Cem Garipoğlu yeniden gündemde! Bir mezar hangi durumlarda açılabilir?

Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nun intiharından yıllar sonra da "Gerçekten öldü mü?" sorusu zaman zaman gündeme geliyor. Karabulut'un babası da Garipoğlu'nun intihar etmediğini öne sürerken şüphelerinin mezarın açılmasıyla yok olacağını söyledi. Peki bir mezar hangi durumda açılır?

Son Güncelleme:

İstanbul'da 3 Mart 2009 tarihinde 18 yaşındaki Münevver Karabulut'u vahşice öldüren Cem Garipoğlu'nun intiharı hakkında üretilen teoriler bitmek bilmiyor... Olayın üzerinden yıllar geçse de 'öldü mü, ölmedi mi' sorusu hala zaman zaman akıllara geliyor.

10 Ekim 2014 tarihinde, Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevinde gerçekleşen ve hakkında yıllardır konuşulan intihar üzerine birçok iddia ortaya atıldı. Cem Garipoğlu'nun intihar etmediği; ölen kişinin başka biri olduğu, Garipoğlu'nun kaçırıldığı ya da öldürüldüğü söylendi.

YENİDEN GÜNDEMDE...

Hatta Garipoğlu'nun şu anda yurt dışında başka bir kimlikle güzel bir hayat yaşadığı dahi öne sürülüyor. Savcılığın ve Adli Tıp'ın raporlarına rağmen, bu iddialar yıllarca dillendirildi.

Son olarak Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut da Garipoğlu'nun intihar etmediğini öne sürdü ve şüphelerinin ancak mezarının açılmasıyla giderileceğini söyledi. Böylece konu tekrar gündeme geldi. Karabulut, "Cem Garipoğlu'nun mezarını bayramdan sonra açtırmak istiyorum. Mahkemeye başvuracağım" dedi.

Ailenin avukatı Rezan Epözdemir ise "Müvekkillerden bu yönde bir talep gelirse, mezarın açılarak fethi kabir işleminin yapılması, doku ve DNA örnekleri üzerinden yeniden incelemelerin yapılması yönündeki talebimizi başsavcılığa sunacağız" diye konuştu.

Peki mezarlar hangi durumlarda açılır? Bir kişinin mezarının açılması için prosedür nasıl işliyor? Mahkemenin reddi halinde itiraz yolu var mı? Bir kişinin ölmesinin üzerinden ne kadar süre geçerse mezarın açılması söz konusu olmaz?

'HER ÖLÜM OLAYINDA MEZAR AÇILMAZ'

Avukat Sinan Keskin, her ölüm olayında otopsi yapılmadığını ve mezarın açılmadığını belirterek, "Ancak bir cesedin incelenmesi veya üzerinde otopsi yapılması gerekiyorsa; yani ölüm olayının şüpheli olduğu bir adli vaka söz konusu ise o cesedin mezarından çıkarılıp incelenmesine karar verilebilir" diyor.

Bu konuda yetkili makamın soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı, dava aşamasında ise ceza mahkemesi olduğunu aktaran Keskin süreci ise şöyle aktarıyor:

"Mezardan çıkarma işlemleri ve inceleme işlemleri yapılırken cesedin görüntüleri kayda alınır, işlemler sırasında adli tıp uzmanı bulunur. Eğer araştırmanın amacı tehlikeye düşmeyecekse aileden birilerine de haber verilebilir."

'OTOPSİ EN ERKEN ZAMANDA YAPILMALI'

Talebin kabul edilmemesi halinde itiraz yolunun olup olmadığı ile ilgili de konuşan Keskin, "Reddeden makama göre ilgililer sulh ceza mahkemesine veya dava aşamasına göre yetkili üst mahkemeye konuyu intikal ettirip, ölü muayene işlemlerinin yapılmasını talep edebilirler" ifadelerini kullanıyor.

Ölümden itibaren ne kadar sürede otopsi yapılması gerektiği konusunda mevzuatta kısıtlayıcı bir süre belirlenmediğini de söyleyen Keskin, yıllar sonra dahi mezarların açılabildiğinin altını çiziyor ve "Tabii ki kriminal incelemenin daha sağlıklı olması ve delillere ulaşılabilmesi adına otopsi ve ölü muayene işlemlerinin ölümden hemen sonra, mümkün değilse, olabildiğince en erken bir şekilde yapılması önem arz ediyor" vurgusunu yapıyor.

KEMİK, DİŞ, TIRNAK, SAÇ...

Avukat Levent Turgut Karakoç ise mezarın öncelikle kayıp vakalarında, babalık davalarında ya da dolaylı yollardan olan ölen ancak şüphe yaratan ölümlerde yakınlarının müracaatı halinde açılabileceğini söylüyor.

Mezar açılışının savcılık makamının gözetiminde Adli Tıp Kurumu tarafından otopsi işlemleri ile başladığını belirten Karakoç, "Vaka ile alakalı hekim raporunu tanzim eder. Rapor tutulduktan sonra en yakın Adli Tıp Kurumu'na intikal ettirilir. Eğer bir iddia varsa sözlü beyan yerine mutlaka bir müracaatın yapılması gerekiyor" diyor.

Mezar açılması izninin aile mahkemeleri (babalık için) ve asliye hukuk mahkemelerinin hakim kararıyla olduğunu söyleyen Karakoç süre sınırı olmadığına ise "Uzun yıllar sonra Mısır'da bile mumyaların genetik kodları ile alakalı araştırmalar yapılabiliyor" şeklinde dikkat çekiyor.

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı ise geçen uzun sürelere rağmen insan DNA'sının mezarda kaldığını belirterek, "Kemik, diş, tırnak, saç örnekleri onlarca yıl kendini koruyor. DNA'ya artık her şeyden bakılabiliyor. Akrabalar ile karşılaştırılıyor. Süre önemli değil" diye konuşmakta.

Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu, cinayetin ardından kayıplara karışmış ve hakkında Kırmızı Bülten çıkarılmıştı. Cinayetten 197 gün sonra kendisi teslim olan Garipoğlu, mahkum edilmişti. 10 Ekim 2014 tarihinde Cem Garipoğlu'nun kendini asarak intihar ettiği açıklandı.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber