Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dövizdeki dalgalanma kontrol altında

Döviz kurundaki dalgalanmanın kontrol altına alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurun hafta başından itibaren makul bir seviyede istikrar kazanacağını söyledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu da sert sözlerle eleştiren Erdoğan,  "Bundan sonra devletin kurumlarına rastgele gidemeyeceksin" dedi.

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Kurulu'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Yeni küresel yönetim ve ekonomi sisteminde hak ettiğimiz yeri almak için de harekete geçtik. Artık tüm gücümüzü ve imkanlarımızı, istihdam ve istikrar odaklı yeni ekonomimizi yerleştirmeye ve geliştirmeye teksif ediyoruz.

 Bu süreçte elbette önümüze sıkıntılar da çıkıyor. Son dönemde yaşadığımız önemli sorunlardan biri döviz kurundaki dengesiz dalgalanma, diğeri de fiyatlardaki fahiş artıştır. Aldığımız tedbirlerle bu iki sorundan döviz kurundaki anlamsız dalgalanmayı önemli ölçüde kontrol altına aldık. Kurun yıl sonu hesap kapatmaları sebebiyle bugünlerde tekrar oynamaya başlaması, geçici bir durumdur.

Yılbaşından itibaren kurun, bu hafta başındaki gibi makul bir seviyede istikrar kazanacağını değerlendiriyoruz. Bunu sağlamak için elimizdeki imkanları da kullanacağız. Amacımız hem iş insanlarımızı hem de vatandaşlarımızı 1 ay, 6 ay, 1 yıl, 3 yıl sonrasını görebilecekleri yatırım ve tasarruf kararlarını buna göre verecekleri bir güven ve istikrar iklimine kavuşturmaktır.

''BİZ TÜRK LİRASI İLE HAREKET EDECEĞİZ"

Vatandaşlarımızdan açıkladığımız pakete uygun şekilde tasarruflarını kendi paramızda tutmalarını, tüm işlerini kendi paramızla yürütmelerini istiyorum ve tavsiye ediyorum.

Şunu unutmayalım; biz, kendi paramızı ölçü olarak almadığımız sürece her zaman batmaya mahkumuz. Türk lirası bizim paramız. Biz onunla hareket edeceğiz. Biz yok şu dövizmiş, yok bu dövizmiş, bunlarla değil. Biri de, hep söylüyorum, yine söyleyeceğim, faiz aşağı, faiz yukarı. Arkadaşlar, artık lütfen bu işi kitabımızdan bir defa çıkaralım. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar, bunu bilecek, buna inanacağız. Bununla yolumuza devam edeceğiz. Alışverişi döviz üzerinden olmayan firmalarımızdan da kendi paramız dışında bir finans aracı kullanmamalarını tavsiye ediyorum. Bu paketi açıkladığımız günden itibaren mevduatlarda dövizden kendi paramıza ciddi bir dönüş başlamıştır. Yılbaşından itibaren hem firmalarımızın hem vatandaşlarımızın kendi paramıza dönüşü daha da hızlandıracaklarının işaretlerini görüyoruz.

VATANDAŞLARA DÖVİZ VE ALTIN ÇAĞRISI

Dimdi de son dönemde yaşadığımız gibi döviz kurunda yurt içi talepten kaynaklanan ani, sert ve rasyonel temeli olmayan iniş çıkışlar yaşanmasını engelleyecek tedbirleri aldık, alıyoruz. Elbette bütün bunları, serbest piyasa ekonomisi kurallarından sapmadan ülkemizin küresel ekonomik sistemle güçlü bağlarına zarar vermeden yapıyoruz. Aynı şekilde tasarruf yöntemi olarak altını tercih eden vatandaşlarımızı, ellerindeki bu değeri finans sistemimize dahil etmeye çağırıyoruz. Yastık altında tutulan 5 bin ton altının ne kadarını ekonomimize kazandırabilirsek, ülke ve millet olarak gücümüz o derece artacaktır. Döviz kurunu yatay seyre geçirme ve altını sisteme kazandırma sürecini ne kadar hızlı yürütürsek enflasyonu ve çoğu defa onu da aşan fahiş fiyat artışlarını kontrol altına alma mücadelemizde elimiz o derece güçlü olur.

"BU CAN BU TENDE OLDUKÇA..."

Bak, yine söylüyorum; faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inandığımız gün başarılı olacağız. Birilerinin dediği gibi 'Enflasyon sebep, faiz neticedir.' Böyle bir yanlış olamaz. Batı'nın bu kapitalist anlayışına maalesef kendini kaptıranlar hala burada sürüp gidiyorlar. Arkadaşlar bizim de bir değerler silsilemiz var değil mi? Bu değerler silsilemize eğer inanıyorsak o zaman biz Batı'nın bu kapitalist mantığıyla onların bu kapitalist anlayışıyla biz hareket edemeyiz. İsrail'e bir bakın. İsrail'i bir değerlendirin. Acaba İsrail kendi içinde faiz-enflasyon ilişkisini nasıl değerlendiriyor? Buyurun şu anda Amerika'ya bakın. Amerika'da faiz nerede? Enflasyon nerede? Gelin Batı'ya. Almanya, Fransa. Buralarda faiz nerede, enflasyon nerede? Kendi ülkemize bakıyoruz. Kendi ülkemizde en yakın çevremizde bile bazı dostlar, arkadaşlar hala faizle hareket etmenin gerekli olduğunu savunacak duruma geliyorlar. Bu can bu tende oldukça iddiayla söylüyorum. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir."

"BİZİM SİLAHIMIZ ONLARDAN DAHA GÜÇLÜ"

Hamdolsun bütçe tarafında herhangi bir sıkıntımız yok. Hatta öngörülenden daha iyi gerçekleşmelerle yılı kapatıyoruz.

Bunun için enflasyon ve fiyat artışları hızla düşecek derken temennimizi değil, teknik bir hakikati, mutlaka olması gereken bir durumu ifade ediyoruz. İnşallah çok yakında bunu da hep beraber göreceğiz. Kurdaki dalgalanmanın cazibesine kapılanlar, nasıl bunun acı faturasıyla yüzleştiyse aşırı fiyat artışına tevessül edenlerin durumu da farklı olmayacaktır. Yaptığımız son düzenlemeyle kendi paramızın getirisini dövizdeki muhtemel kazançla eşleştirerek sıcak para hareketleri üzerinden yürütülen manipülasyonların da önüne geçmiş oluyoruz. Ülkemizi hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemekten, siyasi sabotajlarla, terör örgütleriyle, sosyal kaos denemeleriyle, gizli, açık ambargolarla, diplomasi çemberleriyle vazgeçiremeyenler döviz kuru üzerinden bize silah göstermeye kalktılar. Ama başaramayacaklar. Bizim silahımız onlardan daha güçlü. Bizim silahımız nas. Ve biz bu nasla hareket ediyoruz. Bununla hareket ettiğimiz sürece biz başaracağız. İnşallah hayata geçirdiğimiz yeni ekonomik programlarımızla bu silahı da devre dışı bıraktık, bırakıyoruz.

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ

CHP'nin başındaki zat, terör örgütü ile kurduğu ilişki etkisiyle kamu kurumlarını basmayı bir çeşit siyasi eşkıyalık yapmayı alışkanlık haline getirdi. Dürüst değil, kalibresi bozuk, cibilliyet bozuk.

Önce Merkez Bankası'na randevu istedi gitti çıktıktan sonra yalan yanlış birçok şeyleri anlattı.  TÜİK'ten randevu istedi. TÜİK randevu vermedi, 'MB'de içerde başka dışarda başka hareket ettiniz' dedi.

Emrivaki ile gittiği için kapıda kalıyor. Son örneği MEB'de yaşadık. CHP milletvekilleri, 20. Milli Eğitim Şurası'na katılmadı. Komisyon üyeleri bakanlığa davet edildiler, ama iştirak etmediler. CHP'nin amacının orada bakan ile eğitim meselesini konuşmak olmadığını göstermeye bu örnekle yeterli. Kendi evladının evine bile randevu almadan gidemeyen Kılıçdaroğlu'nun amacı kaos çıkarmak.

Bakanlarımız doğrusunu yapıyor. Bay Kemal devletin kurumlarını yozlaştırmak asla mümkün değildir. Bundan sonra devletin kurumlarına böyle rastgele gidemeyeceksin. Bitti artık. Edebiyle siyaset yapmayı unutmuşa benziyorlar.

Sonraki Haber