Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı: Çocuk evlilikleri hiçbir şekilde kabul edilemez

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, "Kız çocuklarının erken yaşta ve zorla evlendirilmesinin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu yönünde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mesajları çok açık ve nettir" dedi.

Son Güncelleme:

TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu önceki gün Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı’yı dinledi.

Hürriyet'ten Umut Erdem'in haberine göre Martı, komisyona Diyanet’in çalışmalarını şöyle anlattı:

"Kız çocuklarının erken yaşta ve zorla evlendirilmesinin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu yönünde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mesajları çok açık ve nettir. Bir kız çocuğunun kendi rızası ve ehliyeti olacak yaşa gelmeden, kanuni olarak da toplumsal olarak da evlilik sorumluluğunu alacak yaşa gelmeden evlendirilmesinin kesinlikle kabul edilemeyeceği hususunda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yürüttüğümüz faaliyetler var.

"AYIRIMCILIK İSLAM'A AYKIRIDIR"

Kadın ve erkek arasında yaratılış gayesi, varoluş değeri ve kulluk sorumluluğu açısından hiçbir fark yoktur. Dinimizin, milletimizin ve medeniyetimizin kadına bakışı daima onun saygınlığını ve haklarını korumak üzerinedir, kadının onurunu ve toplumsal konumunu hedef alan, onu cinsiyeti üzerinden ayrımcılığa tabii tutan, her türlü tavır, davranış, tutum, düşünce ve yaklaşım İslam’a aykırıdır. Kadına yönelik şiddet merkezli eylem ve söylemlerin Peygamber’in hayatından referans bulması mümkün değildir’. Bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın manifesto niteliğindeki ana kanaatlerini belirten mesajlarıdır. Bir kadının canının dokunulmazlığı vardır. Hiçbir şekilde, hiçbir biçimde şiddete maruz bırakılamaz. Din, şiddetin karşısındadır. Kadın, bir birey olarak her türlü hakları din tarafından koruma altına alınmış, dokunulmazlıkları olan ferttir. Kadının erkekle konumlandırılmasında yaşanan sorun, cinsiyete bağlı konum farklılığı kesinlikle reddedilmelidir. Hiçbir insan erkek doğmakla daha değerli değildir ya da hiçbir kadın, kadın doğmakla daha değersiz değildir.

Bir ilçe müftümüz kadına yönelik şiddet konusunda çok rahat konuştuğu için disiplin cezası aldı. Yani bir şekilde ‘Sabredin’ deyip de sıvazlayan ‘Aman, görünmez olun da arka odaya gidin’ diyen bir dilin onaylanması mümkün değil. Bunlar çok geçmişte kaldı. Hutbelerdeki ifadeler çok açıktır, lâmı cimi yoktur. Kız çocuğu ayrımcılığa uğratılamaz; bir kadın, kadın olduğu için mirasından mahrum bırakılamaz, kadının maaşına el koyulamaz. Evlerde herkes birbirine ikramda, hizmette, çay dökmede, sen bana, ben sana zevkle yapar sevdiklerine, o başka bir şeydir. Ama bunu ‘Kadının yegâne görevi budur’ ya da “Bu görev sadece kadınındır’ şeklinde bir söylemle diretmek ahlaki değildir."

15 HUTBE, 8 BİN VAAZ 

Prof. Dr. Huriye Martı, Diyanet İşleri’nin kadına yönelik ve aile içi şiddetin önlenmesi konusundaki faaliyetlerini de şöyle anlattı:

“Hutbelerin içinde ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ ifadeleri hep yer alır. Ancak özellikle bu konu için hazırlanan 2017 yılında 2, 2018 yılında 5, 2019 yılında 5, 2020 yılında 3 hutbe okutulmuştur. Çalışma hayatı ve kadın, aile içi şiddet, kız çocuklarının eğitimi ve küçük yaşta evlendirmeler konusunda 2017-2020 yılları arasında toplam 8 bin 223 vaaz verilmiştir. Er, erbaşlar gibi, polis ve bekçiler gibi grupların, kadına yönelik şiddet olduğunda müdahale etme yetisine, yeteneğine ve bilincine kavuşmaları adına, bu konunun dinle doğru bağını kurabilmek adına Diyanet İşleri Başkanlığı eğitimlerine katılmalarını önemsiyoruz.”

Sonraki Haber