Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hayatta her şeyin telafisi vardır ama sandığın telafisi yoktur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nasıl olsa öndeyiz duygusunun bizi rehavete sürüklemesine izin vermeyiz. Hayatta pek çok şeyin telafisi vardır ama sandığın telafisi yoktur. 14 Mayıs'ta yarım bıraktığımız işi inşallah 28 Mayıs'ta ezici bir çoğunlukla tamamlayacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Kadın Buluşması' programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakı'na verdiğiniz destek için sizlere tek tek teşekkür ediyorum. Meclis'te Cumhur İttifakı olarak 323 milletvekili ile çoğunluğu elde ettik. Böylece seçimlerin Meclis boyutu ile ilgili sınavını alnımızın akıyla verdik. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 49,52 oy oranı ile ilk turu rakibimizden yaklaşık 5 puan önde bitirdik. 27 milyondan fazla insanımızın teveccühüne mazhar olduk. Şimdi önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için sadece bir gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidecek, belki de hayatımızın en önemli tercihlerini yapacağız. Sadece kendimiz ile ilgili değil, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair de çok mühim bir karar vereceğiz.
MİLLETİMİZİN HUZURUNDAYIZ
Bizi siz hanım kardeşlerimiz gibi milletimiz gibi tüm dünya biliyor, tanıyor. Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Türk Cumhuriyetleri'ne kalbi bizimle olan yüz milyonlarca kardeşimiz biliyor. Sadece söylemlerimizde değil hizmet ve eserlerimizde de aziz milletimizin huzurundayız. Vatanımızın istiklal ve istikbali uğrunda verdiğimiz mücadele ile milletimizin huzurundayız. Hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkışımızla milletimizin huzurundayız. Türkiye'ye son 20 yılda kazandırdığımız nice eserle, tanıştırdığımız nice başarıyla milletimizin huzurundayız. Elbette her kul gibi yapmak isteyip de yapamadıklarımızla, eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız.
40 TANE MİLLETVEKİLİ DAĞITIYOR
Diğer tarafta ise bürokratik kariyerine SSK'yı batırmayı, siyasi kariyerine de CHP'yi batırmayı sığdırmış bir kıfayetsizlik örneği var. Daha iki hafta öncesine kadar bedava ev vaat ettiği insanları sırf oy vermediler diye gece yarısı kapı dışarı eden bir vicdansızlık örneği var.
Koltuğunu korumak için Kandil'deki terör elebaşlarından, Pensilvanya'daki hainlere kadar hepsine çiçek dağıtan bir teslimiyet var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj, baskı, tehdit, kumpas dahil her yolu meşru gören bir ilkesizlik var.
Bakanlık pazarlığı alev alev... Hale bak. Toplamda yüzde 1'i zor bulan böyle bir gruba 40 milletvekili dağıtan bir garip insan var. Fakat bir özelliği daha var hesap uzmanı. Bu nasıl hesap uzmanı ki yüzde 1 bile olmayanlara kalkıp kendi milletvekili sayılarını neredeyse yok edecek sayıda bir oranla 40 tane milletvekilliği dağıtıyor.
KİM BU SELO?
Şimdi bu pazar çok önemli. Bu pazar inşallah benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini sandıklarda bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldır unuttuğu bütün kötülükleri üç aya sığdırmış bir çapsızlık örneği var. Ne diyor; eğer Selo'nun dışarı çıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu'na vereceksiniz. Kim bu Selo? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan teröristtir. Şu anda Edirne'de cezasını çekiyor. Bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devleti. Hukuk devletinde sen kendini tamamen hukukun üzerine çıkartıp eğer Selo'nun çıkmasını istiyorsanız oyları bize vereceksiniz nasıl dersiniz.
İşte bunun için Erdoğan 323 kişiyle beraber bu yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti CHP. Ne diyor? Diyor ki, bırakın general olsa ne yazar. Halka ne diyor it sürüleri. O da işte bir HDP'li. Ben burada merak ediyorum bu yargı nerede? Bu şekilde saldıran birisine karşı şuana kadar yargı devreye girdi mi? Maalesef yargı da devreye girmedi. Ama bu onlardan değil farklı bir kesimden olmuş olsaydı herhalde yakasına yapışır hemen içeri alırlardı. Niye? Gazi Mustafa Kemal'e hakaretten.
İŞİ ŞANSA BIRAKAMAYIZ
İşi şansa bırakamayız. Nasıl olsa öndeyiz duygusunun bizi rehavete sürüklemesine izin veremeyiz. 14 Mayıs'ta yarım bıraktığımız işi inşallah 28 Mayıs'ta ezici bir çoğunlukla tamamlayacağız. Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Hayatta pek çok şeyin telafisi vardır ama sandığın telafisi yoktur. Pikniğe daha sonra gidilebilir, arkadaşlarla daha sonra da bir araya gelinebilir. Ama sandık önümüze sadece 5 yılda bir gelir. Özellikle 28 Mayıs'taki gibi seçim hayatımızda bir kez yaşanır. sizlerden sabahın erken saatlerinden itibaren oy verme yerlerine gitmenizi oraları bayram yerine çevirmenizi özellikle rica ediyorum. Sadece kendiniz gitmekle kalmayacaksınız. Eşinizin, dostunuzun, komşunuzun başka yerlerdeki akrabalarınızın da mutlaka sandığa gitmesini sağlayacaksınız. 28 Mayıs'ta bir kez daha sandığa kadın elinin gideceğine inanıyorum.
BAY BAY KEMAL'DEN BİR ŞEY OLMAZ
Aleyhimizde yapılan onca kara propagandaya rağmen hiç kimsenin yaşam biçimine karışmadık. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde de bu hassasiyetimizi hep koruduk. Ama bize kadın hakları konusunda nutuk atanlar ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler, ne zulümler yaptılar bay bay Kemal önce bunu anlatsın. Kızlarımızın başlarındaki başörtüleri çekip aldılar. İkna odalarında zulüm ettiler. Bu bay bay Kemal'in yardımcısıydı aynı zamanda. Bu çileyi çekenler, bu derdi üstlenenler hep bizim yakınımızdı. Şimdi ne oldu? O hanımı da kapı dışarı etti. Bay bay Kemal'den bir şey olmaz. İş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü yaptılar. Bize hayat tarzı dersi verenler başörtüsüne bir metrekarelik bez parçası dedi. Başörtüsüne hakaret etmekten yasağın sürmesi için mahkemelere koşmaya her zulmü yaptılar.
BU ALÇAKLARA ÇİÇEK ÇOCUK MUAMELESİ YAPTILAR
Bay bay Kemal sen Diyarbakır annelerine hiç gittin mi? Niye uğramadın? Sembolik olarak oraya birilerini göndermen bu işi kurtarmaz. Ama Diyarbakır anneleri seni çok iyi tanıyor. İnşallah en büyük dersi de sana onlar verecek. Senin teşkilatında tacizse taciz, genç kızlara zulümse zulüm, genç yaşında alçakça katledilen şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın, evlatlarını korumak için bombanın üzerine atlayan Hatice Belgin ve nice kadın için bir damla gözyaşı dökmediler, bir üzüntü cümlesi kurmadılar. Ağızlarını doldura doldura devlete katil hatta seri katil iftirası attılar. PKK'sından DHKPC ve MLKP'sine katil sürüleri söz konusu olduğunda ise bu alçaklara çiçek çocuk muamelesi yaptılar. Şimdi çıkıp bu kara sicillerine bakmadan milletimizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama yine başaramayacaklar, hedeflerine yine ulaşamayacaklar, kadınları seçim yenilgilerine ortak edemeyecekler. Bu bayat numaraları pazar günü bizzat hanım kardeşlerim çöpe atacak.
BORALTAN KÖPRÜSÜ FACİASI YAŞATTIRMAYACAĞIZ
Sığınmacılar konusunda CHP Genel Başkanı'nın yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine başvurmayacağız. Asırlardır mazlumların sığınağı olan bu ülkeye, Boraltan Köprüsü faciası sahneleri gibi utanç sahnelerini yaşattırmayacağız.
Sığınmacıların onurlu güvenli bir şekilde vatanlarına dönüşlerini sağlayacağız. Sığınmacı meselesini tarihimize yakışır şekilde çözeceğiz. 100 bine aşkın briket eve 88 bin aile yerleştirildi.
Kaynak: Haber Global TV