Çözümün yolu Türkiye'den geçiyor

Dışişleri Bakanı Fidan'ın Filistin için garantörlük önerisi karşılık buldu. Rusya, “Türkiye'nin formülünü görüşmeye hazırız” açıklamasını yaptı. Türkiye'nin çözüm için en somut öneriyi getirdiğini belirten uluslararası ilişkiler uzmanları, diplomasideki yol haritasını anlattı.

Son Güncelleme:

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın gündeme getirdiği, İsrail-Filistin meselesinde kalıcı bir barış için tarafların garantörlerinin olacağı bir sistem önerisi dünyada yankılanıyor. Filistin için Türkiye’nin, İsrail için de başka ülkelerin garantör olabileceğini belirten Fidan, "Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin" demişti.

İLK DESTEK RUSYA'DAN GELDİ

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin İsrail-Filistin çatışmasının taraflarına garantör ülkeler oluşturma formülünü müzakereye ve değerlendirmeye hazır olduklarını söyledi. Lavrov, "Her türlü yapıcı teklifi müzakere etmeye hazırız. Geçen gün duyduğum bu girişim açıkça gerilimi düşürme ve durumu normalleştirme arzusundan kaynaklanıyor. Tam olarak ne kastedildiğini elbette bu konuda temas halinde olduğumuz Türk dostlarımızdan duymak isteriz" ifadesini kullandı.

EN SOMUT ÖNERİ TÜRKİYE'DEN

Altınbaş Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Çağrı Erhan, garantörlük önerisinin hayata geçirilmesi için diplomaside atılması gereken adımları Haber Global Web Özel'e anlattı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sorunun çözümünde en somut öneriyi gündeme getirdiğini vurgulayan Erhan ABD, AB, BM, Rusya'nın gözetiminde 1991'de Madrid'de başlatılan Filistin sürecini hatırlattı. Erhan, “Fakat bu süreç 2000'li yıllardan itibaren sekteye uğradı ve bugün gelinen noktada artık bundan söz etmemiz mümkün değil. Barış sürecinin yeniden başlatılması için böyle bir gözetim mekanizmasının yeniden tesis edilmesi gerekiyor” dedi.

İsrail-Hamas çatışmalarında en büyük zararı siviller görüyor. Bölgede insanlık trajedisi yaşanıyor. 

ANCAK BM KARARIYLA OLABİLİR

Erhan garantörlük için yol haritasını şöyle anlattı: “Burada Sayın Fidan'ın önerisi, İsrail'in Filistin'le yürüteceği barış süresi esnasında İslam ülkelerinin gözetimde bulunması doğrultusunda bir öneri. Geçmişte Türkiye, Zürih Anlaşması çerçevesinde Kıbrıs'ta bir garantörlük kurmuştu. Başka ülkelerin garantörlüğünde sürdürülen süreçler de söz konusu.
Bu somut önerinin realize edilmesi bir BM kararıyla ancak mümkün olabilir. İsrail-Filistin barışı BM Güvenlik Konseyi'nin kararıyla bir garantörlük müessesiyle hayata geçirilir.”

İSLAM ÜLKELERİ GÜNDEME GETİRİR

Çağrı Erhan: “Şu an bir fikir aşamasında olduğunu görüyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir önerisi olarak BM'ye götürülebilir. Bunun taslağının hazırlanması konusunda Türkiye'nin elbette başat bir rolü olur. 30 yıl önce başlatılan ama sonra sekteye uğrayan barış sürecinin yeniden canlandırılması için yapılacak çalışmalarda garantörlük müessesinin dahil edilmesi gerekiyor. Bugüne kadar getirilen en somut öneri olarak değerli buluyorum bu girişimi.”

ANLAMLI VE GERÇEKÇİ BİR ÖNERİ

Uluslararası ilişkiler uzmanı Fuat Keyman da “Sayın Hakan Fidan'ın teklifi önemli ve yapıcı. Bugün yaşanan soykırıma varan Gazze trajedisinin durdurmak ve diplomasiye şans vermek için de kritik önemde. Filistin'in garantörü Türkiye'de, bölge ülkeleri ile karşılaştırmalı bakışta gerçekçi. Bu rolü bölgede bir tek Türkiye oynayabilir. Mısır'ın aldığı pozisyon çok hatalı, Körfez ülkeleri bu rolü oynayamaz. Bir tek Katar olabilir ama Türkiye daha etki yaratma kapasitesine sahip. Amerika ve İsrail'in kabul etmesi zor. Ana kabulleri doğru karar olur” dedi.

ÇATIŞMALARIN BÜYÜMESİNE DİKKAT!

Emekli diplomat Uluç Özülker ise savaşın boyutlanma ihtimaline dikkati çekerek şunları söyledi: “Garantörlük de arabuluculuk da bugünkü koşullarda gerçekçi değil. Kıbrıs'ta İngiltere baş garantördü. Ne oldu? Ecevit gitti İngiltere'ye 'Türkler katlediliyor müdahale et' dedi. Caydırılmaya çalışıldı. Her iki taraf üzerinde de etkili olabilecekler garantörlük yapabilir. Diyelim ki garantörlük kabul edildi. İsrail'in arkasında ABD olur. Bu iş boyutlanır da Hizbullah da dahil olursa bizim de etkilenme dururumuz olur. Bizim çok angaje olmamamız gerekiyor. Şu doğrudur, 'itidalle hareket edin, çatışmayı durdurun, masanın etrafında oturup konuşalım.' Bu desteklenecek bir politikadır.”

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber