Buket Aydın'la Koltuk'un bu haftaki konuğu BBP Genel Başkanı Mustafa Destici

Buket Aydın'ın Koltuk programının bu haftaki konuğu BBP Genel Başkanı Mustafa Destici oldu. Destici, yeni anayasa hazırlıklarından, Cumhur ittifakına, İstanbul sözleşmesinden, İmamoğlu'nun türbe soruşturmasına kadar pek çok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Son Güncelleme:

Buket Aydın'ın Koltuk programının bu haftaki konuğu BBP Genel Başkanı Mustafa Destici oldu. 

Programdan öne çıkanlar: 

MEVCUT ANAYASA'NIN "ISLAHA MUHTAÇ" YANLARI VAR MI?

Önce bir darbe anayasası. 1980 darbesini gerçekleştiren, darbecilerin yaptırdığı bir anayasa. Mevcut anayasanın belli maddelerinin karargah koridorlarında yazıldığı şekilde, demokratik bir anayasa değil. Yani ıslaha muhtaç.

Halk oylaması yapıldı ama halkın tam iradesinin orada sağlıklı bir şekilde yansıdığını söyleyemeyiz. Çünkü hemen darbenin ardından yapılan bir anayasa. Millet sorgulayamadı. Bu anayasanın içinde ne var, demokratik anayasa mıdır, hukuk temelli midir diye. Bu yönleriyle ıslaha muhtaç. 

Pek çok değişik oldu ama bütün bu değişiklikler bile şu anda yeterli değil. Güvenlik ve özgür temelinde... Hem güvenliğimizi tesis edecek, hem devletin hem milletin güvenliğini. Hem özgürlükleri tam anlamıyla sağlayacak. Öbür taraftan milletimizin refahına da katkı sağlayacak. 

YENİ ANAYASA GÖRÜŞMELERİ İÇİN GÖREVLENDİRİLDİ Mİ? 

Devlet Bahçeli kendi 100 maddelik anayasa çalışmalarını kamuoyuyla paylaştılar. Biz desteklediğimizi ilan ettik. Şu an çalışmamız sürüyor. İnşallah makul süre içerisinde biz de kamuoyu ile çalışmamızı paylaşacağız. Ama biz acele etmiyoruz. Muhalefet partilerle de görüştük. 

Büyük birlik partisi olarak bu insiyatifi kendimiz aldık. 

HDP dışında diğer siyasi partilerin yeni anayasa konusunda uzlaşabileceklerini düşünüyorum.  

PARLEMENTER SİSTEME DÖNÜŞÜ DESTEKLER Mİ?

Ben de istemiyorum dönülmesi. ABD başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Almanya parlementer sistemiyle yönetiliyor. Fransa yarı başkanlık sistemle yönetiliyor. Ama bu üç devletle ilgili de mutabık olunan konu ne, demokratik hukuk devleti olması. Demekki üç sistemde de bu olunabiliyormuş.Öncelikle iyi niyetli olunabiliyormuş. 

Bu sistem konusunda mutabık kalamadık diyelim, halka gitsin diyoruz. Halkın onayından geçsin bu anayasa. Toplum hangisini kabul ederse Türkiye'nin anayasası o olur. 

AYKUT ERDOĞDU'YA CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET DABASI AÇILMASINI DOĞRU BULUYOR MU?

Öncelikle Aykut Erdoğdu'nun kullandığı ifadeler, gerçekten kabul edilebilir ya da yenilip yutulabilir ifadeler değil. Türkiye'de yargı bağımsız değil. Siyaset yargıya müdahale ediyor diyeceksiniz. Ama öbür taraftan da  biz iktidara geldiğimizde sizi yargılayacağız. Ülkenin cumhurbaşkanına ve hükümet yetkililerine açıktan bu tehdidi savuracaksınız. Hiçbir siyasetçi ya da bir vatandaşı yargılayamaz. Siyasetçilerin böyle bir gücü yok. 

Halkın yüzde 52 oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı var. Beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama halkın iradesini yok sayarak ona hakaret edemezsiniz. 

CUMHUR İTTİFAKI'NDAKİ YERİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYOR?

Cumhur İttifakı 15 Temmuz darbe gecesi sokakta kuruldu. Bunu da ilk ifade eden, ilk dillendiren biziz. Türkiye o gece bir içsavaş girişimiyle karşı karşıya kaldı. 

Bu sistemin değişmesi gerekiyordu. Sistem değişikliği gündeme geldiğinde de biz BBP olarak bu teklife evet dedik. Biz başkanlık sisteminden yanayız, ama biz adil ve demokratik bir başkanlık sisteminden yanayız. Bu sistemin noksanlıkları var. 

Biz Türkiye'nin düzlüğe çıkması noktasında Türkiye'yi ve yönetenlere büyük bir destek verdik. Siyasi menfaat gözetmeden bu desteği verdik. 

Yeni sistemde ittifaklar yasal hale geldi. İttifak yapmanın iki yolu var kanunen. 1 kendi adınızla ve amblemizle o ittifakta yer alıyorsunuz. 2 arzu ederseniz kendi adınız ve ambleminizle girmiyorsunuz, ittifak bloğundaki partileerin listelerinden ittifaklık gerçekleştiriyorsunuz. 

Sivas'ın BBP'ye verilmemesinden dolayı elbette ki tabanımızda bir kırgınlık oluştu. Ak Parti bize Sivas'ı verseydi, İstanbul'u kazanırdı. Biz bütün bunlara rağmen kadirşinaslığımızı gösterdik, biz Cumhur İttifakı'na olan gerçek sadakatimizi ve devletin bekasını önceleyerek bu ittifaka evet dedik.

CUMHUR İTTİFAKI'NIN GENİŞLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR MU? 

Devletin bekası, milletin istikbalini düşünen, Pkk ile Pkk'nın siyasi partisiyle arasına net bir şekilde çizgi koyan, her siyasi parti elbette olabilir. 

ÜLKÜCÜLER NEDEN TEK PARTİDE BİRLEŞMELİ? 

Şimdi biz desek ki bu devletler tek bir bayrak altında, tek bir ülkede bir araya gelsinler.. Bu şu anda çok mümkün olarak gözükmüyor. Dilde, fikirde, işte birlik. Bu olabilir mi? Olabilir. Bunu dediğiniz zaman Türk coğrafyası büyük kazançlar sağlar. Hem biz, hem de dünyadaki masum insanlar, adaletten yana olanlar büyük kazanç sağlar. Bu engelleniyor. En son Türkiye'nin Azerbaycan ile yaptığı işbirliği neticesinde 30 yıllık işgalde olan Karabağ kurtarıldı. Eğer Türk dünyası bir araya gelsin, 70 yıl Çin işgalinde olan Doğu Türkistan kurtarılır. 

UYGUR TÜRKLERİ HAKKINDA MECLİS VERİLEN ÖNERGENİN REDDİ İÇİN NE DÜŞÜNÜYOR? 

İyi Parti'nin önergesi olmayan konu var mı? Her konu suistimal, her konu siyasi propoganda, bu konular ciddi meseleler. Bunların üzerinden istismar olmaz ki. Bu mesele, siz eğer tek taraflı olarak, kimseyle konuşmadan, hükümetle konuşmadan, MHP ile konuşmadan, bizimle konuşmadan böyle bir teklifin reddedileceğini bile bile bunu teklif ediyorsanız burada bir istismar vardır diye değerlendiririm ben. Benzer bir durumu ben de yaşamıştım. 

"GEREKİRSE ÇİN'E SAVAŞ AÇARIZ" DERKEN NE KADAR CİDDİ? 

Bu konuda hiç kimsenin laf söyleyemeceği tek siyasi hareket Büyük Birlik Partisidir, Muhsin Yazıcıoğlu'dur, Mustafa Destici'dir. Biz 28 senedir nerede duruyorsak orada duruyoruz.

Bu arkadaşlar Çin'e bir şey söylemiyor, hükümete söylüyorlar. Hükümete de söylenebilir. Ama biz iki taraflı yapıyoruz. Hem Çin'e söylüyoruz, hem de hükümete. 

MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN AİLESİ İLE KIRGINLIK YAŞADI MI? 

O mesele tamamen seçimden sonra beklentisi karşılanmamış, hırsı aklının önüne geçmiş bir takım şahısların yaptığı provokasyondu. Zaten o meseleye baktığınız zaman hanımefendinin açıklamasında da ciddi bir mesele olmadığı konusunda kendi açıklaması da var. Dönem dönem kendini ispat edemeyenler, bu meseleyi taşıyarak bizi yıpratmaya, partiyi yıpratmaya yönelik süreç yürütmeye çalışıyorlar. Muhsin Yazıcıoğlu bizim kırmızı çizgimizdir. 

BBP GENEL BAŞKANI OLARAK HİÇ TEHDİT ALTINDA HİSSETTİ Mİ?

Açık bir tehditle karşı karşıya kalmadım. Ama ara sıra emniyetten olsun, istihbarattan olsun, ya da kendi kaynaklarımızdan olsun bu tür duyumlar aldık. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN NEDEN AHLAKSIZLIĞI TEŞVİK ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR? 

Müslüman Türk milleti olarak kadına şiddeti önlemek için, kadın ölümlerini sona erdirmek için İstanbul sözleşmesine ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Bizim kültürümüz de inancımız da zaten kadına şiddeti reddediyor. Ben duygusal bir insanım. Bu gerçekten bir haksızlık gördüğümde. Özellikle çocuklara ve kadınlara. 

Ama bizim öncelikle yapmamız gereken bunun sebeplerini araştırıp ortadan kaldırmamız lazım. İstanbul sözleşmesinin iyi tarafları yok mu? Elbette her sözleşmede olduğu gibi içerisinde olumlu ve olumsuz maddeler var. İstanbul sözleşmesi bir keere cinsiyet ayrımcılığını teşkil ederken, öteki taraftan cinsiyetsizliği topluma dayatıyor. LGBTİ başta olmak üzere sadece bizim dinimizce değil, evrensel ahlak tarafından da sapkınlık olarak değerlendirilmiş bir takım yaşam tarzlarını sanki normalmiş gibi özendirici maddeler kapsıyordu. 

İstanbul sözleşmesinin bir maddesinde diyor ki siz bu sözleşmeyi kabul ettikten sonra toplumsal bu değerleri teferruat olarak değerlendiriyor. Bunlara takılıp kalmayacaksınız diyor. 

Zaten baştan kabul edilmesi yanlıştı. Biz o zaman da buna itiraz ettik. Belki de tek biz itiraz ettik. Biz bununkabul edildiği süreçte de biz bunun yanlış olduğunu ifade ettik. 

NEDEN LGBTİ'YE 15 MİLYAR TL VERİLDİĞİNİ İDDİA EDİYOR? 

Bu kaynak devlet kayıtlarında var. Özellikle yurt ışında bu tür gruplar destekleniyor. Aynı şey terör örgütleri için de geçerli. 

LGBTİ derneklerine de yurt dışından kaynak aktarıldığına dair devletin kayıtlarında bilgiler var. Bunlar neden yapılıyor. Türk toplumun ahlakını ve yapısını bozmak için yapılıyor. İçeriden vurmaya çalışıyorlar bizi. 

İMAMOĞLU'NA TÜRBE SORUŞTURMASI DOĞRU BİR HAMLE Mİ?

Bir kere soruşturma yok. Bu arkadaşlar, çok söylenecek laf var da program uygun değil. Bu arkadaşlar, bunu ilk kim servis etti basına, İBB'nin basın danışmanı. Yapılan işlem şudur, bazı vatandaşlar bunu şikayet ediyor. CİMER'E İçişleri Bakanlığına, savcılığa. 

Şikayet olur araştırılır. Her konu ile ilgili araştırma yapılır. Bizimle ilgili de oluyor. Ama bir soruşturma yok. NEden yapıyorlar bunu, bu alandan bir mağduriyet oluşturuyorlar. 

Mağduriyet alanı oluşturarak da kamuoyu desteğini kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlar. 

Halbuki böyle bir şey yok. Olmayan bir şey üzerinden kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Zaten bu işin bu taraflarını iyi yapıyorlar. 

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber