DİAYDER davasında 3 sanık hakkında tahliye kararı
Terör Örgütü PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü iddiasıyla yargılanan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yöneticisi 3 sanık hakkında tahliye kararı verildi. Mahkeme, Dernek Başkanı Ekrem Baran'ın ise tutukluluk halinin devam etmesi kararlaştırdı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Ekrem Baran, Hafit Tunç, Ali Fuat Hatip ve Mehmet Emin Aslan SEGBİS ile katıldı. Tutuksuz sanıklar da duruşma salonunda hazır bulundu. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu duruşmayı izledi.
İBB ÇALIŞANI TANIK OLARAK DİNLENDİ
Duruşmada tanık olarak dinlenen İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanı Esra Huri Bulduk, "İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nde 20 yıldır çalışıyorum. Aynı telefon numarasını kullanıyorum. Telefonum çoğu dernek, kurum ve kişilerde var. Beni muhtar, öğretmen, dernek başkanı kişiler arayarak, ihtiyaç sahipleriyle ilgili bilgi verirler. Bizler de daha önce yardım almış mı almamış mı kontrol ederiz. Sosyal yardım almamışsa nereye başvurulması gerektiğini söyleriz. Başvuranların evine gidilerek inceleme yapılır. Eğer gerçekten ihtiyacı varsa, ekiplerimiz sosyal destek yardımı yaparlar. İhtiyaç sahipleri bize ulaştığında, ben de hayırseverlere bildiriyorum. Onlar da ihtiyaç sahipleri için zincir marketlerin 100-200 lira tutarındaki alışveriş kartlarından gönderir. Bu kartlar İBB'nin sosyal yardım kartlarından ayrıdır" dedi.
"BİZLER 'DİAYDER' OLARAK ELİMİZE SİLAH ALMADIK"
Tutuksuz sanık Enver Karabey, suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, "Ben din adamıyım. Derneğimizin herhangi bir örgütle bağlantısı yok. Ben dinimin kurallarını uygular ve buna göre hareket ederim. Bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Hiçbir illegal örgüt adına para da toplamadım. Cuma namazlarına katılmanın ve namaz kılmanın suç olmadığı açık ve net. Kapımız herkese açık. Bizler DİAYDER olarak elimize silah almadık" dedi.
"BİZE YAPILAN SUÇLAMALAR ADALETSİZLİK"
Dernek Başkanı Ekrem Baran ise "İslam doğrultusunda herkes yardım yapıyor. Bizler de bu şekilde insanlara yardım etmek istedik. Bununla ilgili hadis ve ayetler var. Dernek bu şekilde ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor. Bize yapılan suçlamaların adaletsizlik olduğunu düşünüyoruz. Sağlık sorunlarım var, tahliye edilmesem bile adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum" diye konuştu.
TUTUKLU SANIKLAR TAHLİYELERİNİ TALEP ETTİ
Tutuklu sanıklardan Hafit Tunç ise "Suçlamaları kabul etmiyorum. DİAYDER yasal bir dernektir. Örgütle alakam ve ilişkim yok. Cezaevinde bulunduğum sürede ailem ve ben mağdur oldum. Tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu. Diğer tutuklu sanıklar da suçlamaları kabul etmediklerini söyleyerek tahliyelerini istedi.
3 SANIĞA TAHLİYE KARARI
Mahkeme heyeti, Dernek Başkanı Ekrem Baran'ın tutukluluk halinin devamına, Hafit Tunç, Ali Fuat Hatip ve Mehmet Emin Aslan'ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme, tahliye olan sanıkların haftada bir kez karakola giderek imza atmasına, bazı tutuksuz sanıklar hakkındaki 'ev hapsi' adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağının ise devam etmesine karar verdi. Gizli tanıklar 'Kartal' ve 'X-Tanık'ın dinlenilmesinden vazgeçildi. Dosya mütalaa hazırlaması için duruşma savcısına gönderildi.
İDDİANAME
Davanın iddianamesinde Şirinevler'de faaliyet gösteren DİAYDER isimli derneğin, terör örgütü PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda kurularak, faaliyet yürüttüğü, denetimsiz mescitlerde siyasi içerikli vaaz ve hutbe verildiği konusunda somut deliller elde edildiği belirtiliyor. Örgütün sözde 'Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesinin', diyanet harici alternatif bir dini yapılanmaya gidilmesi planının, DİAYDER'in 'mele' olarak adlandırılan gayri resmi din adamlarıyla hayata geçirilmeye çalışıldığı anlatılıyor. DİAYDER başkanı Ekrem Baran'ın da aralarında olduğu 23 sanık hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak, bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından 3,5'er yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor. DİAYDER referansıyla İBB'ye örgütle irtibatlı kişilerin işe alındığına ilişkin iddialarla ilgili olarak da İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatmıştı.
Kaynak: DHA