Çağın çok tehlikeli yeni hastalığı: Narsist nesil yetişiyor

Tüm Dünyada pandemiyle birlikte gelen güvenlik endişeleri yükseldi. Sağlıktan, askeriye, gıdadan, ekonomiye ilişkin birçok konu gündeme gelirken asıl tehlike burnumuzun dibinde ve bağıra bağıra geliyor. Hiçbirimiz yüksek egolu, kerameti kendinden menkul kişilerin tuhaf davranışıyla uğraşmak istemeyiz. Ancak sosyal medyanın da etkisi, teknolojinin durmak bilmeyen hızlı ilerleyişi bazı tehlikeleri de gözler önüne seriyor. Uzman psikologlar Haberglobal.com.tr'den Şifa Kaymak'a yaptığı değerlendirmelerde bu durumu "Narsisizm patlaması" olarak görüyor. Peki ne yapılmalı? Tek sorumlu bu çağda doğan çocuklar mı? Dünyayı nasıl bir gelecek bekliyor?

21. YÜZYIL HASTALIĞI NARSİSİZM

Uzman Psikolog Yelda Başaran, "Günümüzde çocuklar henüz bir yaşına gelmeden tablet, telefon ve bilgisayar ile vakit geçirmeye başlıyor. Bilişsel yeteneklerini körelten, sosyal becerilerini kısıtlayan, sağlıklarını bozan bu durum, ailelerinin de sosyal medya bağımlısı olmasıyla daha da tehlikeli bir hal alıyor. Belli bir yaşa geldiklerinde ise yaşıtlarıyla parkta oyun oynamak yerine büyük insanlar gibi telefon kullanan, bu alışkanlıkları yüzünden sosyal çevreden uzak olan ve sağlık sorunları yaşayan bireyler haline geliyorlar. Tüm bunların yanında hayatı boyunca her gün fotoğrafları paylaşılmış olan çocukların ciddi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalıyor." dedi.

NARSİST KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ

Narsist kişilerin özelliğine de değinen başaran şunları söyledi:

*Narsisizm kendine hayran olmaktır

*Narsist kişiler empati yapamaz

*Narsist kişiler övgüyle beslenir,

*Eleştiriye tahammülsüzdürler.

*Kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek isterler.

*Bu kişiler başarı tutkunudurlar.

*Kendilerine hayranlık uyandırmak için her şeyi yaparlar.

Böyle davranan bir kişi narsistir. Narsist olan bir insanda ise narsist körlük olur. Örneğin sevdiğini incitir ama farkında olmaz.. Çünkü narsist kişiler empati yapamaz. Narsist kişilerin bir çoğu evliliklerini yürütemezler, ilişkilerinde sık sık tartışma yaşarlar ve yalnız kalırlar. İleri yaşta yalnız kalanlara bakin, genellikle Narsist kişilerdir. Boşanmaların arkasındaki en büyük neden de narsisizm. Kısacası narsisizm bu çağın illetidir. Hepimizin içinde uyuyan bir narsisizm vardır. Eğer biz bunu eğitirsek bizi başarılı yapar, enerjiye dönüştürür. İyiye kullanırsak amaca hizmet eder, iyiye kullanmazsak hem ruh sağlığımızı bozar hem de insan ilişkilerimizi zedeler. Sosyal medya otomobil gibi, cep telefonu gibi bir araçtır. Biz sosyal medyayı amacımıza hizmet için kullanırsak hedefimize götürür. Ama onun esiri olursak narsisizme kadar götürür.

AİLELER DİKKAT!

Ailelerin, çocuklarını sürekli olarak sosyal medyada paylaşmasının sebebi gurur hissi ve onaylanma ihtiyacıdır ancak uzmanlar bu konuda dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.

Sosyal medya çocukların kendilerinin ifade edebilme ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıkları bir platform oldu.. Dikkat çekmek isteyen pek çok ergen sosyal medyada daha sonra pişman olabilecekleri şeyler paylaşma olasılığına sahiptir.

Bu nedenlerden dolayı çocuğunuza sosyal medya kullanırken paylaşımlarına dikkat etmeleri konusunda rehberlik etmelisiniz.

Başaran bu durumu şöyle sıralıyor:

1. Sosyal Etkileşimlerden Uzaklaşma Sosyal Medya Hesaplarını Askıya Almak,

2. Aramalara, Mesajlara Geri Dönmeme Vs.),

3. Uyku Alışkanlıklarında Değişiklikler (fazla Uyuma, Uykusuzluk).

4. Beslenme Alışkanlıklarında Değişiklikler(Aşırı Yemek Yeme, İştah Kaybı Vs).

5. Asabiyet Ve Tahammülsüzlük,

6. İşe Odaklanmada Zorluk

7. Motivasyonda Düşüklük

8. Kendini Bunalmış Hissetme .

9. Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite

10. Sosyal Becerilerde Yüz Yüze İletişimde Güçlük .

Çocuğunuzda Bu Durumları Gözlemlerseniz Bir Uzmana Danışabilirsiniz.

"GENÇLER KENDİLERİNE BİLE YABANCI OLDULAR"

Uzman psikolog Alanur Özalp ise bu durumdan kaçışın olmadığını belirterek "Çağın getirdiği zorunlu bir durum. Bundan kaçış kurtuluş yok. Bizim kızıp ve hatta zaman zaman şaşırdığımız durum. Gençler bize ve kendilerine yabancı oldular. Bilgisiz ve tecrübesiz olduklarını kabullenmiyorlar. Yaklaşımları şu şekilde; her şeyi biz biliyoruz. Çünkü teknolojiye biz hakimiz. Pandemi döneminde yaşlılarla dalga geçtiler üzüldük ve şaşırdık. Büyüklerine acımasızca davranan gençler başka konularda nasıl davranır? Onlarla doğru iletişim kurabilmek için bir şekilde kabullenmek gerek. Burada iş birliği yapmalıyız ne onları küçümseyeceğiz ne de onların bizi hafife almasını isteyeceğiz. Anlamalı ve hoşgörü özellikle dikkatli kelimeler seçilmeli." şeklinde konuştu.

"KÜFÜRBAZ VE ALAYCI"

Özalp sözlerine şöyle devam etti:

Sokakta gördüğüm gençler küfürbaz, aceleci çok acımasız konuşuyor ve üzülüyorum. Hayati konularda vurdum duymaz yaklaşıyorlar. Sürekli bir “Banane” bir havası. Bu tehlikeli sadece Türkiye de değil dünyanın sorunu. Gençlerden bir şey istiyorsunuz "Bana ne verecek" mantığı var. Biz vatanımızın, canlılarımızın kıymetini biliyorduk. Onlar şimdi zaten aile bana bakar yaklaşımları var. Rahatlar. Geleneksel ve modern hayatın getirdiklerini birlikte kabul etmemiz lazım. Büyükler de alınganlık gösteriyor bayramda tatile değil bana gelsin gibi.. Benim çocuğum çalışıyor isterse bana da gelebilir, diye düşünmek lazım. Biraz beklentileri yumuşatmamız gerek. Bu beklenti yükseldikçe beddua bile edebiliyoruz. Çocuklarımıza iki tarafın dinlemeli empati kurmayı bilmeliyiz. Bu durumun üzerinden ancak bu şekilde baş edebiliriz

“DOĞUM ANINDAN İTİBAREN BEĞENİLMEYE ZORLANIYORUZ”

Uzman Psikolog Mustafa Güveli, şimdiki dönemde birçok çocuğun doğduğu andan itibaren beğenilmeye zorlandığını belirterek "Narsisizm'de özellik ve bozukluk diye ayırt edebilmemiz mümkün. Narsisizm özelliğini herkes taşıyabilir. Ancak iş bozukluk düzeyine geldiğinde burada tehlike çanları çalıyor demektir. Özellikle sosyal medyanın yani kendini ifşa etmenin bu kadar yaygın olduğu bir ortamda beğenilmek ve etkileşim çabası narsist kişilerin buradan beslenmesine yol açıyor. Kişilerin kendini sürekli beğenmesi, abartının yüksek olması, başkalarını aşağılayan ve hiçbir şeyden memnun olmayan bir gençlik var. Modern yaşamda bunu tehlike olarak görüyoruz. Sosyal medyanın zaten mantığı bu elbette. Ama insanlara doğduktan andan itibaren sosyal medya aşılanıyor ve beğenilme arzusu burada yeşeriyor. Beğenilen çocuklar daha şımarık hale gelebiliyor. Kişilikleri patolojik düzeye çıkabiliyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Global TV