Deprem kentlerinde çocuk intiharı tehlikesi!

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Çocuk Hakları Alt Komisyonu, dün toplandı. Toplantıda sunum yapan Dr. Yeşim Ünal Kılıç, deprem bölgesinde çocuk intihar vakalarında ve uyuşturucu kullanımında ciddi artış olduğunu vurguladı.

Son Güncelleme:

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu, komisyon olarak depremden etkilenen çocukların durumunu incelemek üzere Gaziantep, Hatay ve Adıyaman'ı ziyaret ettiklerini; bu ay da Malatya, Elazığ, Diyarbakır ve Şanlıurfa'yı ziyaret edeceklerini bildirdi.

Gazze'de çocukların ölmeye devam ettiğini söyleyen Katırcıoğlu, "Nekbe Günü'nde yine İsrail öldürmeye, katletmeye, zulmetmeye devam ediyor." dedi. Katırcıoğlu, şunları kaydetti:

"Ecdadımızın 200 yıl boyunca verdiği mücadele önce 1917, sonrasına 14 Mayıs 1948 yılında işgalle ve her türlü entrikalarla gasp edilerek, sözde İsrail devletinin kuruluşuyla son buldu. Onlar için kuruluş günü olan bu gün, Filistin halkı için ölüm, zulüm ve göç anlamına gelmekteydi. Her 10 dakikada 1 çocuk Filistin'de hayatını kaybediyor. Ancak İsrail, barbarlığına, mezalimine, soykırımına 10 saniye bile ara vermiyor. Kutsal mabetlerimize, namuslarımıza, çocuklarımıza göz diken bu terör şebekesi, kendini devlet sanan bu zavallıların nihai hedefi, kadim Anadolu'nun da içinde olduğu sözde İsrail devletini kurmak. Ancak şunu bilin ki ne bu millet ne bu devlet size bu günü göstermeyecek. Hayallerinizi, heva ve heveslerini kursaklarınızda bırakacak."

Katırcıoğlu, 6 Şubat depremlerine ilişkin komisyon olarak, "Deprem Mağduru Çocuklar" konulu bir rapor hazırladıklarını ve bu raporun sonuna geldiklerini belirtti.

Deprem bölgesindeki çocukların durumunu görmek üzere Gaziantep, Hatay ve Adıyaman'ı ziyaret ettiklerini söyleyen Katırcıoğlu, "İnşallah, mayıs ayının son haftasında da diğer depremden etkilenen illerimize ziyaretlerimizi yapacağız; Malatya, Elazığ, Diyarbakır ve Şanlıurfa’ya gitmeyi planlamaktayız. Bu raporlarımızı tamamladıktan sonra temmuz ayının sonunda nihayete erdireceğiz." ifadelerini kullandı.

"HAYATI NORMALE DÖNDÜRME HİZMETİMİZ DEVAM EDİYOR"

Türk Kızılay Derneği Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ramazan Saygılı, 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen yaraları sarmaya devam ettiklerini belirtti.

Kızılay olarak uzman personelleri ve geniş gönüllü ağlarıyla depremin ilk gününden bu yana sahada faaliyetlerini sürdürdüklerini söyleyen Saygılı, "Başlarda sunduğumuz temel yardımlar, süre içerisinde daha uzmanlaşmış ve özelleşmiş hizmetlerle, sahada kurduğumuz kalıcı ekiplerimizle birlikte devam ediyor." dedi.

Verdikleri hizmetin önemli bölümünün, depremin sonuçlarından en çok etkilenen çocuklara yönelik olduğunu vurgulayan Saygılı, "Şu anda Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Osmaniye afet müdahale ve afet iyileştirme personellerimiz ile nakit yardımlar başta olmak üzere, hayatı normale döndürmeye yönelik hizmetleri yerine getiriyoruz." diye konuştu.

Türk Kızılay Derneği Afet Yönetimi ve İklim Değişikliği Genel Müdürü Kurtuluş Açıksarı, yaptığı sunumda, Türk Kızılayın deprem bölgesinde çocuklara yaptığı yardımlar hakkında bilgi verdi.

Beslenme konusunda ilk andan itibaren müdahalelerini yaptıklarını söyleyen Açıksarı, ebeveynini kaybeden 3 bin 179 çocuğa toplamda 16 milyon 919 bin 500 lira nakit yardım yaptıklarını ve yardıma devam ettiklerini belirtti.

Her ay düzenli aile ziyaretlerine devam ettiklerini aktaran Açıksarı, "Önce Çocuk Projemiz kapsamında 102 bin 331 çocuğumuza 159 milyon 588 bin 129 lira nakit destek sağladık. 640 çocuğumuza koruma nakit desteği yapıldı. Eğitim nakit desteği kapsamında 5 bin 373 çocuğa toplamda 16 milyon 119 bin nakit destek sağlandı. Giyim nakit desteği kapsamında 1140 çocuğa toplamda 2 milyon 127 bin liralık destek verdik. 12 psikososyal destek çadırında, 2 mobil çocuk dostu alanda çocukların akranlarıyla sosyalleşebilmeleri için destek oluyoruz." ifadelerini kullandı.

Açıksarı, 35 bin 848 bin çocuğa psikolojik yardım ve ihtiyaç değerlendirmesi yaptıklarını, 8 bin 3 çocuğa da psikoeğitim hizmeti verildiğini söyledi.

21 bin üzerinde çocuğun da Türk Kızılay 100'üncü Yıl Kütüphanelerinden faydalandığını belirten Açıksarı, 28 konteyner kentte de koruma ve izleme çalışmaları yaptıklarını anlattı.

ÇOCUKLAR ARASINDA AYRIM YAPILMAMALI

Komisyonda sunum yapan Haliç Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yeşim Ünal Kılıç da 20 yılı aşkın süredir afet psikoloğu olarak çalıştığını söyledi.

Deprem nedeniyle 4 milyonu aşkın çocuğun mağdur olduğunu belirten Kılıç, çocukların deprem sonrası yaşadığı travmalar hakkında bilgi verdi.

Çadır ve konteyner kentlerde çocuk odaklı alanların az veya dengesiz olduğunu söyleyen Kılıç, deprem sonrasında çocukların ihtiyaç duyduğu tek şeyin "çocuk alanı" olduğunu söyledi.

Depremin ardından çocukların güvenlik açısından çadır ve konteyner kentlerde sorunlar yaşandığını anlatan Kılıç, konteyner kentlerde çocuk tuvaleti ve banyosu uygulamasının gerekli olduğunu söyledi.

Arama kurtarma faaliyetlerinde çocuk mahremiyetinin önemine de değinen Kılıç, dünyada medya kuruluşlarına bu konuda yasaklamalar getirildiğini belirtti.

Kılıç, deprem bölgelerindeki dağıtım faaliyetlerinde çocuklar arasında ayrım yapılmaması gerektiğini dile getirdi.

"BİZDE KAYIP ÇOCUK GÖZÜKMÜYOR"

6 Şubat depremlerinin ardından kaybolduğu iddia edilen çocuklara ilişkin bir soru üzerine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bilir, şu bilgileri verdi:

"Biz çağrı hatları oluşturduk. 'Çocuklarına ulaşamayanlar, çocuklarla ilgili bildirimler bize bu hattan ulaştırılsın' dedik. Bize gelen 1912 çağrı, 1088 de tekil ihbar söz konusu. Biz 1912 vakayla ilgili tek tek tüm araştırmaları, TÜBİTAK'ın derin görü sistemini de kullanarak, Adalet Bakanlığımızla işbirliği içerisinde gidip morglardaki çocuklarımızın görsellerini tarayarak, Sağlık Bakanlığımızdan hastanelere gelen çocuklar dahil olmak üzere görsel karşılaştırmaları yaptık. Çocuklarla ilgili tüm taramaları yapmış, gerekli aile birleştirmelerini, ailesi bulunamıyorsa koruma altına alma süreçleri, vefatsa vefat tespitlerini yapmış durumdayız. Teknik olarak bizde kayıp çocuk gözükmüyor. Özel olarak emniyette bir bilgi varsa onu bilmiyorum. Bize herhangi bir şekilde yeni kayıp ihbarı gelmiyor."

Bilir, kendilerine yapılan ihbarlar sonucunda, 1874 çocuğun aile veya aile yakınına teslim edildiğini belirterek, "1088 ihbardan aile yakınlarına teslim edilen 301, DNA testiyle birlikte bu rakam 487'ye ulaşıyor. Bize ihbar edilen çocuklarımızdan 567'si zaten vefat ettiğini tespit ettiğimiz çocuklar." dedi.

DEPREM BÖLGESİNDE ÇOCUK İNTİHARI TEHLİKESİ

Komisyonda sunum yapan Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yeşim Ünal Kılıç, deprem bölgesinde çocuk intihar vakalarında ve uyuşturucu kullanımında ciddi artış olduğunu vurguladı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Çocuk Hakları Alt Komisyonu’na sunum yapan Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yeşim Ünal Kılıç, UMKE (Uluslararası Medikal Kurtarma Ekipleri Derneği) ile birlikte saha çalışmalarına katıldığını belirterek, “Ailesinden uzakta kalan çocuklarda daha ciddi reaksiyonlar var. Yuvalarda kalan, uzuv kayıpları olan kronik hasta olan ve refakatçisi olmayabilen çocuklar var” dedi.
Akran zorbalığının da çok yaygın olduğunu belirten Kılıç, afet bölgelerinde intihar vakalarının arttığını söyledi. Kılıç, şunları kaydetti: “Burada, galiba, en önemsediğimiz şeylerden biri … Ben yirmi yıldır afetlerde çalışan bir psikoloğum, ilk defa böyle bir sahada şöyle bir yardım istendi benden. Uzmanlarımız intihar vakalarında ciddi artış görüyorlar ve yaş oranı çok düştü. Yani 8 yaşında intihar girişiminde bulunmuş insanlardan bahsediyoruz. Afet bölgelerinde özellikle kırsallarda. Acile başvuranlar açısından da önemli oranlarda çocuk yaşta intihar düşüncelerinin ve girişimlerinin arttığını görüyoruz.” 13-18 yaş arasındaki ergen yaşlardaki çocuklarda madde kullanımının arttığına da dikkati çeken Kılıç, “Sahada hiç görülmediği kadar engelli çocuk var.” dedi.

Sonraki Haber