CHP lideri Kılıçdaroğlu alkış istemedi, grup toplantısını 15 dakikada bitirdi

CHP'li belediye başkanlarıyla birlikte dünkü depremin merkez üssü Hatay'ın Defne ilçesine gideceğini açıklayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Çok fazla kaybımız var, yüreğimizde çok büyük yara açıldı. Anladım ki ben artık eski ben olamayacağım" dedi.

Son Güncelleme:

CHP grup toplantısı, depremlerde yaşamlarını yitirenlerin anısına 2 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye çıkarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasının başında, salondakilerden alkış istemediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bugünkü konuşmamda ne söylesem diye uzun uzun düşündüm. Satır satır yazmaya karar verdim. 15 dakikalık bir konuşma olacak" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan şöyle oldu:

Her acıdan ders çıkarmak insanların temel görevlerinden birisidir. Her acıdan ders çıkarmalıyız. Aynı acıları yaşamamak, önlem almak aklın gereğidir. Dün akşam 20.00 sularında Defne ilçesinde 6.4, Samandağ'da 5.8 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Hayatını kaybedenler var. Yarın belediye başkanlarımızla birlikte Defne'ye gideceğim. Olayları yerinden görmek, yaraları sarmak konusunda aşamaları izlemek açısından da orada olacağım. Yaşadığımız büyük felaketin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Milletimizin tekrar başı sağ olsun. Çok fazla kaybımız var. Bugün yapacağım konuşma için uzun uzun düşündüm. Kelimeler kifayetsiz kalıyor.

"GECE İNDİĞİNDE TÜMÜYLE TÜKENMİŞTİK"

Büyük bir felaket yaşıyoruz. Haberi aldığımda önce hepiniz gibi dehşete düştüm sonra en iyisi hemen depremin olduğu bölgeye gitmek dedim. Aradım başkanlarımızı, kalkın gidiyoruz dedim. Hatay'a vardık. Gördüklerim nasıl anlatılır inanın bilmiyorum, rüyada gibiydik. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar korkunç ve kabustu. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu. İnsanlar isimler haykırıyorlardı, evlat isimleri, kardeş isimleri, anne isimleri, baba isimleri... Herkes birbirinin adını söylemeye çalışıyordu. Gece indiğinde tümüyle tükenmiştik. Buz gibi bir soğuk ve gerçek bir zifiri karanlıktı gece. Yatacak yer arıyoruz, bir yere yerleştik. Dinlenmek, uyumak mümkün değil. Gözlerimi kapatıyorum, o isimler, o çocuklar gitmiyor aklımdan. Halkımızın acısını, torunlarımı düşünüyorum. Duygularım karmakarışıktı. Bu ülkede her şeyi bölüştüler, acılar hariç... Acıları kimse bölüşmeyecek mi diye sordum kendi kendime.

"BEN AYNI KEMAL DEĞİLDİM..."

Anladım ki ben artık eski ben olamayacağım. Ben aynı Kemal değildim. Kalktım, basın müşavirimi aradım. Telefon hatları çalışmıyordu. Araca gittim, Ömer de uyumuyordu. Herkeste aynı travma. Hadi Ömer, halkımıza seslenmemiz lazım dedim. En zor zamanda nerede duracağımızı söylemem lazım. Gelecekte torunlarımın soracağı sorulara bu gece yanıt vermem lazım dedim. Erdoğan ile siyaset üstü hizalanmayı reddediyorum dedim. 

BIR BAHARI YAŞATMAYALIM MI ÇILEKEŞ HALKIMIZA? 

İnternet bağlantısını halletmeye çalıştık, gecenin 2'si. Bir şekilde çözdük. Ne düşünüyorsam söyledim. Yine buradan seslenmek istiyorum halkımıza: Ey sevgili halkım, yüreği yanan halkım. Sen daha iyi olmayı hak etmiyor musun? Halkına hep hüzün ören bir ülkede yaşamaya devam mı edeceğiz? 2. yüzyılımız daha iyi olmasın mı? Halkının derdine koşamayan bir devleti toplamaya, değiştirmeye, iyileştirmeye çalışmayacak mıyız? Bunun zamanı gelmedi mi sevgili halkım? Yazımızı öldürdüler. Bir baharı yaşatmayalım mı çilekeş halkımıza? 

"ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM"

Gözyaşlarımızın gözlerimizi bulandırmasına izin vermeyelim. Bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var. İktidarı değiştireceğiz orası kolay ama hepimiz biliyoruz ki değişim, bir iktidarı değiştirmekten büyük olmalı. Çünkü, zihniyeti değiştirmemiz lazım yoksa bu sorunlarla hep karşılaşırız. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kökünden kurutmamız lazım. Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek. 

"BİZ SİYASİLER OY KAYBEDERİZ DİYE İMAR AFLARINA OY KALDIRIP İNDİRİYORUZ"

Dükkan kiralayan birkaç metre kazanmak için kolonları kesiyor. Deprem oluyor, komşu şehirlerde kiralar fırlıyor. Küçük büyük tüm fırsatçılara geçit veriliyor. İğneyi biraz da kendimize batırmak zorundayız. Siyasete giren kısa sürede ve anormal şekilde zenginleşiyor. Biz siyasiler de oy kaybederiz diye imar aflarına oy kaldırıp indiriyoruz. Artık imar aflarını ağzımıza almayacağız.

Her şeyi ama her şeyi temelden değiştirmek zorundayız. Her birimiz elimizi taşımızın altına koyacağız. Bu coğrafyada yaşayan her birimiz elimizi taşımızın altına koyacağız. Önce inanacağız, birbirimize inanacağız. Ülkeyi değiştireceğimize, adaleti getireceğimize inanacağız. Daha iyisini hak ettiğimize inanacağız. 

"BU KABUSU BİZ BİTİRDİK DİYELİM"

Deprem gecesinden beri canla başla dayanışma içinde olan onurlu halkımız için inanmak zorundayız. O güzel insanlarla beraber, o güzel insanlar için bu ülkeyi yeniden kuracağız. Bilimle, düşünceyle, teknikle, liyakatle kuracağız. Kural koyacağız, o kuralları asla çiğnetmeyeceğiz. İmar aflarını ağzımıza almayacağız. Planlarımıza uyacağız. Kurumlar inşa edeceğiz. Tek adamlar asla ve asla bu coğrafyada bir daha olmayacak. Helal olanı, yasal olanla bir edeceğiz. Vallahi billahi bu harami düzenini değiştireceğiz.  Son olsun dostlarım, bu son. Yarın torunlarımız sorduğunda da bu kabusu biz bitirdik diyelim. 

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber