This browser does not support the video element.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2024'te İstanbul'u bunlardan geri almamız lazım

İstanbul Ümraniye'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yarın sandığa sahip çıkalım. Ne gerekiyorsa yapacağız ve bu işin ilk turda bitmesini sağlayacağız" ifadelerini kullandı. Beyoğlu'nda da halka hitap eden Erdoğan, "2024'te büyükşehiri bunlardan yeniden almamız lazım" dedi.

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçime saatler kala önce Ümraniye, ardından da Sancaktepe'de vatandaşlarla bir araya geldi. İstanbul'daki son mitingini Beyoğlu'nda yapan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: 

Buraya gelene kadar yolun sağı solu gümbür gümbür. Dedim resmi rakamı bir alın bakalım. Resmi rakamı aldım şu anda burada 45 bin kişi var. İki gündür İstanbul'un ilçelerinde hemşehrilerimizle ayrı ayrı her biri destan olan buluşmalar yaptık. Burada doğdum, burada büyüdüm. Dün İstanbul'daki maratonumuza cuma namazında Barbaros Hayreddin Paşa Camii'nin açılışıyla başladık.  Bugünkü programlarımızı da inşallah buradan gideceğimiz Ayasofya Camii'nde eda edeceğimiz akşam namazıyla bitireceğiz.

Son mitingimiz için Beyoğlu'nu seçmemiş öyle rastgele bir tercih değil. Biliyorsunuz biz ezelden Kasımpaşalıyız. Çocukluğum buralarda geçti. Gençliğimiz buralarda geçti. Okmeydanı'nda 13-14 yaşında futbol oynadığımız dönemler. Siyasetteki ilk seçimi Beyoğlu'nda yaşadım. İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olduğumda yine Beyoğlu ile birlikte yol yürüdüm. Okuduğumuz şiir sebebiyle siyasi yasaklı hale gelip cezaevine girmemiz de aslında tam da Beyoğlu'na yakışan bir duruştu. Bugün de ülkemizin tarihi bir seçimi öncesi yine Beyoğlu'nun huzurundayız.

BEYOĞLU'NA AZAP ÇEKTİRDİLER

Nazım Hikmet'in Beyoğlu'nu anlatan güzel bir şiiri vardır. Bu şiirin bir yerinde Nazım Hikmet şöyle diyor; "Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor. Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor. Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu. Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu." Evet yıllarca Beyoğlu'na da İstanbul'a da, ülkeye de azap çektirdiler. Hem geri bırakarak, yoksul bırakarak, yoksun bırakarak azap çektirdiler. Hem de tertemiz ruhuna kirli ellerini dokunarak azap çektirdiler. Biz İstanbul'u işte böyle azap içindeyken devraldık, çalıştık, çabaladık, mücadele ettik, şehri Fatih'in emanetine uygun eserlerle hizmetlerle donattık. Sonra ülkenin başbakanı olduk. Aynı aşkla, aynı sevda ile 81 vilayetimizin tamamını demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırdık. Cumhurbaşkanı olduk, ülkemizi bölgesinde ve dünyada model bir demokrasi, model bir gelişmişlik seviyesine çıkarmak için gece gündüz çalıştık.

AYNI FELAKETİ ÜLKENİN TAMAMINA YAŞATMAK İSTİYORLAR

Türkiye'ye çağ atlatmak bu değil de nedir? Attığımız her adımda, girdiğimiz her mücadelede İstanbul yanımızdaydı. Son mahalli seçimlerde her şey güzel olacak diyerek bu şehrin büyükşehir belediyesini devralanlar İstanbul'u artık tamamen unuttuğu o eski kötü günlerine döndürdüler. Şimdi yarını halledelim yarından sonra da 2024'te büyükşehiri bunlardan yeniden almamız lazım.

Esersiz, hizmetsiz, sevgisiz, ruhsuz bir şehir haline getirmek istedikleri İstanbul'a ilçe belediyelerimiz ve bakanlıklarımız vasıtasıyla yine biz sahip çıktık. Şimdi de aynı felaketi cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri ile ülkenin tamamına yaşatmak istiyorlar. Bunun için gözlerini öyle karartmış durumdadırlar ki, ülkenin ve milletin her değerini kurdukları kumar masasına çekmekten çekinmiyorlar.

ÜLKEMIZE BIR AŞK MEKTUBU YAZDIK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ümraniye'de düzenlenen mitingde halka hitap etti.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Yaptığımız her işte attığımız her adımda tarihimize ve milletimize duyduğumuz sevgi ile ülkemize bir aşk mektubu yazdık. Hiçbir köken, inanç ayrımı yapmaksızın milletimize bir aşk mektubu yazdık. Okurken kimi zaman gözleri dolacak, kimi zaman yüzleri gülecek, gençlerimize bir aşk mektubu yazdık. Bu mektubu ilmik ilmik dokurken yazılabilecek ne kadar güzel şey varsa bize az geldi. Kalpten kalbe görülmeyen köprüler kurduk. Ülkemiz sınırlarını aşıp tüm dünyayı kucaklayan vicdan köprüleri kurduk. Şimdi de Türkiye Yüzyılı'nın eşiğinde engellerin aşıldığı, hayallerin gerçekliğe dönüştüğü, gerçeklerden geleceğe doğru adım attığımız o tarihi günün arifesindeyiz.  Çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın, yani aşk mektubu yazdığımız tüm milletimizin yüzyılı olacaktır. Türkiye Yüzyılı hepimizin yüzyılı olacak. 

SANDIKLAR KAPANANA KARAR DURMADAN, DİNLENMEDEN... 

Biz 14 Mayıs seçimlerini ülkemizin geleceğine, milletimizin kazanımlarına, devletimizin hedeflerine sahip çıktığımız bir demokrasi şöleni olarak görüyoruz.

Yarın sandıklar kapanana kadar durmadan, dinlenmeden çalışmaya var mısın? Biz bir ve beraber oldukça Allah'ın izniyle koalisyon masasını da yıkıp geçeriz, terör ve tefeci tezgahını da ezip geçeriz. 

Yarın sandığa sahip çıkalım. Bir oy bu kardeşinize bir oy Cumhur İttifakı'na. Ne gerekiyorsa yapacağız ve bu işin ilk turda bitmesini sağlayacağız.

Buradan soruyorum, benim gençlerim bunlara geleceğini emanet eder mi? Bunlar terörist, teröristlerle ele ele, kol kola dolaşanlara benim ülkemi emanet eder mi? Hanım kardeşlerim bunlara evlatlarını teslim eder mi? Ümraniye, tulum çıkarmalı tulum. Ümraniye buna hazır mı? Benim inandığım, benim tanıdığım, benim bildiğim Ümraniye sandıkları patlatır.

BAY BAY KEMAL'İN BİR REFERANSI VAR MI?

Diyoruz ki, biz 21 yılda ülkemize asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. Peki, bu bay bay Kemal'in bir referansı var mı? Yani ben şunları yaptım diyebileceği bir eser var mı? İstanbul'a belediye başkanı getirdi, adamın belediyede durduğu yok. Şimdi de bakıyorsunuz Van'dan çıkıyor. İstanbul'u sel alıp götürüyor o nerede, kayakta, kızakta, Bodrum'da. Sen İstanbul'un belediye başkanı mısın, yoksa İstanbul'da turist misin? Bunlara gereken cevabı vermeye yarın hazır mıyız? .

Bu ülkenin kaynaklarını kendi ihtiyaçları için kullandığında kısa sürede neler yapılabileceğinin ispatı bizim 21 yıllık iktidarımızdır. Ülkemize eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda çağ atlattık mı? Okullarda yavrularımız sıralarının üzerinde kuşe kağıttan kitaplarını buluyor mu? Şimdi bizler ücretsiz süt dağıtıyoruz. Niye? Çünkü biz bunları bulamadık. Teksir kağıdı ile bize verilen kağıtları bile ağabeylerimiz bize satmıyordu. Biz bu çileyi çektik, yavrularımız çekmesin istedik. Türkiye genelinde 76 üniversitemiz vardı. Biz bu üniversite sayısını 208'e çıkardık mı? Dikkat edin 81 vilayetin 81'inde de şu anda üniversitemiz var. Benim Muş'taki kardeşim, Iğdır'daki kardeşim, Ağrı'daki kardeşim oradan kalkıp İstanbul'a, Ankara'ya gelmiyor. Şimdi oralara profesörlerimiz gidiyor. Bazılarında hastaneler de inşa ettik dolayısıyla tedavileri de oralarda yapılıyor. Milletimiz bu gayretimizi gördüğü için yaşadığımız her saldırıda, önümüze çıkarılan her engeli aşmada, kurulan her tuzağı bozmada bizim yanımızda yer aldı.

YARIM KALAN İŞLERİ TAMAMLAMAK DİYORUZ

Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimi kaşımızın gözümüzün hatırına değil milletimize yaptığımız hizmetler sayesinde kazandık. Bugün de karşımıza çıkan koalisyon masası yalan ve istismar peşinde koşarken biz ne diyoruz? Türkiye Yüzyılı diyoruz. Eser, hizmet, yarım kalan işleri tamamlamak diyoruz. Daha büyük projeleri hayata geçirmek diyoruz. Peki onlar ne yapıyor? Ülkenin istiklalini emperyalistlere, kaynaklarını tefecilere, güvenliğini terör örgütlerine, itibarını mafya bozuntusu mensuplara, meydanı bir avuç muhterise bırakarak kendilerine iktidar yolu açmaya çalışıyor.

Bu bay bay Kemal talimatı nereden alıyor? Kandil'den, teröristlerden alıyor. Biz nereden alıyoruz? Rabbimden ve milletimden alıyoruz. Aramızdaki fark bu. Kendi ülkesine düşmanlıkla siyaset yapılır mı? Kendi insanını aşağılayarak, tehdit ederek seçim kazanılır mı? Kendi devletini yıpratarak iktidara gelinir mi? Gözlerini öyle bir hırs bürümüş durumda ki kendi ortaklarının tabanlarını dahi gözleri görmüyor. Bir önceki seçimde karşımıza çıkardıkları kendi arkadaşlarını dahi şu anda yerin dibine sokmaktan çekinmiyorlar. Yalan üstüne yalan ve bölücü örgütün elebaşlarının yurt dışındaki karanlık odakların kendileri için yaptıkları destek açıklamalarından rahatsız olmuyorlar. Eğer bunlar ülkenin yönetimini bunlar devralırlarsa ne yapacaklar biliyor musunuz? 

BÖLMENİN YOLUNU AÇACAKLAR

İlk işleri sınırlarımız ötesinde bölücü örgütün tepesine binmek için yürüttüğümüz operasyonları durdurmak olacak. Ama biz size bugüne kadar nasıl bu fırsatı vermediysek bundan sonra da vermeyeceğiz. Bunu biz söylemiyoruz, bizzat onları destekleyen partinin yöneticileri ve sırtlarını dayadıkları örgüt mensupları söylüyor. Hemen ardından Avrupa Birliği'nin özerklik şartını kabul ederek Türkiye'yi çevremizde örnekleri olan diğer ülkeler gibi bölmenin yolunu açacaklar. Kayyum atadığımız belediyeleri yeniden terör örgütlerine teslim ederek, kamudan attığımız örgüt mensuplarını yeniden devlete doldurarak bu adımı daha da ileriye taşıyacaklar. Ardından Batı'nın yıllarca bize diz çöktürtmek için dayattığı ne kadar konu varsa hepsini de içeriye boca edecekler.

BIDEN'DAN ALDIĞIN TALIMATLA MI YAPACAKSIN?

Hani bizim ülkemizin güvenlik çıkarları için Akdeniz'de, Ege'e, NATO'da dik duruş sergilediğimiz meseleler var ya, hepsinde de teslim bayrağını çekecekler. Ne diyor bay bay Kemal, Rusya'ya biz yaptırım uygularız diyor. Bay bay Kemal, bu ne akıldır, bu nasıl anlayıştır? Bugüne kadar biz tarım ürünlerinde Rusya bizim en önemli müttefiklerimizden bir tanesi. Savunma sanayiinde öyle, aynı şekilde şu anda turist akınında 5,5 milyona yakın turist bize Rusya'dan geliyor. Bunu ne yapacaksın? Amerika'dan aldığın talimatla mı yapacaksın? Biden'dan aldığın talimatla mı yapacaksın? Biden, Erdoğan'ı düşürmemiz lazım diyerek talimatı verdi bunu ben biliyorum. Bunu benim bütün halkım biliyor. Şimdi yarın sandıklar demek ki, Biden'a da bir cevap verecek. Rusya'nın hükümet sözcüsü ne diyor? Yalan söylüyor, açıklasın, ispat etsin diyor. Var mı ispatı? Yok, sonra başlıyor kıvırmaya böyle duyduk diyor, delil yok ama olabilir diyor. Bu nasıl siyaset? Benim milletim sana bu ülkeyi teslim etmez.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SANCEKTEPE'DE KONUŞTU

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçime saatler kala ikinci durağı Sancaktepe'de konuştu. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: 

Diyarbakır annelerini gözü yaşlı bırakan bu teröristlere karşı Bay Bay Kemal, Diyarbakır annelerini kaç kere ziyaret ettin? Diyarbakır annelerinin yavrularını Kandil'e kaçıran teröristlerle el ele, omuz omuza utanmadan, sıkılmadan bir seçime giriyorsun. Bay Bay Kemal'in yanında Kandil var, Kandil'in parlamentodaki uzantıları var. Kılıçdaroğlu, ya sen bunların hesabını Allah'a nasıl vereceksin? Yanında da malum tipler var. Söylemeye gerek var mı? Onlar da utanmadan, sıkılmadan aynı yuvarlak masanın etrafında dönüp dolaşıyorlar. Benim milletim yarın sandıklarda bunlara en güzel cevabı vermelidir diye düşünüyorum.

Vatana, millete, devlete, ümmete hayırlı evlatlar yetiştirmenin gururunu yaşayan ülkemin asil annelerini, Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Türkistan'a kalbi şu an bizimle olan gönül coğrafyamızdaki tüm anneleri buradan saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle kendi anacığım başta olmak üzere ebedi aleme irtihal eden tüm annelerimizi rahmetle, özlemle yad ediyorum.

MİLLİYİZ, YERLİYİZ VE AİLENİN KUTSİYETİNE İNANIYORUZ

Biz şimdi ne diyoruz? Aile diyoruz değil mi? CHP ne diyor LGBT, İyi Parti ne diyor LGBT, öbür HDP ne diyor LGBT… Peki LGBT AK Parti'nin semtine yanaşır mı? MHP'nin semtine yanaşır mı? Cumhur İttifakı'nın semtine yanaşır mı? İşte bu Millet İttifakı denilen zillet, bunlar LGBT'ci. Ama hamdolsun biz ailenin kutsiyetine inandığımız için biz burada farklı bir yerdeyiz, farklı bir düşünceyle yolumuza devam ediyoruz. Milliyiz, yerliyiz ve ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Rabbim bizlere annelerimizin hayır dualarını alacak bir hayat yaşamayı nasip etsin. Rabbim hiçbir annemizin yüreğine ateş düşürmesin.

BİZİM İÇİN KÜRT NEYSE TÜRK DE ODUR

On binlerce insanımızı bizden koparan bu örgüt emperyalistlerin kanımızı akıtmak, bizi güçsüz bırakmak için ülkemizin sırtına vurduğu bir hançerdir. Yılarca bizim enerjimizi, kaynaklarımızı heba ettiler. Evlatlarımızın geleceğini, gözlerindeki ışığı, yüreklerindeki umudu çaldılar. İnsanlarımızın önüne kandan ve gözyaşından duvarlar örmeye kalktılar. Türk'ü ve Kürt'ü birbirine düşürerek ebedi kardeşliğimizi bozmak istediler. Buna fırsat vermedik. Devlet olarak terör bataklığını kurutmak için çok mücadele verdik, çok ciddi çabalar harcadık. Bizim için Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla biz yaratılanı yaratandan ötürü severiz. Bizim için Kürt neyse Türk de odur. Rabbimizin emri neyi gerektiriyorsa biz ona itaat ederiz.

10 YIL SONRA İTİRAF ETTİ

Kandil'den gelen bu destek açıklamaları karşısında Bay Bay Kemal'in hangi sözleri verdiğini de kimse bilmiyor. Bay Bay Kemal suskun, ittifak ortadaki suskun, parti sözcüleri, medyadaki kalemleri suskun. Yarın seçim olacak, yarın millet oy verecek fakat daha hiç kimse Bay Bay Kemal ile bölücü örgütün siyasi uzantıları arasında hangi anlaşmaların yapıldığını bilmiyor. Hiç kimse terör örgütü temsilcilerine hangi sözlerin verildiğini öğrenemedi. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bay Bay Kemal, 17-25 Aralık kumpasındaki rolünü 10 yıl sonra itiraf etti. FETÖ'cü alçakların eline tutuşturduğu kasetlerin montaj olduğunu geçen gün bizzat kendi söyledi.

MUHARREM İNCE'YE YAPILANLARIN FAİLLERI ORTAYA ÇIKACAKTIR

Bu seçim öncesinde yaptığı gizli pazarlılar da önünde sonunda ortaya çıkacak. Sırf Cumhurbaşkanı adayı oldu diye Muharrem İnce'ye atılan iftiraların, baskıların, zorbalıkların, haysiyet cellatlığının failleri de ortaya çıkacaktır. Rusya ile ilişkilerimizi bozma ihalesini Bay Bay Kemal'e kimin verdiği, ortada hiçbir şey yokken Alevi-Kürt videolarının niçin çekildiği, Pensilvanya'da 8 saat boyunca kimlerle hamburger yenildiği, Londra'daki tefecilere hangi tavizlerin altın tepside sunulduğu, evet bunların hepsi gün gelecek tek tek milletin önüne serilecektir. Biz o gün gelene kadar meselenin takipçisi olmayı sürdüreceğiz. Her fırsatta gerçek yüzlerini millerimize anlatmaya devam edeceğiz.

PROVOKASYONA, KIŞKIRTMAYA ASLA GELMEYECEĞİZ

Yarın sandıklara sahip çıkmayı istiyoruz. Önümüzde artık saatler kaldı. Kararsız kalan eşiniz, dostunuz, nazınızı çekecek bir arkadaşınız varsa ona ulaşacaksınız. 14 Mayıs'ın önemini anlatacaksınız. CHP'ye, Saadet Partisi ve İYİ Parti'ye gönül verenlerin de bizimle aynı hassasiyeti taşıdıklarını biliyoruz. En az bizim kadar bu kardeşlerimiz de bunların yaptıklarından rahatsızlık duyuyor. Provokasyona, kışkırtmaya asla gelmeyeceğiz. Demokratik zeminden asla ayırmayacağız. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlere bekledikleri fırsatı vermeyeceğiz. Sancaktepe ve Sancaktepelilere inanıyorum. Yarınki seçim 2024'ün de müjdecisi olacaktır. Kalbi kıpır kıpır atan gençlerimize, kadınlarımıza, ayaklarının altına cennet serilen annelerimize güveniyorum. Bizi yalnız bırakmayacaklarını biliyorum.

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber