Bu hastalık sevmeyi imkansız kılıyor: Depersonalizasyon bozukluğu

3 farklı araştırmaya göre her 100 kişiden biri sevmeyi imkansız hale getiren "Depersonalizasyon bozuk" hastalığını taşıyor. Bu hastalık bir şizofreni kadar yaygın.

Son Güncelleme:

Uzmanlar bunun obsesif kompulsif bozukluk ve şizofreni kadar yaygın olduğunu ve onlarca yıldır tıbbi anlamda ruhsal hastalıklar arasında kabul edildiğini söylüyor.

Tedavi edilmeyen hastalar, bu bozuklukla hayatları boyunca yaşamak zorunda kalabiliyor.

Ancak hastalığı tanıyan uzman sayısı oldukça az.

Depersonalizasyon bozukluğu yaşayan bir doktor, aile hekimliği eğitimi sırasında ya da tıp fakültesinde depersonalizasyon bozukluğunun anlatılmadığını söylüyor.

En az iki hastasına yanlış teşhis koyduğunu söyleyen doktor, meslektaşlarının çoğunun bunu duyduğuna inanmadığını belirtiyor.

TEŞHİS VE TEDAVİ SORUNLARI

Teşhis sorunlarına ek olarak, tedaviye erişimde de sorunlar var.

Bir yıl bekledikten sonra Sarah ücret ödeyerek Londra'nın güneyindeki bir uzman kliniğe gitmeye karar vermiş.

"Düzenli olarak panik ataklar yaşıyordum. Çok çok korkmuştum. Bir krizdeydim" diye anlatıyor.

Klinikteki Depersonalizasyon Bozukluğu Servisi sadece 18 yaş üstü hastaları kabul ediyor; zaten bu hastalık da genelde ergenlik çağında başlıyor.

Kliniğin başındaki Dr. Elaine Hunter çocukları ya da gençleri geri çevirmekten endişe duyduğunu belirtiyor.

"Dehşete düşmüş 15 yaşındaki çocuğunu bize getirenleri görünce üzülüyoruz ancak yapabileceğimiz pek bir şey yok" diyor.

Hunter hastalarından birinin bozukluğu 13 yaşında yaşamaya başladığını ve günde 10'dan fazla panik atak yaşayarak iki yıl boyunca evden çıkamadığını anlatıyor. Hasta başlarda kendi anne ve babasını tanıyamayacak haldeymiş. 18 yaş altındaki hastalar için de hizmetin gelişmesini umuyor.

Bir çeşit bilişsel davranışçı tedavi yöntemi geliştiren Hunter, tıp uzmanlarının bu konuda eğitim alması gerektiğini savunuyor.

Hunter'ın hastalarından biri, satış müdürü Sarah Ashley, tedavinin ardından ruh sağlığında büyük fark yaşadığını söylüyor.

"Başta ellerime ve vücudumun diğer yerlerine bakıyor ama tanıyamıyordum. Aynaya baktığımda sanki başkasının yüzüne bakıyormuşum gibi geliyordu. Yemek yiyemiyor ve uyuyamıyordum. Şimdi eğer biraz depersonalizasyon olursa çabucak başa çıkabiliyorum" diyor.

Dr. Hunter, hastaların Google üzerinden kendi teşhislerini koyup aile hekimlerine başvurduğunu, oysa bunun tersinin olması gerektiğini belirtiyor.

Sonraki Haber