Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunanistan, hukuksuz geri itmeleriyle Ege'yi bir mülteci mezarlığına çevirmektedir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma yaptı. Mülteci sorununa ilişkin Genel Kurul'a çağrıda bulunan Erdoğan, Türkiye olarak yeni Aylan bebeklerin cesetleri kıyılara vurmasın diye çırpınırken, Yunanistan Ege'yi bir mülteci mezarlığına çevirmektedir" dedi.

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşma gerçekleştiriyor.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

TÜRKİYE'NİN COVID-19 İLE MÜCADELESİ

- BM 77. Genel Kurulu'nun ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dönüm noktası temasını son derece isabetli buluyorum. Toplantımızı dünyamızın birden fazla tehditle eş zamanlı olarak baş etmeye çalıştığı kritik dönemde gerçekleştiriyoruz.

- Koronavirüste aldığımız derslerin en başta geleni küresel sorunların çözümünde uluslararası dayanışmanın önemiydi. Türkiye olarak hiçbir ayrım gözetmeden 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa destek sağladık. Yerli ve milli aşımız TURKOVAC'ı tüm insanlığın hizmetine sunduk.

"PARİS ANLAŞMASINI ONAYLADIK, 2053 YILINDA HEDEF NET SIFIR EMİSYON"

- Paris Anlaşması'nı geçtiğimiz yıl onayladık. 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi ve yeşil kalkınma devrimimizi ilan ettik. BM Biyolojik Çeşitliliği'nin Korunması sözleşmesinde ev sahipliği yaparak öncü rol oynamayı sürdüreceğiz. Salgında ağır darbe alan küresel ekonominin Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte yeni şok dalgasına maruz kaldığını görüyoruz.

"RUSYA VE UKRAYNA ARASINDAKİ KRİZİN ÇÖZÜMÜNDE ANAHTAR ROL DİYALOG VE DİPLOMASİ"

- Artan enerji gıda ve hammadde fiyatlarının oluşturduğu enflasyon baskısı dünya çapında tüm ekonomileri menfi yönde etkilemektedir. Türkiye olarak öteden beri enerji konusuna rekabet değil iş birliği alanı olarak baktık. Enerji alanında pek çok projeyi hayata geçirdik, bu adımların önemi bir kez daha anlaşılmıştır.

- İnsanlığın karşı karşıya kaldığı karanlık tabloyu umudun ışığıyla aydınlatabilmenin yegane yolu uluslararası işbirliği, dayanışmayı hakkaniyetli ve adaletli yaklaşımla güçlendirmektir. Ortak gündemle harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik.

- Türkiye olarak Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirdiği sarsıntılarla mücadeleyle ortaya koyuyoruz. İlk günden bu yana savaşın kazananı adil barışın kaybedeni olmayacağı düşüncesiyle hareket ettik. Yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne vurgu yapıyoruz.

- Yaşanan süreç gıda güvenliğini de riske atmıştır. Dünya, son gelişmelerle 2030'da sıfır açlık seviyesine ulaşmaya başlayan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Ortak kaderimizi etkileyen sınamalara karşı ortak gündemle harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik. 

- Oynadığımız kolaylaştırıcı rol sayesinde Rusya ve Ukrayna'yı Antalya'da bir araya getirdik. Ukrayna'nın tahılının dünya pazarına sevkiyatını sağladık. İstanbul Mutabakatı, müzakerelerin sonuç verdiğini gösterdi. 

"TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI GEREKENİ YAPMAKTAN ASLA ÇEKİNMEYECEĞİMİZİ TEKRAR KUVVETLE BELİRTİYORUZ"

- Buradan uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri Türkiye'nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağırıyorum. Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek makul, adil, uygulanabilir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor. Tüm bu felaketler etkin çok taraflılığın BM'de de vücut bulması için daha fazla çaba gösterme sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatmıştır. BM'nin kapsayıcı vasfına yakışan, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırmamız şarttır. Bilhassa Güvenlik Konseyi'nin etkin, demokratik, şeffaf ve hesap verebilir yapı ve işleyişe kavuşturulması insanlığın barış, adalet, refah arayışında önemli dönüm noktasını teşkil edecektir. Dünya 5'ten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkündür gerçeğin altını her platformda en kuvvetli şekilde çizmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede tüm üye ülkelerden destek beklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

- Türkiye'nin dış politikadaki vizyonu daima barış odaklı olmuştur. Tüm dünyada sulh-ü sükunu hakim kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Çatışmaların çözümü konusunda çaba harcıyoruz. Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Afrika'ya kadar farklı coğrafyalarda anlaşmazlıkların giderilmesinde yeri geldiğinde arabulucu, kolaylaştırıcı olarak yapıcı rol üstleniyoruz.

- Sorunların değil çözümlerin parçası olmayı sağlayacak inisiyatifler alıyoruz. Suriye krizinde halkın meşru beklentileri doğrultusunda kalıcı çözümün önemini tekrar vurguluyoruz. Çözümsüzlüğün sürmesi bölgemizin güvenlik ve istikrarını, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir.

- 4 milyonu aşkın sivil ülkemizin yardımlarıyla hayata tutunmaktadır. Yardım kararının uzatılması için Güvenlik Konseyi mesuliyetini yerine getirmelidir. Ülkemize saldırılar gerçekleştirilen, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı Türkiye'nin kayıtsız kalması mümkün değildir. Bu terör örgütünü isim değişikliğiyle meşrulaştırmaya çalışanların bir an önce hatalarından dönmelerine davet ediyoruz. Terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine gönüllü güvenli onurlu şekilde dönmelerini temin etmek için gerekli şartları temin etmekte üzerimize düşeni samimiyetle yapıyoruz.

"YUNANİSTAN, HUKUKSUZ GERİ İTMELERİYLE EGE'Yİ BİR MÜLTECİ MEZARLIĞINA ÇEVİRMEKTEDİR"

- Suriye'nin çeşitli bölgelerinde 100 bin briket ev inşa ediyoruz. Bunların önemli bölümünü tamamlayıp teslim ettik. Ayrıca yaklaşık 1 milyon Suriyelinin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin konut inşası için hazırlıklara başladık. Güvenli bölgelerde inşa edilecek bu projenin hayata geçirilmesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç vardır. Herkesin gerekli çabayı göstermesini, dayanışma sergilemesini bekliyoruz. Mülteci krizi kendilerine daha iyi gelecek aramak için yola çıkan masumların botlarını batırıp onları ölüme terk etmekle, sınırlara duvarlar örmekle, insanları kamplara doldurmakla çözülemez.

- Hal böyle iken Yunanistan'ın Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'de göçmenlere yönelik zulümlerin giderek arttığını görüyoruz. Türkiye olarak biz yeni Aylan bebeklerin cesetleri kıyalara vurmasın diye çırpınırken, Yunanistan hukuksuz, pervasız geri itmeleriyle Ege'yi mülteci mezarlığına çevirmektedir. Geçen hafta 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşında Abdülvahap aileleriyle birlikte Yunan sahil güvenlik güçlerinin botlarını batırması sonucu vefat etmiştir. Avrupa'nın ve BM kurumlarının insanlığa karşı suç teşkil eden acımasızlıklara artık dur demesinin vakti çoktan gelmiştir.

"TERÖRİZMLE MÜCADELEYİ TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA AYRIMI REDDEDEN BİR İŞBİRLİĞİ İLE KAZANABİLİRİZ"

- Irak'ta da huzurun ve istikrarın hakim kılınması için her türlü çabayı sergiliyoruz. Ülkede Iraklılık kimliği temelinde siyasi birliğin ve uzlaşının sağlanmasını arzu ediyoruz. Terör örgütlerinin istismarlarının önlenmesi ancak bu şekilde mümkündür. Irak'taki istikrarsız ortamı istismar eden terör örgütlerinin ülkemizi hedef alan eylemlerine asla müsaade etmiyoruz. Bu kürsüden daha öncede vurguladığım gibi; terörizmle mücadeleyi terör örgütleri arasında ayrımı reddeden bir işbirliği ile kazanabiliriz. Tüm terör örgütleriyle mücadelesini yıllardır devam eden Türkiye'nin müttefik ve dostlarından samimi işbirliği dayanışma beklemek en tabii hakkımızdır.

"FİLİSTİNLİ MAZLUMLARA SAHİP ÇIKILMASI ULUSLARARASI TOPLUMUN SORUMLULUĞUDUR"

- Terör örgütleri ve zalim rejimler yerine bölgenin güvenlik, istikrar, huzuruna katkıda bulunmak isteyecek herkesle çalışmaya hazırız. Dünyanın güvenliği bakımından üzerinde ısrarla durulması gereken yerlerden biri de Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz'dir.

- Libya'nın istikrar ve refahı başta komşuları olmak üzere tüm bölge için kritik önemdedir. Türkiye olarak BM'nin bu yöndeki çabalarını destekliyoruz. Libya halkının egemenlik, birlik ve bütünlüğünü korumak hak ettiği refah düzeyine erişmesini sağlamak amacımızdır. Adil ve muteber seçim yapılarak güçlü hükümetin işbaşına gelmesi hepimizin katkıda bulunacağı temel hedef olmalıdır. Ortadoğu coğrafyasında sona erdirilmesini gerekli gördüğümüz İsrail-Filistin ihtilafında iki devletli çözüm vizyonuna destek veriyoruz. Kudüs, Haremi Şerif'in kutsiyetine saygı gösterilmesi, yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin durdurulması şarttır. Bölgedeki sorunun adil, kalıcı kapsamlı çözüme kavuşturulması için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devleti kurulması dışında bir ihtimal yoktur.

- İsrail ile ilişkimizin kendimizin, bu ülkenin ve Filistin halkının bölgenin huzuru, istikrarı için birleştirmekte kararlıyız. BM, Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nın kurumsal ve mali kapasitesinin geliştirilerek Filistinli mazlumlara sahip çıkılması uluslararası toplumun sorumluluğudur.

"AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİN DAİMA YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"

- Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarması, kalıcı barışın temini konusunda tarihi fırsat penceresi açılmıştır. Türkiye olarak bu fırsatın değerlendirilmesi için önemli adımlar attık. Son günlerde yaşanan gelişmeler bu iklime gölge düşürmüş olsa da kısa sürede Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı bir barış anlaşmasına inanıyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimizin daima yanında olmayı sürdüreceğiz.

"ULUSLARARASI TOPLUMU KKTC'Yİ TANIMAYA DAVET EDİYORUZ"

- Güç gösterisi peşinde koşanlar kendilerini komik duruma düşürmektedir. Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın sürdürülmesi hak ve hukuka saygı duyulmasına bağlıdır. Yunanistan'ın işbirliği ve dayanışma çağrımıza kulak verilmesini bekliyoruz. Doğu Akdeniz konferansın bu amaca hizmet edeceğini düşünüyoruz. Muhataplarımızın adım atamaması kimin barış, kimin gerilimden yana olduğunu göstermektedir.

- Türkiye Doğu Akdeniz'de haklarını savunurken gerginlik siyaseti izleyenlerin oyunlarına asla gelmeyecektir. Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı bir çözüme ulaşılması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile hep iyi niyetli çaba sergiledik. Bugün adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk olduğu bilinmektedir. Uluslararası toplumun, BM prensipleriyle çelişir şekilde ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımaya davet ediyoruz.

- Yunanistan'ın insanlık dışı geri itmeler ve Müslüman azınlığa ayrımcı ve baskıcı politikalar izlemektedir. Temennimiz Yunanistan'ın sorunlu faaliyetlerine son verilmesi, AB'nin de yapılan insanlık dışı uygulamalara sırtını dönmeyi bırakmasıdır. Ortaya çıkan her yeni meydan okuma Türkiye'nin AB ile işbirliğinin değerini bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır. Gerek diplomasi hamlelerimiz, askeri kabiliyetimizle Avrupa Atlantik bölgesinin güvenliğine katkı sağlıyoruz."

- Son dönemde küresel düzeydeki sorunların ağırlaşan yansımalarıyla karşı karşıya bulunan Afrika ülkeleriyle dayanışmamızı güçlendirecek adımları da birbiri adına hayata geçiriyoruz. 16-18 Aralık 2021 tarihinde Afrikalı dostlarımızın geniş katılımıyla zirve gerçekleştirdik. Latin Amerika ile karşılıklı saygı temelinde güçlenen işbirliğimizi ikili planda, bölgesel teşkilatlarda kurumsal düzeyde arttırmaya devam etme kararlılığındayız.

- İnsanlığı bekleyen en büyük tehlikelerden birinin de birlikte yaşama iradesinin kaybedilmesi olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Irkçı, ayrımcı, yabancı, islam düşmanı tutumlarda yaşanan artışlardan derin endişe duyuyoruz. Yeni Zelanda'da gerçekleştirilen terör saldırısının yıldönümü olan 15 Mart tarihinin İslamofobi ile mücadele için ilan edilmesi çağrısında bulunmuştuk. Bu çağrımız hala geçerlidir. Uluslararası toplumun İslam düşmanlığı ile mücadelenin kararlılığının fiiliyata yansımasını cani gönülden arzu ediyoruz. İslam düşmanlığını da tıpkı antisemitizm gibi bir insanlık suçu olarak görüyoruz.

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber