Cumhurbaşkanı Erdoğan: En zor günler geride kaldı, enflasyonda düşüş sürecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Pembe tablolar çizmek niyetinde değilim ama en zor günler geride kaldı. Türk ekonomisi fırtınalı sulardan artık serin sulara doğru yol almaktadır. Enflasyonda başlayan düşüş trendi hızlanarak devam edecek. Fahiş fiyatla mücadelemiz sürecek" dedi.

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar Merkezi'nde Dünya Müslüman İş Alemi MÜSİAD Fuarı ve Uluslararası İş Forumu Kongresi'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"Küresel Ticaret Burada" sloganıyla düzenlenen MÜSİAD EXPO fuarının bu sene 20'ncisini icra ediyoruz. Salı günü başlayan ve bugün sona erecek fuara ülkemiz içinden ve yurt dışından ilginin gayet yoğun olduğunu görüyorum. Fuar vesilesiyle 88 ülkeden iş insanları, sanayiciler ve yatırımcılar bir araya getirildi. Özellikle tekstil, makine, inşaat, yapı malzemeleri, gıda tarım ve savunma sanayi firmalarımızın fuara mührünü vurmasını önemsiyoruz.

Bu gurur verici tablo Türk ekonomisinin kapasitesi yanında çeşitliliğini de gösteren kayda değer bir referanstır. 24 sektörden 300'ü aşkın katılımcı firmayı buluşturan B2B görüşmelerinde hedef 1 milyar dolarlık ticari iş birliği hacmine ulaşmaktır. Çarşamba gününden bu yana yapılan temaslarla inşallah bu rakamın da üzerine çıkıldığına inanıyorum.

GÖÇ KONUSU EN HASSAS MESELELERDEN BİRİDİR

Uluslararası İş Forumu'nun insani ve iktisadi boyutuyla göç teması altında tertiplenmesi de ayrıca takdire şayandır. Forumda yapılan tartışmaların da hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada şu hususun altını öncelikle çizmek isterim: Göç konusu sadece bizim gibi geçiş güzergahındaki ülkeler için değil, gelişmiş, gelişmekte olan fark etmeksizin tüm dünya için günümüzün en hassas meselelerinden biridir.

Türkiye açısından göç, dünyanın birçok ülkesine kıyasla çok daha eski bir kavramdır. Biz gerek coğrafi konumumuz gerekse beşeri ve kültürel bağlarımız sebebiyle tarih boyunca göç hareketlerine muhatap olmuş bir ülkeyiz. Osmanlı Devleti'nin toprak kayıpları 19. yüzyıldan itibaren hızlanınca Kırım'dan, Kafkaslar'dan ve Balkanlar'dan yoğun göçler aldık. Son iki asırda başı dara düşen, sürgüne uğrayan soydaşlarımızı muhabbetle bağrımıza bastık. Müslümanlarla birlikte gün oldu Musevi ve Hıristiyanlara da kapımızı açtık. Birinci Körfez Savaşı'nda Kuzey Irak'ta zulüm gören Kürt kardeşlerimiz gibi 2011 yılından itibaren Suriye'deki iç savaştan kaçan komşularımıza da sahip çıkan biz olduk.

3,5 MİLYON İNSANA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ

Meselenin bir diğer boyutu ise şudur. 1960'lardan başlayarak yüz binlerce insanımız İstanbul Sirkeci tren istasyonundan davulla, zurnayla uğurlanarak gurbet trenlerine bindi. Acı vatan dedikleri Almanya'ya daha sonra da Belçika, İsviçre ve diğer Avrupa ülkelerine iş için, ekmek için, rızıklarını kazanmak için gitti.

Bugün çoğu Suriye'den 3,5 milyon civarında yerlerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz. Yine bugün kahir ekseriyeti Almanya'da olmak üzere Avrupa'nın farklı ülkelerinde 6 milyonu aşkın kardeşimiz hayatlarına devam ediyor, yaşadıkları ülkelerin ekonomisine önemli katkılar sunuyor.

Aziz kardeşlerim, tüm bunları şunun için söylüyorum. Göç ve göçmenlik olgusuna aşina bir milletiz. Hem uzun yıllar farklı kaynaklardan göç almışız hem de vatandaşlarımızı göçmen olarak farklı ülkelere göndermişiz. Bu tecrübe son yıllarda iş çevrelerimiz dahil milletimizin farklı kesimlerini meşgul eden göç meselesini daha sağlıklı bir zeminde değerlendirmemize imkân sağlıyor.

İLLEGAL GÖÇ AKINLARIYLA MÜCADELE TAVİZSİZ SÜRDÜRECEK

Bakınız, kimi ülkeler göçmen konusuna sadece menfaat penceresinden yaklaşabilir. Kimi ülkeler bunu etnik ve kültürel bir tehdit olarak ele alabilir. Kimileri ise bu meseleyi sadece güvenlik ekseninden okuyabilir. Ama biz Türkiye olarak göç olgusuna çok boyutlu bir şekilde, özellikle insani değerleri merkeze alan bir yaklaşımla bakmak zorundayız. Şimdiye kadar sayısız toplantıya, araştırmaya, sempozyuma konu olan bu meseleyi bütünlükçü bir anlayışla okumak, buna göre doğru, kalıcı ve uzun vadeli politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. 

Düzensiz göç baskısıyla yüzleşen her devlet gibi elbette Türkiye de illegal göç akınlarıyla mücadelesini tavizsiz sürdürecektir. Hudutlarımızın güvenliğini, namusumuz bilip koruyacağız. İlave tedbirlerle daha da tahkim edeceğiz. Aynı şekilde kayıt dışılığın sıfırlanmasına yönelik kararlı politikalarımızdan geri adım atmayacağız.

TÜRKİYE EKONOMİSİ KESİNTİSIZ BÜYÜYOR

Ticarette artan korumacılık ve bölgemizde bir türlü sonlandırılamayan çatışmalar küresel ekonomiyi yeni risklerle karşı karşıya bırakıyor. Küresel ekonomi 2023 yılında yüzde 3 büyüyerek tarihi ortalama alında gelişme gösterdi. 2023'te felaketlere rağmen 5,1 oranında büyüme kaydettik. Ekonomik büyüklük 1 trilyon 130 milyon dolara yükseldi. Kişi başına milli gelir 13 bin 243 dolara çıktı. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüyor.

Büyümemiz önemli oranda ihracattan kaynaklanmaktadır. Küresel hizmet ihracatından aldığımız pay yüzde 1,35'i buldu. Ekim ayı ihracatı rekoru yakaladı. Eylül ayında yıllık istihdam 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyon kişiye çıktı.

Bu başarılarda MÜSİAD üyelerinin büyük payı var. Türkiye'nin ekonomisine ve demokrasisine yeri doldurulamaz katkılar yapan MÜSİAD'a teşekkür ediyorum. Son yıllarda hepimizin yüreğini dağlayan hadiselerdeki onurlu duruşunuz için sizleri tebrik ediyorum.

Türkiye 6 Şubat'a rağmen tüm bu başarıları elde etti. Deprem bölgesi ihyası için harcamamız 72 milyar dolara yaklaştı. Enkaz kaldırılmasından yeni konut inşaatına, çevre düzenlemelerine, çeşitli yardımlara kadar pek çok alanda depremzedelerin yanında olduk. Yarın da Kahramanmaraş'tayım.

FAHİŞ FİYATLA MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Bütçe açığını yüzde 4,9'a indirmeyi hedefliyoruz. Enflasyonda başlayan düşüş trendi hızlanarak devam edecek. Fahiş fiyatla mücadelemiz sürecek. Daha fazla para kazanmak için milletin lokmamsına uzanan elleri kırmakta en küçük bir tereddüt göstermeyeceğiz. 22 yıllık iktidarımızda bu konuda taviz vermedik, vermeyeceğiz. Pembe tablolar çizmek niyetinde değilim ama en zor günler geride kaldı. Türk ekonomisi fırtınalı sulardan serin sulara doğru yol almaktadır. Allah'ın izni ile bundan sonra rüzgara karşı değil rüzgarı arkamıza alarak yürüyeceğiz. Bölgemizdeki çatışmalar, krizler çözüme kavuştukça ekonomimizdeki iyileşme daha devam edecek.

Sonraki Haber