Depremzede işçi ve kiracının hakları neler? Tazminat ve OHAL hatırlatması...
Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerde 40 bini aşkın insan yaşamını yitirirken iki haftanın sonunda depremzedelerin haklarına ilişkin soru işaretleri de gündemde kendisine yer buluyor. Depremzede çalışanlar ve depremzede kiracıların haklarının neler olduğu da gündemdeki sorular arasında...
Türkiye'yi yasa boğan ve 40 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği depremlerin, 10 ilimizde büyük yıkıma sebep olan asrın felaketinin iki hafta geride kalırken depremzedelerin sahip oldukları haklar da ilgili konuların uzmanları tarafından dile getiriliyor. Vefat edenler, vefat edenlerin geride kalan yakınları, yuvası yıkılanlar, yaralananlar başta olmak üzere ev sahipleri, kiracılar ve çalışanların da sahip oldukları haklar konuşuluyor. Sosyal medyada yayılan pek çok paylaşım ise kiracıların ve işbaşı yapması gereken işçilerin durumunun ne olacağına odaklanmış durumda.
İşverenin birkaç gün sonra depremzede çalışanına “İşbaşı yapman gerekiyor” diyeceğine ya da ev sahibinin depremzede kiracının oturamadığı evin kirasını isteyeceğine yönelik paylaşımlar, depremzede işçilerin ve kiracıların hakları nelerdir sorusunu sormayı kaçınılmaz kılıyor.
Avukat Ferit Durbin konuya işçiler çerçevesinden bakarken “Depremzede işçiler işten çıkarılabilir mi?” sorusuna çok net bir yanıt vererek başlıyor ve “Deprem olağanüstü bir durum olduğundan dolayı işçiler işten çıkarılamaz” ifadelerini kullanıyor. Av. Durbin, buna riayet etmeyerek işten çıkarma yoluna giden işverene karşı çalışanın işe iade ve tazminat davası açabileceğinin altını çiziyor.
TAZMİNAT VE OHAL HATIRLATMASI...
Depremzede işçilerin ve mirasçılarının tazminat hakkı olduğunu ifade eden Av. Durbin, “Depremde yaşamını yitiren işçilerin mirasçıları, mirasçılık belgesi alarak işverenden depremde vefat eden işçinin kıdem tazminatını, yıllık izin tazminatını, genel tatil alacağını ve fazla mesai alacağını talep etme hakkına sahiptir” diye konuşuyor ve bununla birlikte depreme işyerinde çalışırken yakalanan bir işçinin vefat etmesi durumunda mirasçılarının iş kazası tazminatı talebinde de bulunabileceğini aktarıyor.
Bununla birlikte Av. Durbin, OHAL hatırlatmasında da bulunuyor:
“OHAL kapsamında yargı alanında alınan tedbirlere ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanarak 06 Şubat 2023 tarihi ile 06 Nisan 2023 tarihleri arasında adli süreler durduğundan işe iade davası ve tazminat davası bu sürenin bitiminden hemen sonra açılabilir. Bu sürelere çok dikkat edilmelidir.”
'SÖZLEŞME PEKALA FESHEDİLEBİLİR!'
Gayrimenkul hukukçusu Avukat Sinan Keskin ise konuyu kiracıların hakları ekseninden ele alıyor. Deprem illerinde yaşayan kiracıların taraf oldukları kira sözleşmelerini değerlendiren Av. Keskin, “Öncelikle kira konusu ev, depremde yıkılmışsa zaten kira sözleşmesi kendiliğinden sona erecektir” diyor ve ekliyor:
“Ev yıkılmamış ve fakat ağır hasar almışsa, evde ikamet etmek ciddi tehlike oluşturacağından kiracı sözleşmesini pekâlâ feshedebilir. Zira Türk Borçlar Kanunu'nun 305. maddesi gereğince, kiralanan konutta sonradan ayıplı bir durum meydana gelirse, yani örneğin depremden dolayı bir hasar oluşursa ve bu hasar önemli derecede ise, kiracının kullanım hakkı önemli ölçüde etkileniyorsa, o halde kiracının sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmaktadır.”
Peki evin hasar almadığı durumda ne oluyor? Bu noktada istenirse sözleşmeye devam edilebileceğini söyleyen Av. Keskin, başka bir kilit noktaya parmak basıyor ve “Ancak mevcut durumda depremin şiddeti, artçıların devam etmesi, bölgedeki insanların maruz kaldığı travma ve psikolojik hal, kiracıların deprem bölgelerindeki evlerinden haklı bir şekilde ayrılmalarına sebebiyet vermektedir” diyor.
'ŞU AN YAŞAMAYA ELVERİŞLİ DEĞİL...'
Av. Keskin, böylesi beklenmeyen mücbir bir sebepten ötürü kiracıların diledikleri takdirde erken tahliye etme hakkına sahip olduğunu ifade ediyor. Hatay'dan örnek veren Av. Keskin, “Burada oturduğu evi sağlam olan kiracı dahi, haklı olarak ayrılmak isteyebilecektir. Zira şehir genel olarak şu an yaşamaya elverişli değil” diye konuşuyor. Keskin şöyle devam ediyor:
“Okullar, hastaneler, kamu kurumları çalışamaz haldedir. Kiracıyı, böyle bir ortamda sırf oturduğu ev hasar almadı diye kira sözleşmesine bağlı tutmak hakkaniyetli değildir ve mevzuata da uygun değildir.”
Kaynak: Web Özel