Bakan Soylu: Boğaziçi'ndeki gözaltılardan 79'u terör örgütü mensubu

Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum programının bu haftaki konuğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oldu. Soylu "Boğaziçi Üniversitesinde gözaltına alınanlardan 79'u DHKP/C, TKP-ML dahil olmak üzere terör örgütü üyesi" dedi.

Son Güncelleme:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haber Global ekranlarında yayınlanan Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum programına konuk oldu. Bakan Soylu gündeme ilişkin çok önemli değerlendirmelerde bulunuyor.

"CEMİL BAYIK 3 GÜN ÖNCE HDP'YE TALİMAT VERDİ"

Bunun için bizim takip ettiğimiz meseleler var ve biz bunları Türkiye ile paylaşmalıyız? DEAŞ'ın şu an kendi gündeminin ne olduğunu biliyor musunuz? Ama ben biliyorum. PKK'nın ne yaptığını, örneğin Cemil Bayık'ın 3 gün önce HDP'ye talimat verdiğini biliyor musunuz? Ama ben bunu takip etmek, bilmek ve vatandaşı uyarmak zorundayım. 'Gerillaya çok yük getiriyorsun. Sahaya girin ve gerillanın yükünü alın, eylemlere başlayın.' diyor. Kime söylüyor HDP'ye. Cezaevlerine talimat veriyor. Gezi olayları dahil olmak üzere, bu kadar kaynak nereden geldi? Bir tek soru. Bu kaynağın nereden geldiği belli. Kavala'nın oluşturduğu bir sistemle beraber. Biz bunu anlatmayacak mıyız? Bunun bir siyaseti yok mu?

"BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNDEKİ GÖZALTINA ALINANLARDAN 79'U TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBU"

İlk kez dün müdahaleli şiddet ve gözaltı sayısı arttı. Öyle bir resim çıktı ki ortaya sniperlar, terörle mücadele timleri üniversite kampüsünde. Bu noktaya getirecek bir üniversite kampüsü içinde ne oldu?

"Bahsettiğin kadar değil, neticede polisin silahı bu sniper dediğin. Burası bir üniversite. Burada bir rektörün nasıl seçilebileceği kanunlarımızda belli. Bir önceki seçimlerde üniversitemizin öğrencileri mi seçiyordu? Hayır. Kimler seçiyordu, üniversitenin öğretim üyeleri. Bu da bana göre çok yanlış bir sistem olduğu için Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye'nin de ortaya koyduğu irade ile değişti. Dün de öğrenciler seçme konusunda yetkinlik sahibi değildi, bugün de yetkinlik sahibi değil. Bir tek öğretim üyeleri yetkinlik sahibiydi, onun akademiyi hangi noktaya getirdiği apaçık ortada.

BOĞAZİÇİ'NDEKİ GÖZALTILAR

"KAYYIM REKTÖR" TABİRİ FAŞİST BİR YAKLAŞIM

Siz kayyum rektör atadınız.' Bu, faşist bir yaklaşım, doğru bir yaklaşım değil. Kendi rektörünüzle ilgili böyle bir tavır ortaya koymanız doğru değil. Bu siyasi bir yaklaşım. Üniversitenin kendi içini kucaklayacak bir yaklaşım değildir."

LGBT tamamen Batı'nın Türkiye'ye pazarladığı, sunduğu... Bizim geçmişimizde böyle bir şey var da biz bilmiyor muyuz? Ama Batı'da var. Batı, uzun zamandan beri bunu ortaya koyuyor. Getirmişler birtakım ideolojik gruplarla beraber üniversitenin göbeğine oturtmuşlar ve bloke ediyorlar üniversiteyi.

 Utanarak söylüyorum senin Kabe-i Muazzama ile ne işin var? Bu soruyu birisi sormuyor. O çocuk, onları yapanların annesi, babası, ailesi yok mu? Bu ülkede her gün 5 vakit ezan okunuyor kulaklarımıza. Ne oldu saygı kelimeleri? Ne oldu demokrasi kelimeleri? Ne oldu çoğulculuk kelimeleri? Hani hürriyet? İnsanların inandıklarına bu kadar taammüden kışkırtmak için tahrik etmek için üzerine gidilebilir mi? Doğru mu?"

"ÜNİVERSİTE REKTÖRÜNÜN ODASINA GİRİLMESİNE İZİN VERMEM"

Bunun adı vandallıktır. Şunu ifade etmek istiyorum. Bu doğru bir talep mi, doğru bir istek mi? Biz buna sessiz mi kalalım? Ne yapacaklar bu öğrenciler? Rektörün odasına girecekler, rektörün odasını işgal edecekler. Ben İçişleri Bakanı'yken buna müsaade etmem. Boğaziçi Üniversitesi ayağa kalksa da müsaade etmem, Türkiye ayağa kalksa da müsaade etmem. Orada gidecek üniversitenin rektörünün odasına girecek, odayı işgal edecek. İşgalci olmak için mi, terör örgütlerinin oradaki manipülasyonuna alet olmak için mi öğrenci oldun?

CHP milletvekillerinin bu işin içinde ne işi var? Birisi söylesin. Desin ki CHP milletvekillerinin bu işin içinde şusu var diye. Siyaseti göbeğine kadar sokacaksınız işin içine her türlü, oradaki çocukları, öğrencileri tahrik edeceksiniz, oradaki bir azınlıkla üniversitenin huzurunu bozacaksınız. Biz de buna müsaade edeceğiz. Biz, huzurunu bozdurmayız.

Göreceksiniz bunlar bittikten sonra çok güzel bir yol olacak Boğaziçi Üniversitesinde. Boğaziçi Üniversitesi gerek nitelik gerek nicelik gerek akademik yapı gerek kadro gerek öğrencilerin uluslararası başarıları olarak gerek doktora dahil olmak üzere birçok kriter açısından bu aşağı eğilimi sona erecek, tekrar Türkiye'nin en güzel üniversitelerinden biri olacak."

"KISITLAYICI BİR ANLAYIŞI ORTAYA KOYMAK DOĞRU DEĞİL"

"Türkiye'deki rektör atamaları size demokratik geliyor mu?" sorusuna Soylu, şu karşılığı verdi:

"Demokrasi, ülkenin siyasal tercihlerinin, özgürlüklerinin belirlenmesinde bir etmendir. Burayı yönetirken siz neye bakıyorsunuz, verimliliğe, karlılığa, çalışanların performansına, üretime, rekabete, piyasada ayakta kalmaya... Bunlar öğrenci yetiştiriyorlar. Biz buna bakacağız. Bunu en iyi kim yapıyorsa, elini öpeceğiz yola devam diyeceğiz."

Burada bir problem olursa devletin kurallarının her yerde işlediği gibi burada da işleyeceğini ifade eden Soylu, "Üniversitede bu kuralın nasıl işleyeceği belli. Ama burasını kilitlemişler. Burasını ideolojik bir merkez haline getirmek istiyor bir azınlık. Biz de buna müsaade etmeyeceğiz." 

"AŞAĞI BAK" TARTIŞMALARI

Bir siyasi partinin reklam ajansı, burada çocukları kullanıyor. Bir siyasi partinin reklam ajansı acaba bu meseleden o siyasi partinin, yani CHP'nin, şu anda içinde bulunduğu durumu 'Acaba başka bir yere evirebilir miyim?' diye Boğaziçi Üniversitesine dikkati çekip, kendi içinde karşı karşıya kaldığı olayı kamuoyunun gündeminden uzaklaştırmaya çalışıyor. Bu kadar basit. Mebusların orada olmasının sebebi bu. Bunun ötesinde başka bir şey söz konusu değil. Toplumsal bir olay bu. Polisin tavrı yanlış mı doğru mu? Polisin tavrı yanlış, doğru biz onu değerlendiririz. Ama onun kendi görevini yaptığı, uyardığı, uyardıktan sonra bu işlerin böyle yürüdüğünü hepimiz biliyoruz. Dün de defalarca uyarıldı. Oradaki o meseleyi tutturamadı ajans, şimdi buradaki başka bir meseleyi tutturmaya çalışıyor.

SOSYAL MEDYADA HAKARET KONUSU

2020'de 15 bini aşkın hakarete maaruz kaldım. Sizce bu normal mi? Ben Taşlıtarla'da büyüdüm. Küfürün her çeşidini iyi bilirim. Ama bu küfürü hayatımda duymadım. Bu benim iç meselem. Kendi kendimi yedim. Buna itiraz etmek benim kişisel hakkım. Ben itiraz etmezsem ben evlat olmam, ben itiraz etmezsem ben insan olmam. Karakterimizi, kimliğimizi, altımızdaki koltuk ya da giydiğimiz takım elbise belirlemiyor. Sosyal medyanın özgürlük alanı olarak tanımlanması yanlış. 

"TAYYİP ERDOĞAN SİYASETİ BIRAKTIĞI ANDAN İTİBAREN SİYASET YAPMAM"

Tayyip Erdoğan siyaseti bıraktığı andan itibaren siyaset yapmam

ADALET BAKANI GÜL İLE ARASINDA KIRGINLIK OLDU MU?

Bana da soruyorlar bu adamı niye tutuklamıyorsun? Ben tutuklayıcı mercii değilim ki, Adalet Bakanı da değil. 

"AZERBAYCAN'DA HASRETİMİZİ DİNDİRDİK"

Benim için yarın önemli değil bugünü aşmak önemli. Bugünü aşarsak yarın gelecek. Bu hikayeyi tanımlamak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olur. Kendi partisini yönetemeyenler sallayıp duruyor. Biz bugün Suriye, Irak, Libya, Azerbayca'ndayız. Azerbaycan'da hasretimizi dindirdik. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan siyaseti bırakırsa ben de bırakırım. Benim de bırakmamı isterse ben de başım üstüne.

 BERAT ALBAYRAK İLE GÖRÜŞÜYOR MU?

Kendisiyle konuşmadım. Ailesiyle konuştum. Bütün yorgunluğumuza yorgunluğumuza rağmen aramızda bir şey olmadı. Ekonomide çizmek istediği yolda millilik ve yerlilik çizgisindeydi. 

"SINIRA FOTOĞRAF İÇİN GİTMİYORUM"

Sadece özel günlerde oraya gitmiyorum. Bahsedilen günlerde de ben orada oluyorum. Şu anda 6 tane Eren operasyonumuz var. Kahramanlarımızın büyük bölümü 6 metre karda mücadele veriyor. 1250 mağaraya girdik bu operasyonlarla. Birincisi benim sahayı takip etmem lazım. Sınır duvarlarından biz sorumluyuz, strateji yürüyor, onlara bakmak zorundayız.  Ben oraya fotoğraf çektirmeye değl, strateji doğru mu?, arkadaşlarımıza moral vermeye, oradaki vatandaşların neye ihtiyacı olduğunu öğrenmek için gidiyorum. 

HAYVANLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR

"'HAYDİ' UYGULAMASINDAN 8 BİN 843 İHBAR GELDİ"

 1041 polis merkezimizde bu birimlerin hepsini oluşturduk. 81 vilayette de bunların şube müdürlüklerini kurduk.

"Haydi" diye uygulama yaptık. Polis, jandarma, belediye ve bizim kendi içimizdeki bünye bakıyor. Benim telefonuma günde çok sayıda mesaj geliyor. Hayvanseverlerle karar verdik. Eksiklerimizi ne yapmamız gerektiğini konuştuk. 8 bin 843 ihbar geldi. Biz bu ihbarların hepsine gidip müdahele ettik. 864 kişiye işlem yapıldı. Bazen de bu ihbarlar asılsız çıkıyor.

"2 KEDİ VE 2 KÖPEĞİM VAR"

Benim 2 kedi ve 2 köpeğim var. Kedillerimden biri bensiz kolay kolay uyumuyor.

HAFTA SONU YASAKLARI KALKACAK MI?

Ben korona geçirdim. Annem 61. gün oldu hala makinaya bağlı yaşıyor. Kısıtlama kararları aldığımızdan beri çok ciddi iniş var. Türkiye, Avrupa'ya kıyasla çok ciddi bir mücadele veriyor. Buradaki tedbirleri gevşettiğimiz andan itibaren hastalığın nereye gideceğini mutasyonun nereye götüreceğini bilmiyoruz. Bizim için sağlık sisteminin sürdürebilirliği önemli. 

*Kısıtlamalar için biraz daha sabretmeliyiz. Açarsınız bir ay sonra kapatırsınız bu iyi bir şey değil. Belli bir veriye ulaştığımızda kademeli olarak esneteceğiz. Parti kongreleri de tedbirler alınarak yapılıyor. 

"2 MİLYONA YAKIN KİŞİYE CEZA KESİLDİ"

Bu zamana kadar iş yerleri hariç 2 milyona yakın kişiye ceza kesildi.

KADINA ŞİDDET KONUSU

Kadına şiddet konusunda ciddi adımlar attık. Aile içi ve kadına şiddet konusunda yüzbinlerce polis ve jandarmamızı eğittik. KADES uygulaması için televizyonlara teşekkür ediyorum. İyi tanıttılar. 

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber