Diplomasi canlandırdı, Türkoloji rüzgarı Mısır'ı sardı

Bin yıldan uzun bir süre Mısır'da hakimiyet kuran Türkler, bölgede derin izler bıraktı. İki ülke arasında yeniden başlayan diplomasi, Mısır'da Türkolojiye ilgiyi artırdı. Mısırlı Türkoloji ve Kültürel Diplomasi Heyeti'nin geçen ay yaptığı ziyarette binlerce yıllık eserler incelendi.

Son Güncelleme:

Mısır’daki Türk varlığı 9. yüzyılda Tolunoğulları ile başlarken, 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim’in 'Mısır Seferi' ile yeni bir boyut kazandı. Osmanlı devirlerinde iki millet, idari, mali, sosyal ve askeri yönden ortaklaştı. Türklerin Mısır’da bıraktığı kültürün izleri halen korunuyor. Mısır'daki üniversitelerde yirminin üzerinde Türkoloji bölümü bulunuyor. Yunus Emre Enstitüsü'nün 2010'da Afrika’daki ilk temsilciliği Kahire'de açılırken; Mısır'da yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle iki ülke arasında askıya alınan diplomatik ilişkilerin yeniden canlanmasının ardından Türkoloji alanındaki çalışmalar da hız kazanıyor.

Mısır'daki Osmanlı dönemi kalelerinden bazıları halen kullanılmaya devam ediyor. 

MEHMET AKİF ERSOY BAŞLATTI

Bu kapsamda Mısırlı Türkologlar geçen ay Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki 3300 yıllık bir mektubu incelemek için Türkiye'ye geldi. Yunus Emre Enstitüsü'nün Türkiye'de ağırladığı Mısırlı Türkoloji ve Kültürel Diplomasi Heyeti'nde Türkologlar, sanat tarihçileri ve akademisyenler yer alıyor. Gelen heyetten temsilciler, Kahire Üniversitesi'nde Türkçenin, İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy'un Mısır'da bulunduğu 1926'dan beri okutulduğuna dikkati çekerken, Mısır'da Türkoloji çalışmalarının renkli bir tarihi bulunuyor.

İLK MEZUNLAR 1960'LARDA

Mehmet Akif Ersoy, Mısır’da bulunduğu yıllarda Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türkçe dersleri verirken, Türkçenin daha sistemli bir şekilde öğretilmesi, Ayn Şems Üniversitesi bünyesinde Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nın açılmasıyla başlıyor. 1954’te ilk öğrencilerini kabul etmeye başlayan bölümdeki eğitim ilk olarak Ezher Üniversitesi hocaları tarafından verildi. Bölüm ilk mezunlarını ise 1960’larda vermeye başladı. Mısır'da Türkçenin ilk hocaları da işte bu ilk mezunlar arasından seçildi.

Mısır ve Anadolu arasındaki etkileşim binlerce yıldır devam ediyor.

"MISIR'DA ÜMMÜ'L AKSAM"

Mısır'daki Türkçe öğrencileri, Doğu Dilleri üst şemsiyesi altında iki yıl genel dersler alırken son iki yıl ise tamamen Türk Dili alanında öğrenim görüyor. Ayn Şems Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı’ndaki öğrenciler ise, bütün eğitim boyunca Türkçe dersler yapıyor. Bu nedenledir ki, Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, "en büyük bölüm" anlamında “ümmü’l-aksâm” adıyla anılıyor.

İŞTE TÜRKÇE DERSLERİ

Mısır’da Türklere ve Türkçeye karşı yoğun bir ilgi duyulurken, lisans düzeyinde okutulan derslerin başlıcaları şöyle sıralanıyor: Türkçe Dil Bilgisi, Türkçe Konuşma, Türkçe-Arapça, Arapça-Türkçe Tercüme Dersi, Osmanlı Türkçesi, El Yazma Eser İncelemesi, Divan Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı, Modern Türk Edebiyatı, Selçuklular Tarihi, Osmanlı Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi. Lisansüstü düzeyde ise "Türk Dili", "Türk Edebiyatı ve Türk Tarih ve Medeniyeti" dersleri veriliyor. 

Kahire'nin pek çok yerinde Türk eserlerine rastlanıyor.

ANADOLU İLE TEMAS ESKİ

Türkiye'yi ziyaret eden Mısırlı Türk Eserleri Uzmanı ve akademisyen Mohamed Sarhan, burada Mısır Kralı 2. Ramses'in karısı Naptera tarafından Hitit Kralı 3. Hattuşili'nin karısı Puduhepa'ya Akadça yazılmış mektup üzerinde inceleme yaptı. Bu durum Türk-Arap ilişkilerinin de ötesinde Anadolu ve Mısır'ın antik çağlardan bu yana yakın ilişkide olduğunu ortaya koyuyor.

BOĞAZKÖY'DE BULUNMUŞTU

Mısır Kraliçesi Naptera ile Hitit Kraliçesi Puduhepa’nın yazışmaları Boğazköy arşivlerinde bulunmuştu. Mektupta Mısır Kraliçesi, Hitit Kraliçesi'ne “kız kardeşim” olarak hitap ediyor. Ayrıca Mısır’dan Hitit ülkesine, elbiseler, altın süslemeler gibi hediyelerin gönderildiği de kayıtlarda yer alıyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber