Bir kadın "1.5 yıldır tehdit ve taciz ediliyorum. Acun ve Şeyma kadar gündem olur mu bilmiyorum" dedi

Bir sosyal medya platformunda 1.5 yıl önce çalıştığı eczanede yaşanan bir olayın ardından sürekli tehdit ve tacize maruz bırakıldığını, 15 yıllık işinden istifa etmek zorunda kaldığını söyleyen kadının davasına Bakanlık müdahil oldu

Son Güncelleme:

36 yaşında iki çocuk annesi bir eczacının yaşadığı olay bugün sosyal medyanın gündemine oturdu. Taciz edildiğini ve can güvenliği olmadığı için 15 yıldır çalıştığı iş yerinden istifa ettiğini söyleyen kadın, 1.5 yıl önce eczaneye gelen bir şahısla yaşanan diyaloğun ardından başlayan kendi ifadesiyle taciz ve tehdit döneminde yaşadıklarını bir sosyal medya platformunda paylaştı. Bu süreçte polise ve adli makamlara sesini duyuramadığını belirten kadın, olayın başlangıcını şöyle anlattı:

" 1.5 yıl önce eczaneye elinde reçetesiyle bir hasta geldi. çalışan arkadaşımıza reçetesini uzattı ve ilacını istedi. Bundan sonrasını diyalog şeklinde yazayım. 

+ Bu ilacı alacaktım. 

- Kimliğinizi alabilir miyim?

+ Ne yazmış reçeteye?

- Bir tane ağrı kesici krem yazmış.

+ Ben sizden bir ay önce bir krem almıştım onunla aynı mı bu?

- Bir ay önce aldığınız kremi hatırlamıyorum, sistemde de görünmüyor. Ücretli mi aldınız?

+ Siz neyi biliyorsunuz ki zaten. Bir ay önce aldığım ilacı bile hatırlamıyorsun, yanlış ilaç vermişsinizdir bana kesin. Zaten kaşıntı yaptı.

- Bu reçetede yazan ilacı istiyor musunuz?

+ Ver.

Olay bu şekilde yaklaşık 20 dakika devam etti. para ödemeye gelince adam elindeki parayı tezgaha fırlatıp çalışan arkadaşa " al paranı kes sesini" deyince, o da artık dayanamayıp " benimle bu şekilde konuşmaya hakkınız yok" dedi. Baktım olay büyüyecek yanlarına gidip "İsterseniz ilacı başka yerden alın" dedim ve reçeteyi eline verdim. Aldı ve gitti. 

5 dakika sonra geri geldi ilacını almış, "Siz bana bu ilacı neden vermediniz." diye bağırmaya başladı. Birkaç kez ilacı aldığını ve gitmesini tekrarladım ama asla dinlemiyordu. (Bana göre madde kullanmıştı ama inkar ediyor. Daha sonra karakolda uyuşturucudan kaydı çıktı.) 

Çok ayrıntıya girmeyeyim. Tezgahın üzerindeki ilaçları dağıttı ve bana vurmak üzere el kaldırınca o sırada tesadüfen olayın en başından beri eczanede oturan ve olaya şahit olan diğer çalışanın nişanlısı polis memuru, adamı arkasından tutup dışarı çıkarmak istedi. Buna iyice sinirlenen adam raftaki diğer ilaçları da dağıttı. Zorla dışarı çıkarmayı başardı polis ama bu defa da dışarıda bağırmaya başladı. Mahalleli toplandı, aradığı akrabaları geldi ve olay büyüdü. Polis ekipleri geldi, şikayetçi olduğumu söyledim. İnsanlar ve polis "Bu olayı büyütmeyin, bir ceza almaz zaten, bir daha yapmayacağına söz verdi." diyerek beni şikayet etmekten aslında mahalle baskısıyla vazgeçirdiler." 

Sonrasında devam eden bir hafta boyunca adamın iş yerinin önüne, karşı kaldırıma kamp kurduğunu ve sürekli küfür, hakaret etmeye başladığını belirten kadın, adamın patronuna "Bu kadın işten çıkmazsa size rahat yok, o kadın işten çıkacak." demeye başladığını öne sürdü.

"Dayanamayıp polise şikayetçi olmaya gittim. İşlem yapmamak için ellerinden geleni yaptılar" diyen kadın polisin. "Olayı uzatmayın konuşup durur, eve tek gitmeyin, aracınız varsa uzağa park etmeyin, rahatsız ederse arayın gelelim" diyerek kendini 40 dakika oyaladığını, ısrar edince "Sistem çalışmıyor işlem yapamıyoruz, yarın gelin" demeye başladığını söyledi.

Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı'na başvurduğunu belirten kadın, "Arama kararı çıktı adamın adresi belli, eczanenin iki sokak arkası ama adamı bulamadılar. Bu arada her gün karşı kaldırımda durmaya küfür etmeye devam ediyor. Polisi arıyorum geliyorlar, adam gidiyor ve yine bulamıyorlar. Bu döngü günlerce devam etti ve en sonunda adamı denk getirip yakaladılar. Ertesi gün o da ne! Adam yine karşı kaldırımda. Şaka değil gerçek. Daha şiddetli tehditler, hakaretler ile günler geçti. Bu arada ilk duruşma oldu, adam duruşma çıkışı yine kaldığı yerden devam ediyor. Koruma istediğim devlet, vermedi. Uzaklaştırma istediğim devlet onu da vermedi. Böyle birkaç duruşma yapıldı ve bugün son duruşmaya gideceğimi umarken yine ertelendi" dedi. 

Davayla ilgili duruşmanın bugün gerçekleştiğini belirten kadın, duruşmadan önce aynı kişi kendine yine ağza alınmayacak laflar edince eşinin "Düzgün konuş" dediğini ve adliye koridorunda, mahkeme kapısında kişinin bu defa eşine kafa attığını, karnını tekmelediğini ve kıyafetlerini yırttığı öne sürdü. Bu sırada adliyede bağırışlarına gelen hiçbir polisin bulunmadığını, polisin olay bittikten sonra geldiğini öne süren kadın, duruşmadan sonra şahsın elini kolunu sallayarak evine gittiğini iddia etti. 

Eşinin darp olayıyla ilgili tekrar savcıya suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden kadın, darp raporu alındığını, duruşmadaki hakime "Can güvenliğim yok, işe gitmeye korkuyorum" demesine rağmen hakimin hiçbir şey demediğini öne sürdü. Polislere söylemesi üzerine savcıya yönlendirildiğini, savcıya dilekçe verdiğini, savcının "İşleme alındı" dediğini söyledi. 

Bunun üzerine iş yerine gidip istifa ettiğini ve evime döndüğünü belirten kadın, "15 yıllık emeğimi silip, haklarımı bırakıp evime geldim. Bahar aylarında işten çıkacağım, artık yoruldum, derken bugün can güvenliğim yok diye işimden ayrıldım. İki küçük çocuğum annesiz kalabilir çünkü bir psikopatı devlet ehlileştiremiyor diye ben bugün işimden oldum" ifadelerini kullandı. 

Söz konusu kişinin dava dosyasından evinin adresine, kimlik fotokopisine bile ulaşabildiğini belirten kadın, "Benim evimde bile can güvenliğim yok. 

Koskoca adliye binasında bir kişiye bile sesimi duyuramadım. Buradan sesimi duyan birileri olur mu? Ölmeden bana yardım eden bir devlet yetkilisi sesimi duyar mı? Ölmekten asla korkmuyorum, iki küçük çocuğum bensiz uyuyamaz, sadece ona üzülüyorum. Ses verin lütfen bir şeyler yapın. Sosyal medyanın gücüne inanıyorum. Acun kadar, Şeyma kadar gündem olur mu bu başlık? Ben öldükten sonra adıma başlık açılıp bir iki gün konuşulup unutulmak istemiyorum..." dedi.

Daha sonra gün içerisinde konuyla ilgili Bakanlığın devreye girdiğini belirten kadın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da davaya müdahil olup, hukuk desteği vereceği bilgisini paylaştı.

TACİZ VE TEHDİT ETTİĞİ ÖNE SÜRÜLEN KİŞİ: BEN DAVACI OLACAKTIM, KAMERA KAYDI YOK DEDİLER

Kadının itham ettiği adam ise verdiği ifadede"XXXX isimli bayan şahıs benim ikamet etmiş olduğum binanın aynı sokağından XXX eczanesinde, daha önceleri ailecek ilaç alışverişi yaptığımız bir yerdir, bahse konu olayla ilgili olarak ben yapmış olduğum spor müsabakasında göğsüme bir darbe almıştım. Kaburga ezikliği oldu bende. Bunun için bahse konu eczaneye gittim. Bayana 'Abla benim başıma böyle bir olay geldi, ağrı kesici ya da senin bildiğin iyi gelecek bir ilaç varsa bana verir misin' dedim.

O da bana 1 adet krem verdi. Ben de bayanın vermiş olduğu bu kremi kullandım. Kremi sürmüş olduğum yerlerde uçuklar çıkmaya başladı. Ben de bunun üzerine eczaneye gittim, 'Abla bu ilaç bana yan etki yaptı, önereceğin başka bir şey var mı' dedim. O da 'Hastaneye git' dedi. Hastaneye gittim, kontrol oldum, reçete aldım. Reçeteyle aynı eczaneye ailecek alışveriş yaptığımızdan ve güvendiğimizden gittim. Bahse konu bayana değil orada çalışan başka bir elemana reçeteyi verdim. O da bana "Senin daha önce kullanmış olduğun ilaç ile reçetede yazan ilaç aynı' dedi. Ben de 'Aynıysa verme o zaman' dedim. Bayan bir şeyler mırıldanmaya başladı ben de 'Çok konuşma ilacımı ver gideyim' dedim. Bu sefer beni şikayet eden bayan tezgahın etrafını dolaşarak elimdeki reçetemi aldı. Yüzüme doğru fırlattı. Reçete yere düştü. Ben de karşımdaki bayandır diye sükunetimi korudum. Karşıdaki eczaneye gittim. Alışverişimi yaptım. 

Tekrar geri geldim. 'Abla sana küfür mü ettim, hakaret mi ettim. Sen bana saygısızlığı yaptın' dedim. Tekrar elimden reçetemi alıp 'Sen kimsin, defol git buradan' diyerek reçetemi yere attı. O gün orada oturan sivil kıyafetli orada çalışanlardan bir tanesinin nişanlısı olduğunu söyleyen şahıs, polis kimliği çıkarttı. Bana diklenerek 'Ben polisim' dedi. Ben de 'Polissen ne yapayım' dedim. Bu sefer XXX isimli bayan elimdeki ilacı çekerek aldı, sokağa fırlattı. Polis memuru olduğunu söyleyen şahıs kafama

siyah, üst kısmı mikelajlı, namlusu gümüş renkli bir silahın sürgüsünü çekti, mermiyi namluya verdi. Kafama çekti. Bu olay geçtiğimiz Kurban Bayramı'nın arefe akşamı oldu. Oraya etrafta bulunan millet geldi. Bahse konu şahıs, silahı ile ve elinde biber gazı da var olarak beni kovalamaya başladı. Ben kaçtım. Kardeşlerim geldi, bana yapılanları hazmedemediler. O sırada ben kaçarken XXX isimli şahıs bana hitaben 'Bunlar Kürttür, içicidir, esrarcıdır, hapçıdır' diyerek şahsıma hakaretlerde bulundu. Ancak ben bayanın sarf ettiği gibi

böyle biri değilim. Sigara bile içmiyorum. Düzenli spor yapıyorum. O gün oraya gelen polis ekibindeki memurlar da bana küfür etti. Babam da polise 'Sen kime küfür ediyorsun. hem benim çocuğumun kafasına silah dayadınız, hem de hakaret ediyorsunuz' dedi. Daha sonra benim kafama silah dayayan polis olduğunu söyleyen şahıs babama, 'Amca sen iyi bir adamsın, ben polisim bak sizden davacı olmuyorum. Bir daha çocuğun buralara gelmesin' dedi. Ben bayanın üzerime atılı bulunan suçlamalarının hiçbirini kabul etmiyorum. Bunlar yalan ve iftiradır. O sokak benim evimin sokağıdır. Eczane ile aramızda 100 metre fark var.

Ben doğal olarak evime gitmek için o sokaktan geçmek zorundayım. kimsenin iş yerini bastığım yoktur. Asıl mağdur olan benim. Bugün sokağımın başında dururken polisi aradılar. Polis ekipleri gelerek beni aldılar. Benim bir suçum yoktur. Asıl şikayetçi olan benim. Ben daha önce bu konuyla ilgili şikayetçi olacaktım. İş yerinin sahibi ile konuştum. Görüntüleri istedim. O da bana 'Git şikayetçi ol, bizim kamera görüntümüz yok. Bozuk' dedi. Ben de kamera görüntüsü olmayınca ve elimde delil bulunmayınca bir şey yapamam diye şikayette bulunmadım. İş yeri sahibi 'Sen ne istiyorsun. biz ona göre aramızda anlaşırız' dedi. Ben de 'İyi tamam.

Ben istiyorum ki o bayan işten çıkarılsın' dedim. O da bana 'Ben konuşacağım, sana bir cevap vereceğim' dedi. Ancak bu vakte kadar bana bir şey demedi. Ancak ben ne zaman sokağımın başına gelsem gözle ve el hareketliyle beni tahrik etmeye çalışıyorlar. Ben bunlara aldırış etmiyorum. Bir kez yine beni böyle tahrik etti, kamera ile beni çekmeye başladı. Ben de kendisine el hareketi yaptım. Ben XXX isimli şahıstan davacı ve şikayetçiyim. Uzlaşmam." dedi.   

Kadının yaptığı paylaşımlarda kendisini taciz ve tehdit ettiğini iddia ettiği adamın ve kadının kendisinin ifadeleri de yer aldı:


Sonraki Haber