Büyükada'da faytonculardan "Atlarımızı geri verin" eylemi
Geçen ay ruam hastalığı tespit edilen toplam 105 atın itlaf edilmesi üzerine, Adalar'da 3 ay süreyle faytonların çalışması durduruldu. Faytoncular "atlarımızı geri verin" sloganıyla eylem yaptı.
At ve fayton sahipleri, Büyükada Saat Meydanı'nda toplanarak "atlarımızı geri verin" sloganıyla eylem yaptı. Faytoncu aileleri ve Adalar Demokrasi Meclisi'nce yapılan açıklamada şu ifadeler yer verildi:
"Heybeliada ve Burgazada'daki faytonculara, 'sizin atlarınız temizlendi' dendi. O halde Heybeli ve Burgaz'daki atlar niçin karantinada? Peki bu 3 adada 25 gündür sürdürülen karantinaya sözcüğün tıbbi anlamıyla karantina denilebilir mi? Zira karantinanın uluslararası şartlarının hiçbirine uyulmadığı ortada. Herkes biliyor ki adı 'karantina', aslı 'ahırlara kapatma'. Ayrıca atlar hakkında birazcık bilgisi olan herkes bilir ki, hareketsiz kalan atlar felç olurlar. Bu kaçınılmaz bir son. Nitekim hareketsizliğe mahkum edilen atların, şimdiden kaslarında erimelerin başladığını, bacaklarının şiştiğini, bağışıklık sistemlerinin çökmeye yüz tuttuğunu, geri dönüşü olmayan hasarların ortaya çıktığına büyük üzüntüyle tanık oluyoruz. Her gün farklı sayılarda at ölümlerinin haberini alıyoruz. Son derece kısıtlı bir alanda, son derece kısıtlı bir süre hareket etmelerine izin verilen atlarımız, karantina adı altındaki bu hapis sürdüğü takdirde katledilmiş olacak. Böyle bir toplu kıyıma davetiye çıkaran bu uygulamaya derhal son verilmeli ve atların canına kasteden bu uygulamanın 3 ay süreceğini ilan eden, atların 25 gündür çektikleri eziyeti yürürlükte tutan yetkililer hakkında soruşturma açılmalı. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma kanunu uyulmamak için mi var? Bu sözde karantinaya, atların göz göre göre ölüme mahkum edilmesine sessiz kalınabilir mi?"
Açıklamada ayrıca, "Adalar'daki atlar Adalar'da kalmalıdır. Saldım çayıra, mevlam kayıra denemez. Barınmaları, beslenmeleri, bakımları sorumlu kurum ve kuruluşlar tarafından sağlanmalıdır." denildi.
"ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLMELİ"
Adalarda faytonların şartlarının iyileştirilerek devam etmesi gerektiğini ifade eden Gülşin Gürkan, "Ben 10 senedir adada yaşıyorum. Büyükada'ya geldiğimden beri faytonlarla iç içeyiz. Burada faytonların iyileştirilerek sürdürülmesini istiyoruz. Adalarda fayton sorunu yeni değil, Adalar'da fayton sorunu dönem dönem gündeme geliyor buranın ulaşım planı ile ilgili olarak. Biz Adalılar olarak faytonun iyileştirilerek sürüdülmesini istiyoruz. Evet şu anda yaşam koşulları iyi değil farkındayız, faytoncuların da bunda bir miktar sorumluluğu var ama kamu otoritelerinin sorumluluğunu bu noktada daha önemli buluyorum. Faytoncuların bir sürü talebi oldu. Adalar'da hayvan hastanesi kurulmasından, atların nefes alacağı gezinti alanının oluşturulması yönünde. Hiçbir zaman bunlara bir karşılık alamadılar. Zaten buradaki ahırlar da çok profesyonel ahırlar değiller. Bunların iyileştirilmesi gerek" şeklinde konuştu.
"HAREKET ETMEDİKLERİ İÇİN DURDUKLARI YERDE ÖLECEKLER"
Atların hareketsiz kaldıkları için ölüm tehlikesi yaşadıklarını söyleyen ada sakini Bingöl Erdumlu, "Özgürleşmedi atlar. Hepsi 3 ay süreyle kapalı kalacak ahırlarda ve bu hayvanlar hareket etmedikleri için durduğu yerde ölecek. Üç ay sonra ne olacak bunlar? hara diyorlar, hangi haraya gidecekler? Muhtemelen hepsi sosis fabrikasına gidecek" ifadelerini kullandı.
"SON YILLARDA ATLARIN KANINDAN, TERİNDEN PARA KAZANIYORLAR"
Eskiden faytoncuların atlara iyi baktıklarını ancak şu anda eziyet ettiklerini dile getiren ada sakini Şenol Dilmaç ise, "Ben doğma büyüme adalıyım ve eskiden faytoncularımız da çok nezihti ve faytonlar ulaşım aracı olarak kullanılırdı. Son senelerde epey zamandır faytonların kanından, terinden faydalanarak para kazanma amacındalar. Korkunç işkenceler altında atlar ölüyor, bir kenara atıyorlar. Konuşmaya hakkım var, onları ben görüyorum, ne şekilde yaşadıklarını çok iyi biliyorum" dedi.
"ATLAR YÜK HAYVANI DEĞİLDİR"
AK Parti Hayvan Hakları Komisyonu kurucusu ve ada sakini Zuhal Ardahanlı da "Bu millet kurtuluş savaşında bile atı yük hayvanı olarak kullanmamıştır. Yük hayvanı değildir atlar. Avrupa bunu kullanıyor fakat sembolik olarak. Ruam bir bahanedir orada arkadaşlara katılıyorum. Atlar şu anda zulüm ona da katılıyorum. Hiçbir devirde bu kadar zulüm görmedi bu Büyükada. Lütfen büyüklerimizden rica ediyoruz, bu zulmü durdursunlar, atlar adadan çıkmasın, yukarıda bir doğal yaşam alanı olsun. Burada bu hayvanların bakımları temin edilsin. Bu hayvanlar adadan çıkarsa seruma, sucukçulara gidecektir" şeklinde konuştu.
"AYAKLARI ŞİŞ, YEM YEMİYOR, SU İÇMİYORLAR"
Faytoncu Berhem Karadeniz ise, "86'dan beri buradayım, bu saatten sonra nereye gidebilirim? Atımı mahkum etmiş, arabamı mahkum etmiş, çocuklarımız okula gitmiyor perişan olmuşuz. Devlet nerede? Belediye başkanı nerede? Hayvanlar bağlı kala kala ne hale gelecek- ayakları şişmiş, yem yemiyor, su içmiyor. Üzüntü çekiyorlar. Dışarı salsak inanın sanki düğünleri" dedi.
Bu arada bir ada sakini de son yıllarda atlara eziyet edildiğini söyledi. Buna at bakıcılığı yapan bir kadın tepki gösterince, kısa süreli gerginlik yaşandı.
DHA