindeki eksiklik, birçok vatandaşı, simsarlar karşısında savunmasız bırakıyor. Prof. Dr. Kırık, ayrıca yeterli bilgi ve bilinç düzeyi olmayan kişilerin dolandırıcıların vaat ve tuzaklarına daha kolay kandığını dile getiriyor. 

Tosuncuk, kurduğu Çiftlik Bank ile bir saadet zinciri kurdu ve ponzi yöntemi ile vatandaşları dolandırdı.

SONU HÜSRAN!

Ekonomik sıkıntı yaşayan insanların dolandırıcıların cazip tekliflerine daha yatkın olduklarına  dikkat çeken Prof. Dr. Kırık, dolandırıcılığın önlenmesi için güvenilir bilgi kaynaklarının yaygınlaştırılması ve teknolojik güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğinin altını çizerek, şunları söylüyor: "Açgözlülük, dolandırıcıların en büyük silahıdır. İmkansız gibi görünen fırsatlar sunarak, kurbanlarının zayıflıklarını ve hırslarını ustaca kullanırlar. Gerçek olamayacak kadar iyi görünen teklifler karşısında, mantıklı düşünme yeteneğimizi kaybedip tuzağa düşebiliyoruz. Simsarlar panik yaratırken, korkuyu kullanarak da kurbanlarını kontrol altına alabiliyor."

SAHTE SEVGİ VE İLGİ 

Yalnızlık ve izolasyonun da simsarların tuzağına düşüren sebeplerden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kırık, "Arkadaşlık ve şefkat arayan insanlar, dolandırıcıların sahte sevgi ve ilgi gösterilerine kolayca kapılabiliyor. Güven duygusu, dolandırıcıların en önemli kozlarından biri. İnsanlar, doğaları gereği etraflarındaki insanlara güvenmeye yatkındır. Dolandırıcılar, bu güveni kullanarak sahte kimlikler ve hikayeler uydurarak kurbanlarını kandırabilirler. Utanç ve suçluluk duyguları, mağdurların sessiz kalmasına ve bu karanlığın daha da derinleşmesine neden olabilir" diye konuştu. 

Banker Kastelli, 1980'li yıllarda çok sayıda insanı dolandırdı. Yüzde 12 faizle para toplayan Kastelli, binlerce kişinin milyonlarca dolarlık parasını almıştı.

"BANA BİRŞEY OLMAZ" DEMEYİN!

Psikolog Özge Öztaşçı ise dolandırılmaya yatkın olmamızın sebepleri arasında geçim sıkıntısı olduğunu ve bu durumun da kişileri hızlı ve kolay yoldan kazanç sağlama arayışına ittiğini belirtiyor.  "Türk toplumunda özellikle güvenin ve sosyal ilişkilerin önemi büyük" ifadesini kullanan Öztaşçı, tespitlerinin devamında ise şunları aktarıyor: "Sıcakkanlı ve genel olarak iyimser bir toplum olmamız insanlara daha kolay güvenmemize ve yakınlık kurmamıza neden olmakta. Dolandırıcılar, bu güven duygusunu kullanarak insanları suistimal edebiliyorr Dolandırılmanın psikolojisi incelendiğinde, insan zihninin aşırı iyimserlik ve 'bana bir şey olmaz' düşüncesi gibi bazı temel zaafları ön plana çıkıyor."

"Ayrıca, toplumsal baskı ve utanç duygusu, dolandırıldığını fark eden bireylerin bunu dile getirmemesine ve dolandırıcıların daha uzun süre faaliyet göstermesine yol açar. Bir başka önemli faktör ise toplumun genel bilgi eksikliğidir. Özellikle finansal okuryazarlık seviyesi düşük olan bireyler finansal işlemleri anlamakta zorluk yaşayabilir bu durum da kolay dolandırmalarına neden olur."

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber