Dedikodu yapan işsiz kalacak
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, çalışma arkadaşlarına iftira atıp dedikodu yapan işçinin tazminatsız şekilde kovulmasının önünü açtı. Kararı değerlendiren hukukçular, dedikodu yapılan ortamdan bile uzaklaşılması gerektiğini aksi halde bunun durumu onaylamak anlamına geldiğini söylüyor.
Gece bekçisi olarak çalıştığı işyerinden kovulan bir işçi, kıdem ve ihbar tazminatı için İş Mahkemesi’ne gitti. İşveren işçinin işini doğru ve dürüst yapmadığı, dedikodu yaparak işçileri birbirine düşürdüğü ve sözlü kurallara rağmen tavırlarına devam ettirdiğini öne sürdü. Bu sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini söyleyen işveren, davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararın her iki taraf avukatınca temyiz edilmesiyle devreye giren Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek mahkeme, mesai arkadaşlarına iftira atarak onların dedikodularını yapan işçinin tazminatsız kovulmasını yerinde buldu. Peki, hukukçular bu karara ne diyor, hangi konular dedikodu sayılıyor?
"İŞ KANUNU MADDE 25 KAPSAMINDA..."
Avukat Hadi Dündar ise kararın yerinde olduğunu belirtiyor ve iş yeri ortamının huzurlu olması gerektiğini anlatıyor. Dündar, "İş yerinde işçinin dedikodu yapması işveren açısından haklı nedenle fesih sebebidir. İşçi bu davranışı ile işyerinin huzurunu ve çalışma düzenini bozmakta olup doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sergilemektedir. İşçinin bu şekildeki davranışı işverene tazminatsız bir şekilde işçiyi işten çıkarma hakkı tanır. İş kanunu 25 madde kapsamında sözleşme fesih edilebilir" demekte.
"DEDİKODUNUN HUZUR BOZUCU NİTELİKTE OLMASI GEREKİYOR"
Dedikodunun huzur bozacak nitelikte olması gerektiğinin altını çizen Dündar, "Konuşma ortamında, sosyal medyada dedikodu yapılabilir. Konuşarak yapılanın şahitlerle ispatlanması gereği ortaya çıkarken yazılı olarak yapılan da ise ekran görüntüsü de delil olarak kullanılabilir" diyor ve ekliyor:
"Dedikodu yapılan ortamda her ne kadar kendisi yapmamış olsa dahi ses çıkartılmıyorsa o dedikoduya ortak olmuş olur, böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında yazılı ise yazılı tepki verilmesi gerekir, dedikodu yapılmaması yönümde bir telkin olabilir. Sözlü ise de oradan uzaklaşması ve sözlü olarak tepki vermesi gerekir. Aksi takdirde dedikodu bir sohbettir ve sohbete katılan herkes tarafından yapılmış olur."
"TOPLUMSAL VE ETİK AÇIDAN ONAYLANAMAYAK BİR TUTUMDA..."
Avukat Kevser Yıldırım, "Yargıtay’ın bu kararlarının işçinin işçi olması sebebiyle her koşulda haklı olmayacağını gösterdiği gibi; işçinin konumunun işçiye haksız eylemlerde bulunma hakkını tanımayacağını göstermekte" diyor ve ekliyor:
"İşçinin davranışı ancak iş yerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu iş yerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamayacaktır. İşçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışları olabileceğini söyleyebiliriz."
"HAKARET VARSA..."
"Dedikodu kapsamında söylenen sözler, iş yerinde işlerinin görülmesini ve iş arkadaşlığını olumsuz hale getirip getirilmediğinin ölçülmesi gerekir" diyen Yıldırım, "Dedikodunun içeriğinde hakaret bulunup bulunmadığı, sözlenen sözlerin etkilerinin ve ağırlığının ne olduğunun da değerlendirilmesinin yapılması gerekecektir" diyerek, açıklamalarını sonlandırıyor.
Kaynak: Web Özel