EBA'dan sonra tekrar başladı... Öğretmenler neden öğrencilere şiddet uyguluyor? Çözüm ne?

Eğitimin EBA'nın ardından tekrar okullara taşınması ile birlikte okullarda öğretmen dayakları da başladı. Öğrencisine yumruk, tekme, tokat atan öğretmenlerin elinden çocukları bazen başka bir öğretmen bazen de sosyal medyanın gücü kurtarıyor.

Son Güncelleme:

Eskiden okula kayıt için giden veliler, çocuğunu öğretmene teslim ederken, "Eti senin, kemiği benim" derlerdi. Tabii ki buradaki kasıt fiziksel şiddet değil ancak özellikle 2021'e veda ettiğimiz günlerde öğretmenlerin okullarda öğrencilere uyguladıkları fiziksel şiddet önlem alınması gereken bir noktaya ulaştı. 

14 Aralık'ta Aksaray'ın Ortaköy ilçesi Şehit Salih Aksu Ortaokulu'nda öğretmen Ali Rıza Y., ders sırasında 5'inci sınıf öğrencisi T.K.'yı sınıftan çıkartıp koridorda tokat ve yumruk atıp dövmüş, boğazını sıkmıştı. Gürültüyü duyan başka sınıftaki öğretmen Gülcan Ünlü, koşarak dayak yiyen öğrenci T.K.'yı meslektaşı Ali Rıza Y.'nin elinden kurtardı. 

Eğitim bilimcilere göre; 21. yüzyılda eğitimde bir yeri olmayan şiddetle terbiye etme kısa vadeli sorunları çözüyor gibi görünse de uzun vadede daha büyük sıkıntılara neden oluyor.

📌Peki bir çocuk yaptığı hatadan dolayı cezalandırılır mı?

📌Ceza yöntemi ne olmalı? 

📌Özel okul ile devlet okullarındaki şiddet olaylarının farkı ne?

Dr. Bora Küçükyazıcı

'SUS, BENİ DİNLE, KONUŞMA'

Pedagog Dr. Bora Küçükyazıcı, çocuk ile hata kelimesinin yan yana getirilmesine, sınıftan çıkıp bir öğrencinin gezinmesinin suç olarak görülmesine karşı çıkıyor. Küçükyazıcı, "Hata olarak ne algıladığımıza bakmak lazım. Bir başka arkadaşına vurma veya kavga yok. Çocuklarımızda hata olarak yaftaladığımız davranışın ne olduğuna önce bakmamız lazım. 'Sus', beni dinle', sen konuşma' gibi cümlelerle öğretmenlerin çocuklardan beklenen muma dönmeleri gibi bir durum olamaz" ifadelerini kullanıyor.

Aksaray'da öğretmen Ali Rıza Y.'nin öğrencisine yumruk atıp, boğazını sıktığı görüntüler büyük tepki çekmişti. (DHA) 

'PARAYI VEREN OKULU BASIYOR'

Özel okullarda velilerin 20-30 bin TL para vermesi ile çocuğunun yaşadığı ufak bir travma için okulu basabildiğini, hatalı öğretmenin işine son verildiğini aktaran Küçükyazıcı, "Ancak devlet okulunda öyle mi?" diyor.

Aksaray'daki olay bir anda güvenlik kamerası sayesinde Türkiye'nin gündemine taşınınca öğretmen de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevden alındı. Fakat geçmişte pek çok örnekte öğretmenlerin devlet memurluğunun koruyuculuğu sebebi ile bakanlık bünyesinde çalışmaya başladığı olmuştu. 

Çocuğa ceza verilemeyeceğinin altını çizen Küçükyazıcı, pozitif motivasyonla çocuğun kendini keşfetmesine olanak tanınması gerektiğini söylüyor. Küçükyazıcı, "Çocuğa 'Ödevini neden yapmadın? diye fırça atmak yerine azıcık bile ödev yapılsa, 'Aferin, ne güzel yapmışsın. Sana güveniyorum yarın da tamamını yaparsın' dediğinizde, o çocuk daha fazla aferin alabilmek için yarın ödevini tamamlayarak gelecektir" şeklinde konuştu.

Eğitim-SEN Başkanı Nejla Kurul

'ZORBALIK DEĞİL KONUŞMAK'

Eğitim-SEN Başkanı Nejla Kurul okulların çocukların hatalar yapabileceği, kusur işleyebileceği ortamlar olduğunu söylerken, çocukların okullarda istenmeyen davranışlar sergileyebileceklerini belirtiyor ve ekliyor: "Sorunu çözmenin yolu çocuğu bir kenara çekerek tokatla yumruklarla dövmek değildir. Konuşmaktır. Olayı, olguyu anlatmaktır."

KAFKA'NIN 'CEZA SÖMÜRÜSÜ'...

Aksaray'daki şiddet görüntülerini zorbalık olarak niteleyen Kurul, cezacı bir toplum olmaktan çıkmamız gerektiğine işaret ediyor. Kurul, "Tüm öğretmenlerimize Kafka'nın 'Ceza Sömürgesi' kitabını okumalarını öneriyorum. Cezanın insanlar üzerinde nasıl bir etki yaptığını öğrenmiş oluyorlar. Ceza en son son aşamada başvurulabilecek bir olgu olarak değerlendirilmelidir. Küçük yaş gruplarında çocuk, belki evde de şiddetle karşılaşıyor. Şiddetsiz bir toplum için küçük yaşta cezacı bir yaklaşımı asla kabul etmememiz gerekiyor" diyor.

DAYAKTA SOSYAL EKONOMİK FARK

Kurul, okulların sosyal ekonomik bölgelerine göre de farklı şiddet düzeyleri olduğunu söylüyor. Eğitim-SEN başkanı, "Devlet okullarında özellikle kent yoksullarının yaşadığı bölgelerde gerek anne-babalar gerekse de okullarda öğretmenler bu fiziksel şiddet kültürünü geriletmek kosunuda yeterince insiyatif alamıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber