Çevreye ilişkin kanun teklifinin Emine Erdoğan'a sunumunun yapılması tartışma yarattı
Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda tartışılıyor. CHP, Çevreye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifinin Emine Erdoğan'a sunumunun yapılmasına tepki gösterdi.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
BALTA: HEDEFİMİZ, DIŞARIDAN GELECEK ATIKLARIN TAMAMEN ORTADAN KALDIRILMASIDIR
Komisyon Başkanı Balta, Türkiye Çevre Ajansının, çevre kirliliğini önlemek ve yeşil alanların korunmasına, iyileştirilmesine ve geliştirilmesine katkı sağlamak, ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulmasına, işletilmesine, izlenmesine ve denetimine yönelik faaliyetlerde bulunmak üzere kurulmasını amaçladıklarını belirterek, çevre etiket sisteminin oluşturulması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hariç çevre etiketi adı altında herhangi bir faaliyetin yürütülmemesinin amaçlandığını ifade etti.
Poşetlerin ücretli hale gelmesiyle Türkiye'de poşet kullanımının yüzde 80 azaldığını kaydeden Balta, hedeflerine ulaşmak için Depozito Yönetim Sistemi ile birlikte, plastikleri atıktan çıkarıp ekonomiye kazandırmak ve çevre kirliliğini azaltmak için Türkiye Çevre Ajansını kuracaklarını dile getirdi.
"Plastik ve ambalaj atıklarının çevresel kirliliğin oluşmasını engelleyeceğiz, diğer taraftan da ekonomiye kazandırıp çevresel sorunları çözmüş olacağız" diyen Balta, yerel yönetimlere de bir kolaylık sağlanacağının altını çizdi.
Türkiye Çevre Ajansının yönetim kurulu üyelerinin konusunda uzman 4 yıllık fakülte mezunu kişilerden oluşacağını bildiren Balta, "Hem Sayıştay hem TBMM denetimine açık olacak." dedi.
Çevre Ajansı Başkanının çift maaş alıp almayacağı yönündeki bir soruyu Balta, "Şu anda bir önerge var, düzeltiliyor. Tek maaş olacak. Çift görevi olan insanlar tek maaş alacak." diye yanıtladı.
Atık ithalatına ilişkin daha önce tahsis edilen kotaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yüzde 50'ye düşürüldüğünü aktaran Balta, "İnşallah Çevre Ajansının kurulmasıyla, Depozito Yönetim Sistemi'nin kurulmasıyla hedefimiz, dışarıdan gelecek atıkların tamamen ortadan kaldırılmasıdır." şeklinde konuştu.
Türkiye'de artık çöplerin düzenli depolama sahalarında depolandığını ve elektrik üretilerek ekonomiye kazandırıldığını anlatan Balta, atık suların arıtılarak doğaya bırakıldığını kaydetti.
Daha sonra, Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
İYİ PARTİ'DEN TÜRKİYE-KATAR İLİŞKİLERİNE VE KANAL İSTANBUL PROJESİNE ELEŞTİRİ
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Türkiye Çevre Ajansının kamu kaynaklarını ve kamu gücünü kullanma yetkisi sebebiyle özel hukuk hükümlerine değil, idare hukuku hükümlerine tabi olması gerektiğini ifade etti.
Türkiye Çevre Ajansının karar organı olan ve 7 üyeden oluşan Yönetim Kurulu üyelerinin Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından görevlendirileceğine işaret eden Türkkan, "Bakan tarafından kolayca görevden alınabilecek üyeler, siyasal yapı ve baskı içerisinde görevini yapmakta zorlanacaktır." dedi.
Çevre Ajansı Başkanına hem kurum başkanı hem de Yönetim Kurulu Başkanı olması nedeniyle 2 ayrı maaş ödenmesinin öngörüldüğünü aktaran Türkkan, bunun kamu israfı olduğunu savundu.
Katar ile Türkiye arasındaki ilişkinin "karanlık bir kuyuya" dönüştüğünü ileri süren Türkkan, "O kuyu iktidarınızın sonunu da hazırlayacak. Bütün yakın ortaklarınız geçmişte sizi nasıl sattıysa Katar da sizi satacak, bunu da buraya yazın ama biliniz ki Türkiye'nin Katar'ın karanlık kuyusuna düşmesine asla izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
Kanal İstanbul projesi ile İstanbul'da her 3 kişiden birinin susuz kalacağını öne süren Türkkan, "Doğal yaşam alanlarını ortadan kaldırıyorsunuz bu projeyle." dedi.
Kanal İstanbul'un bir devlet projesi değil gayrimenkul projesi olduğunu öne süren Türkkan, "Bakanlığın 2023'e kadar olan bütçe projeksiyonunda 'Kanal İstanbul' tek bir cümle olarak bile geçmiyor. Devlet projesi, devletin bütçesinde geçmez mi?" diye sordu.
MHP: FARKINDALIK ÇALIŞMALARINA HIZ VERMELİYİZ
MHP Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, kanun teklifiyle çevre kirliliğini önlemek, yeşil alanların korunup iyileştirilmesine ve geliştirilmesine katkı sağlamak, ulusal ölçekte Depozito Yönetim Sistemi kurularak işletilmesine, izlenmesine ve denetimine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla bir çevre ajansı kurulacağını belirtti.
Hava, su gibi doğal kaynakların ürkütücü boyutta kirlendiğine, yaşamı tehdit eden gaz ve atıkların dünyada sürekli arttığına işaret eden Durmaz, tüketimin pervasızca yapıldığı dünyada geri dönüşüm projelerini hızla hayata geçirmenin artık bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Sıfır Atık projelerinin iyi niyetle ilerlediğini ancak atıkların toplanması, ayrıştırılması ve vatandaşların bu konuda bilinçlendirilmesi için biraz daha çaba sarf edilmesi gerektiğini söyleyen Durmaz, "Özellikle pandemi döneminde artan tek kullanımlık plastikler, kullanılmış maskeler, dezenfektan kutuları çevre kirliliği açısından büyük riskler oluşturmaktadır. Virüsten kaçalım derken başka virüslere davetiye çıkarmamamız gereği aşikar olup bu konuda farkındalık çalışmalarına hız vermeliyiz." diye konuştu.
HDP: TÜRKİYE ÇEVRE AJANSI BİR ŞİRKET PROJESİ
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, kurulacak olan Türkiye Çevre Ajansının bir şirket projesi olduğunu ileri sürerek "Krize giren sermaye, gözünü emekçilere ve doğaya dikmiş durumda. İktidar krizi atlatmak için emekçilerin sosyal ve ekonomik haklarını yıkıma uğratırken aynı zamanda sadece bir ham madde olarak gördüğü doğayı da yıkıma uğratmak için her türlü yasal düzenlemeyi yapıyor." iddiasında bulundu.
İktidarın denetim dışı daha fazla teşvik, daha fazla imtiyaz, muafiyet, daha hızlı el koyma amacıyla yasalar yapma telaşında olduğunu öne süren Çepni, "Pandemiyle mücadele diye yoksullara ölüm, şirketlere teşvik; çevrecilik diye halka, doğaya ölüm, şirketlere dikensiz gül bahçesi. İşte AKP demek bu demek." ifadelerini kullandı.
EMİNE ERDOĞAN'A KANUN TEKLİFİNİN SUNUMUNUN YAPILMASINA TEPKİ
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, çevre konusunun partiler üstü bir konu olduğunu dile getirerek kanun teklifinin görüşüldüğü komisyona, çevreyle ilgili hiçbir sivil toplum örgütünün, meslek odasının davet edilmediğini söyledi.
Çevreye duyarlılığı olan bir iktidar algısı oluşturulmaya çalışıldığını iddia eden Bakan, "Yeni termik santral yapmayı bir yatırım gibi anlatıyorsunuz. Yani öncelik ekoloji değil, ekonomi ama ekolojinin olmadığı yerde ekonomi de olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin plastik atık ithalatında Avrupa'nın birincisi olduğuna dikkati çeken Bakan, "Avrupa'nın tüm çöpü bize geliyor. Çin ithalatı bıraktığı andan itibaren Endonezya ve Türkiye atık çöp ithalatının merkezi haline geldi. Biz kendi çöpümüzü dönüştüremiyoruz, yüzde 9'unu dönüştürüyoruz. Ekonomik değeri var diye dünyadan Türkiye'ye çöp getiriyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a kanun teklifinin sunumunun yapıldığını anlatan Bakan, "Yasama organının bir üyesi gidip Cumhurbaşkanına da değil Cumhurbaşkanının eşine sunum yapıyorsa orada yasama, yürütme, yargı tek kişinin elinde de değil, tek ailenin elinde birleşmiş demektir." ifadelerini kullandı.
AK PARTİ'DEN ELEŞTİRİYE YANIT
Bunun üzerine söz alan AK Parti Konya Milletvekili Selman Özboyacı, kanun teklifi haline gelmeden önce birçok farklı STK, kamu kuruluşu ve ilgili akademisyenlerle bu konuyu görüştüklerini anlatarak şunları kaydetti:
"Neticede bu iş kanun teklifi haline geldi, Meclis Başkanlığımıza sunuldu. Kanuni süreçlerde herhangi bir aksama yok, bir olağanüstü durum da yok. Hanımefendi Cumhurbaşkanımızın eşleridir. Sosyal sorumluluk projeleri yürütmektedir. Çevreye oldukça duyarlıdır. Biz de bu konuyla alakalı, istişare ettiğimiz diğer bütün STK'ler gibi, Hanımefendi'yi bilgilendirmek için sadece böyle bir ziyaret yaptık. Bunun kanun yapmayla hiçbir ilgisi yoktur. Zaten komisyondan geçmiş bir kanun teklifi bugün Genel Kurulda görüşülmektedir. Kesinlikle Hanımefendi'nin bu konularda da böyle ucuz siyasi polemiklere konu olmamasını rica ediyorum. Murat Bey'in böyle bir amacının olmadığını biliyorum ama kendisi bu konudaki hem gayretimizi biliyor hem niyetimizi biliyor."
AK Pati Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile bu hususu paylaşmanın kime ne zararı olduğunu sorarak "Bu ülkede terör örgütleriyle karanlık kapılar arkasında konuşma yapanlar var. Avrupa'da, Türkiye aleyhtarı lobilerle toplantı yapanlar var. Onlarla toplantı olacak, Sayın Cumhurbaşkanımızın eşiyle paylaşılmayacak. Biz bunu kabul etmiyoruz." diye konuştu.
Bunun üzerine söz alan CHP İzmir Milletvekili Bakan, "Madem 'terörle mücadele' falan diyorsun, hadi gelin beraber şu uzman jandarmanın statü problemini çözelim, astsubayın tazminat problemini çözelim, polisin 12'ye 12 mesaisini çözelim. Hadi gel beraber 3600 ek göstergeyi çözelim. Hamaset olmaz, onlar evine ekmek götürüyor, bir emirle ölüme gidiyorlar vatan için. Onları çözelim." ifadelerini kullandı.
Teklifin tümü üzerinde şahsı adına söz alan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, teklifin, çevrenin korunmasını öngören maddenin yanı sıra birçok "rant" maddesini içerdiğini ileri sürerek Danışma Kurulunun öncelikle çevre mühendisleri, ziraat mühendisleri, orman mühendisleri, jeologlar ve peyzaj mimarlarından oluşmak zorunda olduğunu söyledi.
AK Parti Konya Milletvekili Selman Özboyacı, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılması adına çalıştıklarını belirterek Türkiye Çevre Ajansının çok geniş bir kapsama oturduğunu ve ilk etapta depozito yönetim sistemini hayata geçirmesini çok önemsediklerini aktardı. Türkiye'de bugün yılda 32 milyon ton katı atık üretildiğine işaret eden Özboyacı, "Biz plastik atıkları, cam atıkları, metal atıkları ayrı ayrı toplasak hatta bunları atık haline gelmeden ham madde gibi kullanabilsek çok daha etkin bir geri dönüşüm elde edeceğiz." dedi.
Depozito Yönetim Sistemi vasıtasıyla 20 milyar adet içecek ambalajının yüzde 90'ını üç sene içerisinde geri dönüştürmeyi hedeflediklerini bildiren Özboyacı, "Bu sayede enerjide ve ithalatta yapacağımız masraf azalmalarıyla Türkiye'nin ekonomisine yılda 2 milyar lira katkı sağlamayı düşünüyoruz ve cari açıkta yarım milyar lira azalma öngörüyoruz." diye konuştu.
Kaynak: AA