Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyorlar
"Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla 13. Çalışma Meclisi Yemeğine katılan Erdoğan, "1 Mayıs'ta Taksim dayatmalarını masum bulmuyorum. Bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyorlar" açıklamasında bulundu.
Son dakika haberi... Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla 13. Çalışma Meclisi Yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu.
1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili konuşan Erdoğan, "1 Mayıs'ta Taksim dayatmalarını masum bulmuyorum. Taksim Miting yeri değildir. İstanbul'da miting ve yürüyüş güzergahları bellidir" ifadelerini kullandı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"TAKSİM MİTİN YERİ DEĞİLDİR"
2010 yılında 32 yıl sonra Taksim'i kutlamalara açan biz olduk.
1 Mayıs'ı hiçbir engelmeye gerek duymaksızın işçi bayramı olarak kutlamayı temin ettik.
1 Mayıs'ta Taksim dayatmalarını masum bulmuyorum.
Bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyorlar.
Taksim miting yeri değildir. İstanbul'da miting ve yürüyüş güzergahları bellidir. İstanbul'da 40 ayrı güzergah belirlenmiştir.
Sendikalarımızı STK'larımızı 1 Mayıs atmosferinden uzak durmaya davet ediyorum.
İŞ HAYATI
Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla ülkemize hizmet sorumluluğunu yüklendiğimizde nereden geldiğimzi asla unutmadık.
Net asgari ücreti 2024'te 17 bin 2 liraya yükselttik. Ocak ayına göre yüzde yüz artış oldu.
Asgari ücrete kadar olan kazançlar için vergi muafiyeti getirdik.
İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi. Son veriler göre işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde geçrekleşti. Son 1 yılda iş gücü saysısı 775 bin kişi arttı.
En önemli sorunun işçi bulamama sorunu olduğumuz anlaşılıyor.
Deprem sonrası yükselişe geçen inşaat sektöründe İşçi ve usta eksikliği sebebiyle gerekenden daha yavaş ilerliyor.
Özel sektörümüz çalışacak personel bulamazken. Resmi kurumların önünde uzun kuyruklar oluşmaktadır.
Mesleki eğitim sistmeimizi yeniden değerlendirmek ve daha kalıcı çözümler üretmemiz gerekiyor.
Darbecilerin yaptığı yasayı 29 yıl sonra değiştirmek bize nasip oldu.
Memurlarımıza toplu sözleşme hakkını verdik. 2013 yılında 1 milyon olan sendikalı işçi sayısını 2,5 milyona yükselttik.
Salgın sonrası normalleşme desteği sağladık.
Ayrıcalılkı statüleri kaldırarak eşit şartlarda sosyal güvenlik hizmeti verilmesini ilke edindik.
Ülkemizde ve dünyada çalışma hatatının taraflarını birbirine düşlman gösteren bir anlayışa rastlıyoruz.
Çatışmacı kavgacı hayatı sadece dost düşman üzerinden tarif eden bu katı ideolojik yaklaşımın ülkemize hayır olmaz.
Hak mücadelesi işveren ve sermaye düşmanlığı değildir.
İşçinin ücretinin alınteri kurulmadan verildiği katma değerden aldığı hak ettiği payı aldığı kültür ve medeniyet kodlarımıza daha uygun bir sistem olduğu açıktır.
Ne emekçinin hakkı gasp edilecek ne de patron ötekileştirilecek. Birbirlerinin sorumluluk duygusu ile hareket edilecek.
Ekonominin diğer alanlarda da başarılı olacağımız muhakkaktır.
Geride bıraktığımız haftalarda iki büyük acı yaşadık.
YAKIN ZAMANDA 2 FACİA YAŞANDI
Beşiktaş'ta 29 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti. Malesef işçinin hakkını sdavunduğu iddia edenlerin sesi çıkmadı. Adeta dillerini yuttular.
Sanki 29 insan hiç ölmemiş gibi hak hukuk adlaet özgürlük demeye pişkince devam ettiler.
Bayramın ikinci günü meydana gelen teleferik faciasında da aynı şeye şahit olduk.
Ellerinden gelse böyle bir rezaleti bizlere yaişatanlara baç tacı edecekler.
Hak ve adalet mücadelesi siyasi ve ideolojik holiganlığa kurban edilemeyecek kadar anlamlı bir mnücadeledir.
Söz konusu insansa insan hayatıysa diğer herşey ikinci planda kalır.
İstanbul Gayrettepe ve Antalya^daki skandallara biz vicdan penceresinden bakıyoruz.
Herkesin hukuk önünde hesap vermesi için gerekli çabayı gösteriyoruz.
İş sağılığı ve güvenlik reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.