Derdimiz kural değil

Önümüzdeki sezon kadroda 14 sahada en fazla 8 yabancı oyuncuya izin verilecek. Peki bir anda sorunlar çözülecek mi? Genç futbolcularımız Avrupa'ya gitmektense Türkiye'de mi oynamayı tercih edecekler?

Son Güncelleme:

Yabancı kuralı daraltıldı. Bir süredir devam eden tartışma iyice alevlendi. Bence yaramız da merhemimiz de bu kuraldan bağımsız konular. 

Neden?

Çünkü herkesin ilk konuştuğu konu “Mevcut kuralla futbolcularımız Avrupa’ya gitti.” 

Gerçekten öyle mi? Milli takım (A ve U21) havuzuna bakalım:

- Çağlar Söyüncü alt ligden gitti. İstanbul’u seçmedi. 

- Zeki Çelik alt ligden gitti. Kimse fark etmedi bile. Keşfedenler de taraftar tepkisinden alamadı. 

- Merih Demiral’ı Fenerbahçe tutamadı, gitti. 

- Ozan Kabak Galatasaray’da kısa süre oynayıp gitti. 

- Ali Akman alt ligden gitti

- Mert Çetin taraftar tepkisi yüzünden Fenerbahçe’ye alınamadı, Roma’ya gitti. 

- Yusuf Yazıcı vizyon gösterip hayalinin peşine gitti. Hatırlı büyüklerin telkinleri bile engel olamadı.  

- Enes Ünal birçok teklif almasına karşın İstanbul’u seçmedi. 

- Ömer Faruk Beyaz kendisine sunulan projeye ikna olmadı, gitti. 

- Beşiktaş Rıdvan Yılmaz’ı oynattı, milli takıma gönderdi. 

- Karius yerine Ersin Destanoğlu oynadı, ciddi para kazanılacak büyük ihtimalle. 

Daha çok isim sayarız. Ama bu futbolcuların çoğu ya zaten İstanbul takımları tarafından keşfedilemedi ya da İstanbul’un projeleri onları ikna edemedi. Parayla da alakalı değil bu. Çünkü kur farkı da maaş makasını kapattı.  

İstanbul takımları artık cazip değil gençler için. Ama Avrupa cazip. Futbol iklimi sağlıklı, insanlar profesyonel, ligler daha gelişmiş. 

Çünkü burada ortada bir proje yok. Gençleri oynatmak zor geliyor. Emek vereceksin, arkasında duracaksın, sabredeceksin. 

Ama gidip yabancı almak kolay. Gitmeye de gerek yok. Menajerler getiriyor. Bastırıyorsun parayı alıyorsun. İsmin gazetelerde yazıyor. Aynı yönetici altyapıdan çocuk oynasa meşhur olamıyor, zemini düzeltse meşhur olamıyor. 

SUÇLU KURAL DEĞİL YÖNETİCİ

Şimdi yerlinin değeri artacak önce kabul. Ama yönetici parası yoksa vermesin. Bu kadar basit. Rekabet duygusuyla kulübünü borçlandırmasın. Burada suçlu kural değil, yönetici. 

Yeni sistemde yerli teşviki önemliydi. TFF getirildiğini söylüyor. Bu güzel. Şimdi sıra kulüplerde. Altyapıya yatırım yapılmalı. Esas nokta burası. Yetenek, insan gücü gibi bir eksiğimiz yok. İyi eğitimciler getirilsin ve/veya yetiştirilirse bu çark döner. 

Avrupa seçimi artık paraya bağlı değil çoğu futbolcu için. Hatırlı insanlar araya girse de “Bu sene şampiyonuz, kal” deseler de yollarından dönmüyorlar. 

Türk futbolundaki tek problem yönetici profilidir. Bu konunun değişmesi her şeyi değiştirir. 

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber