Ceren Özdemir'in katilinin yargılanması başlıyor

Ceren Özdemir'in katili Özgür Arduç, cinayetten 20 gün sonra mahkemeye çıkıyor. Peki Türkiye'yi yasa boğan Ceren Özdemir cinayetiyle ilgili neler biliniyor? Cani Ardıç emniyetteki 4 sayfalık ifadesinde neler demişti?

Son Güncelleme:

Ordu'da, 3 Aralık Salı günü saat 19.30 sıralarında, Altınordu ilçesine bağlı Zaferi Milli Mahallesi'nde meydana geldi. Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi olan Ceren Özdemir, ders verdiği bale kursundan çıkıp geldiği evinin önünde, ablası Gizem Özdemir'i cep telefonundan arayarak, apartmanın giriş kapısının anahtarını pencereden atmasını istedi. Abla Gizem Özdemir de pencereye çıkıp kardeşine anahtarı attı. Kapıyı açıp binaya giren Ceren Özdemir, arkasından gelen cani Özgür Arduç tarafından bıçaklandı. Kalbine ve karnına aldığı bıçak darbeleriyle ağır yaralanan genç kız, yere yığıldı. Çığlıklar üzerine evden çıkan abla, Ceren'i kanlar içinde buldu. İhbarla gelen sağlık görevlileri, ağır yaralı Ceren'i, Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Kalbinden ve karnından bıçaklandığı belirlenen Ceren, hemen ameliyata alındı. Ancak, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Ceren Özdemir

CANİNİN YAKALANMASI

Polis, izini sürdüğü katil zanlısı Özgür Arduç'u 4 Aralık'ta, esnafın ihbarıyla otogar yakınlarında, Altınordu ilçesi Yenimahalle'de yakaladı. Tanınmamak için siyah mont giyen Arduç'u polis ekipleri yakaladı. Bu sırada çevredekiler, büyük tepki gösterdikleri katil zanlısını linç etmeye kalkıştı. Öfkeli kalabalığa güçlükle engel olan polisler, kelepçe takmayarak, üzeri aranmadan, katil zanlısını hızla ekip otosuna bindirdi. Arduç'un, yakalandığı noktadan uzaklaştırılıp, emniyete götürüldüğü sırada, bir anda belinden çıkardığı bıçakla yanında ve ön koltukta oturan 2 polis memurunu yaraladı.

SUÇ MAKİNESİ 

Özgür Arduç, 9 Mart ve 5 Nisan 2005 tarihlerinde askerlikten firar etti. 2005 yılının Mayıs ayında ise askeri cezaevinde isyana kalkışan Arduç askerliğe elverişli olup, olmadığının belirlenmesi için Sarıkamış Askeri Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nde tedaviye alındı. Arduç'un, o yıllardaki ruhsal durum muayenesi sonucu antisosyal kişilik bozukluğu bulunduğu ve askerliğe elverişli olmadığı yönünde rapor verilip, terhis edildiği öğrenildi. Özgür Arduç hakkında, uzman hekimlerce hazırlanan raporda, "Mizacı kızgın ve sosyabilitesi güven telkin etmiyor. Çocukluğundan beri otoriteyle problemlerinin olduğu, impulsivite (düşünmeden harekete geçme), saldırganlık, askerliğin gereklerini yerine getirmediği, suç işlemeye meyilli olduğu anlaşılmaktadır" denildi.

Özgür Arduç

KATİLİN 4 SAYFALIK İFADESİ

Özgür Arduç, emniyette 4 sayfalık ifade verdi. İşte cani Arduç'un ifadesi:

1987 yılında üç yaşındayken dedem tarafından yetimhaneye verildim. 2002'ye, yani 18 yaşına kadar değişik illerde yetimhanede büyüdüm. En son Erzurum Yetiştirme Yurdu'ndayken yurttan ayrıldım. Yurdun kütüphanesinden kitap çalarak ayrıldım. Ayrıldıktan sonra İspir Yatılı Okulu'nda kaldım. 2002'de Ordu'ya geldim. Ordu'da daha önce yurtta kalmıştım. Geçimimi sürekli hırsızlık yaparak sağlıyordum. Çalışarak kazanç elde etmezdim. 2005 yılında sürekli bally kullanırdım.

Bir gün Ayışığı otoparkında iken daha önce görmüş olduğum 12 yaşında bir erkek çocuğunu gördüm. Yanıma gelerek, benimle sohbet etmeye başladı. Ancak çocuğun bu tavırları beni rahatsız etti. Bu sebeple Selimiye Mahallesi'nde boş bir eve götürdüm. Ve burada çocuğu karın bölgesinden bıçaklamak suretiyle öldürdüm. Ardından polisler beni yakaladı ve cezaevine girdim.

2018 Şubat'ta Rize Kapalı Cezaevi'nde yatmaktayken, açık cezaevine geçmeye hak kazandım. Ancak firar ettim ve Ordu'ya geldim. Huzurevi deposuna konaklamak için girdiğimde polisler beni yakaladılar ve tekrar Efirli Kapalı Cezaevi'ne (Ordu) teslim ettiler. 28 Ekim 2019'da açık cezaevine geçtim. 30 Kasım'da gece 22.00 sıralarında açık cezaevinde duvardan atlayarak firar ettim. O gece cezaevi yakınlarında bir bahçede uyudum. Ertesi gün Ordu merkeze gelmek için Efirli'de dolmuşa binip Aynalıkavşak'ta indim.

Dolmuştan indiğimde, artık cezaevinden çıktığım için insanların benden korkması gerektiğini düşünerek, bir yerden bıçak çalıp insan öldürmek istedim. Ardından Fidangör'de bulunan, sahibini önceden tanıdığım pastaneye gittim. Burada kendisi bana limonata ve pasta ikram etti. Ardından Novada AVM'ye girdim. Bir mağazaya giderek, kıyafetlerin alarmını burada keserek, yanımda götürdüğüm poşete koyup mağazadan çıktım ve jandarma karşısında bulunan hamama gittim. Çaldığım kıyafetleri giydim.

Hamamdan çıktıktan sonra Vegas Otel'e gittim. Otel sahibine burada kalmak istediğimi, kimliğimin olmadığını söyledim. Kendisi ilk önce beni almak istemedi. Ben de kendisine 'Bu saatten sonra polis de savcı da asker de benim. Bu gece korkacaksan benden kork' dedim ve 30 TL karşılığında otelde bir gece kaldım.

Saat 07.00'de otelden ayrıldım. Otele yakın bir berberde sakal ve bıyık tıraşı oldum. Sonra Çivil Irmağı'nın kenarında hırdavatçıdan bir bıçak aldım. Sonra Migros Market'e girdim. Meyve, çikolata ve bisküvi alıp poşete koydum. Ancak görevlilerden birinin benden şüphelendiğini fark ettim. Bunun üzerine aldığım malzemeleri ve hırdavatçıdan çaldığım bıçağı bırakmak zorunda kaldım. Bu görevliyi öldürmeyi düşündüm. Ancak bunu gerçekleştiremeden marketten çıktım.

Bir işyeri önündeki tezgahtan, üzerinde Sürmene yazılı et bıçağı çaldım. Sonra insan avına çıktım. Karşıma kadın, erkek, çocuk olsun, ne çıkarsa takip edip sota yerde bıçaklayıp parasını alarak, telefonunu kırıp atmayı düşündüm. O gün çeşitli şahısları takip ederek bıçak ve tornavida ile öldürmeyi düşündüm. Ancak son anda başkaları karşıma çıkınca gerçekleştiremedim. Gece Murat Kent Sitesi civarında sürücüsü bayan veya öğrenci olabilecek araçları takip ettim. Amacım, sürücüsünü öldürerek, aracı çalmaktı. Ancak beklediğim gibi bir sürücü bulamadım.

Gece, Ateş Çebi İnşaat'a girerek kaldım. Birkaç defa, satın aldığım bally kokladım. Bally'yi de iş yeri sahibini öldürerek, para vermeden almayı düşündüm ancak gerçekleştiremedim.

Saati tam hatırlayamadığım bir vakitte Fidangör istikametinde yürüyerek, Novada AVM'nin yanına geldim ve Özkök Market tarafındaki kapıdan içeriye girdim. Bir müddet AVM'nin içinde dolaştıktan sonra yine AVM içerisinde bulunan Afta Market'e girdim. Burada üç adet meyveli gazoz aldım. Bu içeceklerin parasını ödemeden marketten çıktım. Süleyman Felek Caddesi'ne geldiğim sırada, kısa boylu, şu an kıyafetlerini hatırlayamadığım bir bayanı gözüme kestirerek, takibe başladım. Bayanı takip ederken, bazen aramıza mesafe koyup bazen yan yana gelerek yürüdüm. Ancak bayanı takip ederken hangi yoldan yürüdüğümüzü hatırlamıyorum. Fidangör'de yokuş bir yere geldik. Bu esnada bayan benim yaklaşık 10 metre önümde yürüyordu.

Bu yokuşu çıkarken, bayanı öldürmek istedim. Ancak yakınımızda yaşlı bir erkek şahıs daha yürüdüğü için bayanı öldüremedim. Yokuşu bitirdiğimizde bayan, evinin bulunduğu binanın önüne geldiği esnada bizim yakınımızda yürüyen yaşlı şahıs yan taraftaki binaya girdi. Benim takip ettiğim bayan ise evinin bulunduğu bina kapısına giderek, zile bastı. Ben bu arada kutu içerisinde bulunan bıçağı çıkararak, sağ elime aldım. Kesici kısmını elimle tutup sap kısmını montun koluna sokarak beklemeye başladım. Amacım, bayanı bıçaklayarak öldürmek ve çantasını almaktı.

Bu arada binanın son katında bulunan evin penceresinden bir bayanın bana baktığını gördüm. Benim takip ettiğim bayan ise binanın dış kapısından içeri giriyordu. Tam kapıyı kapatacağı esnada bayana hitaben 'Bakar mısınız, burada Metin' dediğim anda bayanla birlikte apartmanın içerisine girdim. Bıçağı çıkarıp bayanın vücudunun ön tarafına rastgele iki defa soktum. Bayan bağırarak yere düştü. Ben bıçağı vücuduna soktuğum esnada baktığımda kesici kısmın tamamının vücuduna girdiğini gördüm. Bıçağı çıkardıktan sonra amacım bıçaklamaya devam etmekti. Ancak pencereden bayanın beni görmesinden dolayı acele davranarak, bayanın çantasını almadan, olay yerinden elimdeki bıçakla koşarak uzaklaştım.

Ben cezaevinden çıktıktan sonra bayan ve genç erkekleri öldürmeyi planlıyordum. Bunları seçmemdeki amacım, zayıf olmaları ve daha kolay öldürebileceğimi düşünüyordum. Ben insanların daha iyi imkânlarla yaşadığını kıskandığımdan dolayı öldürmeyi düşünüyordum. Bugüne kadar psikolojik tedavi görmedim ve ilaç kullanmadım. Bundan sonra kendimi öldürmeyi de düşünüyorum. Yaptıklarımdan pişman değilim. Cezaevinden çıkarsam yine insan öldürmeyi düşünüyorum.

Kaçarken bıçağı montun cebine koydum ve kestirme yollardan ilerlerken, bir duvardan atladım. Ben duvardan atlarken, yaşlı bir erkekle bir bayanın bana doğru baktığını gördüm. Merdivenlerden sahil istikametine indim. Giresun istikametine doğru bir müddet koştum. Amacım, bir an önce ağaçlık bir alan bularak, ortalıkta gözükmemekti. Teleferik istasyonu civarında bir müddet oyalandım. İş yerlerini dışarıdan kontrol ederek, içeride alabileceğim para olup olmadığına baktım. Burada oyalanırken, etrafta yine öldürebileceğim bir bayan aradım. Ancak etrafta başkaları olduğundan bunu gerçekleştiremedim. Bir gün öncesinde kaldığım inşaata tekrar geldim. Gece bu inşaatta yattım.

Sabah bir marketten cips çaldım. Başka bir marketten bir meyve çaldım. Sonrasında altında çay ocağı bulunan bir caminin yanına geldim. Çay ocağına girerek, bir müddet oturdum. Bu sırada çay ocağına altı yaşlarında bir çocuk ile annesi geldi. Annesi çocuğu bırakarak ayrıldı. Ben çocuğu seyretmeye başladım. İçimden kıskandım ve öldürmeyi düşündüm. Ancak yaşamasını istediğimden bu düşüncemden vazgeçtim.

Ardından otogarın İsmetpaşa Caddesi tarafından çıkarak bir lokantaya girdim. Ayakta duran şahsa akşam İstanbul'a gideceğimi, buraların yabancısı olduğumu, bir çorba içme şansımın olup olmadığını sordum. Kendisi bana patronun olmadığını söyledi. Bu sırada bu şahsın yanına gelen başka bir şahıs, 'Senden ne istedi?' diye sordu. Çorba istediğimi söyleyince yanımızdan uzaklaşarak telefonla konuşmaya başladı. Beni ihbar edeceğinden şüphelenip çıktım.

İsmetpaşa Caddesi'nde yürümeye başladım. İki polis yanıma gelerek, beni kollarımdan tuttu. Etrafımız kalabalıklaştı. İki polis beni alarak, arabaya bindirdi. Biri yanıma oturdu. Diğeri aracı sürüyordu. Biz hareket halindeyken, cebimdeki bıçağı çıkardım. Amacım, bıçağı polislerin boğazına sokmaktı. Bıçağı yanımda oturan polisin boğazına sokacağım esnada kendisi bana döndü ve bu sebeple bıçağı göğsüne soktum. Polis bana engel olmaya çalıştığından dolayı başka neresine ve kaç defa bıçak soktuğumu hatırlamıyorum. Aracı süren polis aracı durdurdu. Bıçağı elimden almaya çalıştılar. Alan dar olduğundan polislere bir daha bıçak vuramadım. Bıçağı elimden aldılar.

BUGÜN YARGILANMASI BAŞLAYACAK 

Katil zanlısı Arduç, cinayetten 20 gün sonra hakim karşısına çıkacak. 3 Aralık'ta işlenen cinayetle ilgili 10 gün sonra jet hızıyla iddianame hazırlandı, duruşma tarihi de yeni yıla bırakılmadı. Van yüksek güvenlikli cezaevinde tutuklu bulunan Arduç, Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 10.00'da başlayacak duruşmaya, Ceren'in ailesiyle karşılaştırılmaması ve güvenlik gerekçeleriyle SEGBİS üzerinden katılacak.

Katil Özgür Arduç'un 'canavarca hisle kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak. Duruşmada katil zanlısı Arduç'a hakkındaki 13 sayfalık iddianamede hatırlatılarak, suçlamalar anlatılacak. Savunma yapıp yapmayacağı soruyacak. Katil zanlısı Arduç ve avukatının savunmalarından sonra, Ceren'in ailesi ve temsilcileri olan Baro Başkanı Poyraz'a söz verilecek. Dosyadaki deliller mahkeme heyeti tarafından açıklanacak.

Sanığın sorgusu tamamlandıktan ve tarafların diyecekleri ve talepleri alındıktan sonra, kovuşturmayla ilgili mahkeme heyeti eksik gördüğü hususların tamamlanıp tamamlandığını değerlendirecek. Bu aşamadan sonra yargılamada toplanması gereken deliller olduğu değerlendirilirse arar kararlarla duruşma ertelenecek. Aksi durumda savcıdan mütalaası istenecek, sanığa ve avukatına son sözü sorularak davada karar verilecek.

Sonraki Haber