Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kamuda tasarruf açıklaması: İstisnasız herkes uymak zorundadır

TOBB Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Kamuda tasarruf sadece 3 yıllığına değil. Kamu kurumlarının milletimiz ve iş dünyamıza tasarrufta örnek olmasını hedefliyoruz" dedi

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB İkiz Kuleleri'nde düzenlenen TOBB Genel Kurulu'nda önemli açıklamalarda bulundu.  Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Türkiye ekonomisinin kalbi bugün bu salonda atıyor. Milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurulları'na iştirak etmeye her zaman önem verdim. Sizlerin burada dile getirdiği yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettim. Dünyayı takip eden vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk. Sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz, zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda sisteminden biri haline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık.

BU DEFA TRENİ VE TRENDİ KAÇIRMADIK

Geçen sene milletimizin 60 yıldır içinde bir ukde olarak kalan Türkiye'nin otomobili Togg'u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg'da siz kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor. Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye'ye kazandırdığımız Togg'un ne kadar stratejik bir hamle olduğu gün daha iyi anlaşılıyor. Elektrikli araç piyasası son bir sene içerisinde çok büyük bir ivme kazandı. Uzakdoğu ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz. Uzun yıllar sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve milli markamız Togg'la hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik.

BİRLİKTE YOL YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Biliyorsunuz o dönem sadece mali zorluklarla mücadele etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için çok uğraştılar. Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak projeyi itibarsız hale getirmek için her yolu denediler. Bugün milli savaş uçağımız KAAN ile ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa Türkiye'yi ekonomide bir üst lige taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa, hepsine ve daha fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların hiçbirine kulak asmadık. Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım dedik. Başkaları üretebiliyorsa biz niçin üretmeyelim dedik. Sizlerin de gayretleriyle elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz.  

KÜRESEL EKONOMİNİN SON 5-6 YILDIR FIRTINALI SULARDAN GEÇTİĞİNİ BİLİYORSUNUZ

Son 1 sene içinde ardı ardına yaşanan 3 seçim iş dünyamızı çok yordu. Başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasiyi yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart seçimlerinin geride bırakılmasıyla 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Asıl meselelerimize daha fazla odaklanabileceğiz. Küresel ekonominin son 5-6 yıldır fırtınalı sulardan geçtiğini biliyorsunuz. Enflasyon ekonomiler için endişe unsuru olmaya sürdürüyor. Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık atmayacağız. Bugün bize serzenişte bulunanlar yarın hayır dua edeceklerdir. Depremin etkilerine rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık.

 ÜÇ TEMEL ÖNCELİĞİMİZ VAR

Ekonomi programımızı güçlendirecek kritik adımlar atıyoruz. Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini artıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz. Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz var. Kamuda harcama kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek, hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir.

Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yeraltı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip ihraç etmek mecburiyetindeyiz. Atalarımız işten artmaz dişten artar demişlerdir. Talimatım üzerine tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için ekonomi yönetimimiz kapsamlı bir çalışma yaptı. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin detaylarını önceki gün Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet bey ile Hazine Bakanımız Mehmet bey açıkladılar. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükümetiz.

TEDBİRLER BÜTÜN KAMUYU KAPSIYOR

Mali disiplinden taviz vermeyerek ortalama bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz. Kamu kurumlarının milletimize ve iş dünyamıza tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedefliyoruz. Birincisi bu paket kamuda verimliliği artırarak tasarrufu sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır. Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz.

Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Son dönemde vatandaşlarımızın tepkisine yol açan israf görüntülerinin de böylece önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Geçen hafta ifade ettik, bugün de tekrar ediyoruz. Kamu malı ve kamu görevi milletin bizlere emanetidir. Görevi layıkıyla yapmamak da kamu malına el uzatmak da emanete ihanet etmek demektir. Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz kalmamızı bekleyemez.

EŞ, DOST, HISIM, AKRABA ATAMALARI...

Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31 Mart'tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım, akraba atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız oluyorlar. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini sarsan bu skandallara artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bir göreve seçilmiş olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar affınıza sığınarak söylüyorum birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete hizmet vasıtalarıdır. 

HEPİMİZ TÜRKİYE GEMİSİNİN YOLCULARIYIZ

Esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar fark etmeksizin hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıyız. Bu devlet bizim devletimiz. Bu vatan bizim son sığınağımız. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi fırtınalı sulardan sahili selamete çıkarmak ortak görevimizdir. Her kim geminin tabanında delik açmaya yeltenirse ona engel olmak da yine müşterek menfaatimizedir. Meselelerimiz ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız. Bu anlayışla çalıştığımız sürece başarı topyekün hepimize ait olacaktır. Başta kamu kurumlarımız ve görevlilerimiz olmak üzere herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum. Türkiye'nin ekonomide yeni başarı hikayeleri yazmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. 

Sonraki Haber