Çanakkale'nin dereleri Marmara için nasıl bir risk?

Marmara Denizi’nde müsilaj sorununa yönelik endişe ve tartışmalar devam ederken, Çanakkale Boğazı’na dökülen derelerdeki kirlilik yükü gün geçtikçe artıyor. Çanakkale Boğazı’ndan Ege ve Marmara’ya da taşınan kirliliğin en büyük nedeni ise zirai ve evsel atıklar…

Son Güncelleme:

Marmara Denizi’ndeki müsilaj ve çevre sorunları devam ederken, Çanakkale Boğazı’na dökülen derelerin durumu da endişelere neden olmuş durumda. Başta Sarıçay, Umurbey Çayı, Bayramdere olmak üzere; Yapıldak Çayı, Musaköy Çayı, Kepez ve Karamendere Çayı, gün geçtikçe kirlenirken, bu durum toprak kirliliğine de neden oluyor.  

Tarım alanlarında bilinçsiz gübre ve pestisit kullanımının yanı sıra, arıtma tesislerinin yetersizliği, evsel ve sanayi atıkların tehditi altındaki derelerden yansıyan görüntüler ise vehametin boyutunu gözler önüne seriyor. Örneğin yağmur yağdığında toprak rengi akması gereken Musaköy Çayı, çöp depolama alnındaki sızıntı nedeniyle koyu renkte akıyor.

Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, Biga Yarımadası eteklerinden doğup, Çanakkale Boğazı’na dökülen birçok derenin son yıllarda ciddi kirlilik yüküne maruz kaldığını belirtirken, “Çamyurt’tan doğup Çanakkale Boğazı’na dökülen Bayramdere, Ekinalan’dan doğup Boğaz'a dökülen Umurbey Çayı ile Musaköy Deresi ve Sarıçay da kirlilikten ciddi nasibini alan su kaynaklarımız” diyor.

Kirlilik yüzünden rengi değişen noktalardan biri Sarıçay.

ÇÖP DEPOLAMA TESİSİ

Musaköy Deresi’nin yanında çöp depolama tesisi bulunduğunu sözlerine ekleyen Tonka, “Yağmur yağdığında çöp suları dereye karışıyor. Umurbey Çayı, yatağı boyunca madenlerden çıkan atıklar, pestisit ve ağır metal kirliliğine maruz kalıyor. Arıtma tesislerinin yetersizliği, bilinçsiz tarım ve madencilik ile bazı sanayi tesisleri de dereleri kirletiyor” uyarılarını sıralıyor.

Tarım arazilerinde bilinçli gübre kullanımının önemine de dikkat çeken Tonka, pestisitlerin yarattığı tahribatların gözden kaçtığına değinerek, "Birçok tarla sahibi bilinçsiz pestisit kullanıyor. Bayramdere, Umurbey Çayı, Yapıldak Çayı, Musaköy bekliyor. Kepez Çayı ile Çanakkale Boğazı'na ulaşan zirai atıklar da ciddi bir sorun oluşturuyor. Kepez'den Çanakkale Boğazı'na dökülen atık su bazen Çanakkale merkeze doğru, bazen de Ege Denizi'ne gidiyor" diye konuşuyor.  

Bayramdere'nin rengi kahverengiye çalıyor. 

 CANLI TÜRLERİ DE OLUMSUZ ETKİLENİYOR

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Herdem Aslan da Biga Yarımadası'ndaki derelerin, karasal kökenli tüm kirleticilerden nasibini aldığını belirten uzmanlardan. Söz konusu derelerin güzergahları boyunca kirletildiğine dikkat çeken Prof.Dr.Aslan, canlı türlerinin bu durumdan olumsuz etkilendiğine dikkat çekiyor.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal da su kaynaklarının insan etkisiyle her geçen kirlenmeye devam ettiğini vurgularken, uyarılarını şu sözlerle sıralıyor: “Böcek ve zararlılarla mücadele için kullanılan pestisitleri de göz önüne aldığımızda, söz konusu kirleticiler yağmur sularıyla derelere bulaşıyor. Sarıçay Deresi'nde, sediment örneklerini analiz ettirmiş, kadmiyum, nikel ve kurşun bakımından zenginleşme tespit etmiştik.”

Çanakkale'deki sulak alanlar üzerine araştırmalar yürüten isimlerden Coğrafya Uzmanı Prof.Dr.Rüştü Ilgar da Çanakkale Boğazı’na dökülen 13 akarsu ve dere içinde Musaköy, Yapıldak, ve Umurbey akarsularının çok yüksek mangan değerlerine sahip olduğunu dile getirirken, önlem alınması gerektiği belirtiyor.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber