Dil okullarında Afrikalı akımı... "Anadili İngilizce olanlara bütçemiz yok"

Dil okulları, döviz kurlarındaki artış sebebiyle anadili İngilizce olan kişiler yerine, Pakistanlı, Hintli ve Afrikalı hocalara yöneliyor. "Kanadalı ya da İngiliz hocalara bütçe ayıramıyoruz" diyen kurs yetkilileri, "Hintli hocaların ders saati bile 400 TL" diyor.

Son Güncelleme:

Döviz kurundaki artış ve hayat pahalılığı İngilizce kurslarındaki eğitim kalitesini de etkiliyor.  Anadili İngilizce olan eğitimcilerin talep ettikleri maaşın karşılanamaz duruma gelince, kurs sahipleri rotayı  Pakistanlı, Hintli ve Afrikalı hocalara çevirdi. İngilizce kurslarındaki son durumu anlamak için bu alanda eğitim veren dil okullarını incelerken, ilginç tanıklıklara şahit olduk.

NAKİT 11 BİN TL

İlk durağımız olan Şirinevler'de göüştüğümüz dil okulları yetkilileri, fiyatların çevrimiçi ve yüz yüze olmasına göre değişkenlik gösterdiğini söylüyor. Haftada 4 günden toplamda 12 saat süren bir eğitim yaklaşık 3 ayda tamamlanıyor ve fiyatlar nakit 11 bin, taksitle ise 12 binden başlıyor. Online eğitimde ise fiyatlar biraz daha uygun olsa da bireysel olduğu için yaklaşık 10 bin TL'yi bulabiliyor.

PAKİSTANLI HOCA İLE DENEME DERSİ

İşin ilginç yanı ise hocaların hangi ülke vatandaşı olduğunu sormanızla başlıyor. İngilizce eğitimlerini bölgede genellikle Hintli, Afrikalı ve Pakistanlı hocalar veriyor. Nedenini sorduğumuz dil okulu yetkilisi, "Kanadalı ya da İngiliz hocalara bütçe ayıramıyoruz. Hintli hocaların ders saatleri bile 400 TL'den başlıyor.

Pakistanlı bir hoca ile deneme dersi yapıyoruz ve aksanının olmadığını akıcı bir İngilizce ile konuştuğunu fark ediyoruz.

İstanbul'daki dil okullarında anadili İngilizce olan hoca bulmak zor. 

ANADİLİ İNGİLİZCE OLAN HOCANIN SAATİ 850 TL

Bakırköy ve Avcılar'da da durum aynı. Bir merkezde ise anadili İngilizce olan Kanadalı hocaların ders verdiğini görüyoruz. Özel ders almak istediğimizde ise bir saat için 850 TL talep ediliyor.  

PRATİK EKSİKLİĞİ VE KONUŞMA ÇEKİNGENLİĞİ

Öte yandan araştırmalarımız sırasında yabancı dil öğretiminde teknoloji kullanımının ise  diğer ülkelere göre geride kaldığını öğreniyoruz. Türkiye’nin ikinci dil yetkinliğinde en düşük puanı alan ülkeler kategorisinde olduğu bilgisini de alıyoruz. Eğitim metodolojisi, pratik eksikliği ve konuşma çekingenliği Türkiye’nin son sırada yer almasının diğer nedenleri olarak ifade ediliyor.  

DİL ÖĞRENMEK İÇİN EN UYGUN ÜLKE LÜKSEMBURG

Öte yandan çevrimiçi dil öğrenme platformu Preply'nin, 31 ülkeyi 18 kriter üzerinden değerlendirdiği,  dil öğrenmek için en uygun ortamı sunan ülkeler listesinde ise Lüksemburg ilk sırada yer alırken Türkiye son sırada yer alıyor. 

Çalışma kapsamında yabancı dil yetkinlik düzeyinin “çok düşük” olarak tanımlandığı Türkiye'nin özellikle ülkede konuşulan dil çeşitliliğinin kısıtlı olması, farklı kültürlerle teması ve yeni dil öğrenimine açık olma durumunu etkiliyor.

DİL EĞİTİMİNE ERKEN BAŞLAMAK ÇOK ÖNEMLİ

 Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu ise Türkiye'nin durumunu, “Birden fazla dilin konuşulduğu bir ülkede vakit geçirmek, farklı dillerde etkileşim kurmak anlamına geliyor. Bu da bilişsel yetkinlikleri artırmada önemli rol oynuyor. Tam da bu sebepten, bazı ülkeler diğerlerine kıyasla dil öğrenimi için daha elverişli bir ortam sunuyor” sözleriyle özetliyor. 

Uzmanlar, dil eğitimine erken başlamanın avantajlarına dikkat çekiyor.

TELEVİZYON KÜLTÜRÜ, ALTYAZI...

Sivişoğlu, “Dil öğrenimi analitik yetkinliklerle çok ilişkili olduğu ve insan zihninde bir dünyayı kavrama biçimi oluşturduğu için, erken başlamak ilerleyen süreçte büyük avantaj anlamına geliyor" derken, "Öte yandan televizyon kültürü ve dizi ya da film izlerken altyazı, dublaj ve dış ses gibi tercihleri de ülkelerin dil öğrenme ortamını etkiliyor” ifadeleriyle değerlendirmesini noktalıyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber