Bakan Koca, 9 ilin vaka artış oranlarını açıkladı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Günlük koronavirüs tablosunu da paylaşan Bakan Koca, 9 ildeki vaka artış oranlarını açıkladı. Buna göre İstanbul'da son 1 ayda yüzde 50 artış yaşandı.

Son Güncelleme:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Enfeksiyonun yaygınlığı ve bağışıklık durumunu ölçmek için 153 bin kişiyi kapsayan bir saha taraması yapmış, sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmıştık. 15 Ekim'de bu saha taramasını tekrarlıyoruz. Toplumun tamamını yansıtacak büyüklükte bir örneklem üzerinde çalışma yapıyoruz." dedi.
Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Yaklaşık 10 aydır bütün dünyada ana gündemi pandeminin oluşturduğuna ve Kovid-19 hakkında artık çok fazla bilgiye sahip olunduğuna işaret eden Koca, "Genel olarak yaşantımız ise dünya ölçeğinde etkili bu salgından giderek daha az zarar görüyor." ifadesini kullandı.

Salgının maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine uyuldukça gerilediğinin, bu tedbirlerden vazgeçildikçe tırmanışa geçtiğinin hem Türkiye hem de dünyada görüldüğüne dikkati çeken Koca, "Maskenin koruyuculuk özelliği konusunda yeni veriler ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü iki gün önce, 12 Ekim'de grip güncelleme raporunu yayımladı. Bu raporda grip mevsimini yaşamış olan güney yarım kürede Avustralya, Yeni Zelanda, Orta ve Güney Amerika gibi yerlerde bu yıl bu enfeksiyonun çok seyrek görüldüğü bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, grip vakalarının azalması sonucunu maske, sosyal mesafe ve el hijyenine bağlamaktadır. Yapılan bazı araştırmalar koronavirüs tedbirlerinin grip ve benzeri bazı enfeksiyonları yüzde 35 civarında, diğer bazı araştırmalarsa en az yarı yarıya azalttığını ortaya koymakta." bilgisini paylaştı.

"TEDBİRLERE UYARSAK İKİ HASTALIKTAN BİRDEN KORUNMUŞ OLACAĞIZ"

Bakan Koca, "Ekim ayındayız, gribin en yaygın olduğu günlere girdik. Koronavirüse karşı alacağımız tedbirler bizi gripten de koruyacak. Tedbirlere uyarsak iki hastalıktan birden korunmuş olacağız. İki ayrı virüse karşı tedbir aynıdır." uyarısında bulundu.

Gribin ölüme yol açabilen bir hastalık olduğuna, özellikle kronik karaciğer, kronik akciğer, kalp, hipertansiyon, diyabet gibi hastalığı olan, vücut direnci düşük kişilerin gribal enfeksiyonlar sonucu hayatını kaybedebildiğine dikkati çeken Koca, koronavirüs tedbirlerine uyarak bu hastalığa karşı da ciddi bir başarı elde edilebileceğini vurguladı.

Koca, DSÖ'nün Türkiye hakkında yayımladığı rapora değinerek, bu raporun bütün Avrupa ülkeleri içinde bir ilk olma özelliğine sahip olduğunu, Türkiye'nin pandemiye karşı elde ettiği başarının raporda kapsamlı bir şekilde ele alındığını anlattı.

Raporda Türkiye'nin en zengin ülkeler arasında olmamasına rağmen salgınla mücadelede en cömert davranan ülkelerden biri olduğunun vurgulandığını belirten Koca, Türkiye'nin temaslı taraması ile vaka tespiti, izolasyonla riski kontrol altına almaya yönelik stratejisi, erken tanı ve tedaviye dayalı klinik uygulamalarına raporda vurgu yapıldığını ifade etti.

Koca, Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda da Türkiye'de mart ayında başlayan Kovid-19 pandemisi çerçevesinde Sağlık Bakanlığının halk sağlığını koruyucu ve sağlık kuruluşları ile sağlık personeli üzerindeki yükün artmasını önleyici tedbirleri vakit kaybetmeden uygulamaya geçirdiğinin aktarıldığına dikkati çekti.

Raporda, "Türkiye'nin sağlık sistemi Kovid-19 pandemisinin gereklerini sağlayabilecek güçtedir. Sosyal güvencelerine bakılmaksızın herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlamıştır. Türkiye krizin erken döneminden itibaren Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkeziyle iş birliği içinde çalışmaktadır." ifadelerinin yer aldığını belirten Koca, bu hususların Türkiye'nin küresel salgına karşı savaşını küresel standartlarda verdiğini gösterdiğini vurguladı.

"15 EKİM'DE SAHA TARAMASINI TEKRARLIYORUZ"

Bakan Koca, bu standartların Türkiye'nin başarısının sadece bir kısmını değerlendirmeye dönük olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temmuz ayından itibaren normalleşme dönemine geçtik, sınırlamalar kalktı, ülkeler arasında gidiş ve gelişler ülkelerin koyduğu günlük vaka sayılarının belli düzeyin altında olması şartıyla başladı. Bu yeni dönemin gereklerine uygun olarak kesitsel taramalar adını verdiğimiz virüs taramalarına başladık. Bu taramaları havaalanlarında yurt dışına gidenlere, cezaevlerinde bulunanlara, organize sanayi bölgesi çalışanlarına, asker, sporcu ve benzer diğer gruplara yapıyoruz. Bir örnek vermek isterim; bugüne kadar hava yoluyla yurt dışına gidenlere yaptığımız test sayısı 490 bin 480'dir. Bu taramalarda 1226 kişide test pozitif çıkmıştır.

Bir diğer konumuz ise saha taramasıdır. Daha önce enfeksiyonun yaygınlığı ve bağışıklık durumunu ölçmek için 153 bin kişiyi kapsayan bir saha taraması yapmış, sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmıştık. 15 Ekim'de bu saha taramasını tekrarlıyoruz. Toplumun tamamını yansıtacak büyüklükte bir örneklem üzerinde çalışma yapıyoruz. Hem semptomsuz yani belirtisiz olduğu halde testi pozitif çıkan taşıyıcı vakaları hem de antikor testleriyle daha önce virüs kendisine bulaştığı halde bunu fark etmemiş fakat sonuçta bağışıklık geliştirmiş kişileri tespit etmiş olacağız. Bu çalışma bize toplumun tamamı hakkında fikir verecektir."

"AŞI KONUSUNDAKİ GELİŞMELER SALGINA KARŞI TAM BİR GÜVENCE OLARAK GÖRÜLMEMELİDİR"

Sağlık Bakanı Koca, bazı törenler ve toplu etkinliklerin yapıldığı ayların geride bırakıldığına dikkati çekerek, "Kapalı alanlar çok daha büyük önem kazandı. Aynı ortamda çalışan kişilerin karşılıklı güvence varmış gibi tedbir almadıklarını duyuyoruz. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Bu dönemde virüsün yayılma mecralarına iş yerleri de eklenecek. Maske kuralından ödün verilmemelidir." diye konuştu.

Maskenin bazı bilim adamlarınca aşı benzeri bir koruyucu olarak kabul edildiğine dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aşı konusundaki gelişmeler salgına karşı tam bir güvence olarak görülmemelidir. Koronavirüs bulaştığı kişide iki veya üç hafta sonra iz bırakmayacağı hatta fark edilemeyeceği gibi bu süre hayatının en çetin günleri de olabilir. Aşı konusundaki gelişmeler ise çok yol alınmış olmasına rağmen böyle kısa günlerle ifade edilemez. En önemlisi aşı yaygın olarak yapılabileceği güne kadar kendini virüsten koruyabilenler için bir çare olacaktır. Aşı kendisini virüsten koruyamayanlar için çare değildir.

Salgında baştan çok sıkı tutulan tedbirler yorgunluk sebebiyle gevşiyor. Virüsün yol açtığı hastalık ve tedavisi hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olmakla birlikte risk giderek geniş bir tabana yayılıyor. Testi pozitif çıkanların ve bunların temaslılarının izolasyon kuralına uyması şarttır. Bakanlık olarak gerekli önlemleri alıyoruz. Öte yandan belirgin semptomu olan kişilerin sağlık kuruluşlarına bir an önce başvurmalarını istiyoruz. Ağır hastalar bunlar arasından çıkıyor. İzlediğimiz strateji, tedbir ve korunma, tanı ve izolasyon, erken tedavi ile normal yaşama dönüştür."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Salgında başarı kazandıkça hayatın her alanında sırayla eski düzene kavuşacağımız aşamaya yaklaşıyoruz. Hem DSÖ hem Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun da övgüyle bahsettiği salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz, şüpheniz olmasın." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Her birey için Risk Yönetimi Rehberi oluşturulduğunu belirten Koca, pozitif vakaların hatta onların risk taşıyan temaslılarının Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına kayıtlı olduğunu dile getirdi.

Girip çıkılacak yerlerin risk durumunun HES uygulamasıyla öğrenilebileceğini ifade eden Koca, HES'in, koronavirüs konusunda güncel tüm verileri içeren bir harita olduğunu söyledi.

Kendilerinin sahada her türlü tedbiri alarak şüphelilere ulaşmak için seferberlik halinde olduklarına dikkati çeken Koca, herkesin HES uygulamasından yararlanmasını istedi.

Bakan Koca, salgınların, yayılım odaklarına karşı yerinden müdahaleleri gerektirdiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bu sebeple son 6 haftadır ülkenin bazı bölgelerine ziyaretlerde bulunduk. Vakaların artış gösterdiği bölgelerde sebepleri ortaya çıkararak ek tedbirler aldık. Son 1 hafta içinde İstanbul, Bursa, Denizli, Kahramanmaraş'ın da içinde olduğu bazı illerimizde artışlar olmuştur. Geçtiğimiz pazartesi günü yüz yüze eğitimde planlanan ikinci aşama uygulamaya kondu. Salgında başarı kazandıkça hayatın her alanında sırayla eski düzene kavuşacağımız aşamaya yaklaşıyoruz. Hem DSÖ hem Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun da övgüyle bahsettiği salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz, şüpheniz olmasın. Sizden istediğimiz biraz daha sabır ve sebattır. Bilhassa da girdiğimiz aylarda tedbirlere harfiyen uymaktır."

GÜNLÜK KORONAVİRÜS TABLOSU

Türkiye'de son 24 saatte 115 bin 328 Kovid-19 testi yapıldı, 1671 kişiye hastalık tanısı konuldu, 57 kişi hayatını kaybetti.

Kovid-19 ağır hasta sayısının 1418 olduğu son 24 saatte 1396 kişinin tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 298 bin 368'e yükseldi.

Ankara'da son 1 ayda vaka sayısı yüzde 60 oranında azaldı. İzmir'de son 1 ay içinde yaklaşık yüzde 50 azalış oldu. İstanbul'da son 1 ayda vaka sayısı yüzde 50 arttı. Ankara'da son 3 günde yüzde 4 artı, İzmir'de son 3 günde yüzde 5 artış yaşandı.

"ORTAK ÇALIŞMA GRUBUMUZ ŞU ANDA 4 FARKLI AŞI ÜZERİNDE ÇALIŞMAKTADIR"

Türkiye'nin katettiği yolu, salgının sıfır noktasında oluşturulan Bilim Kurulu'nun rehberliğinde aldığına işaret eden Koca, "Hayatlarını bilime ve kendilerini insanlığı ileriye götürecek bilgiyi üretmeye adamış kişilerden oluşan bu kurul, bizim en büyük gücümüzdür. Hocalarımıza her toplantımızda sizler adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onlar ve tüm bilim insanları ulusumuzun gururudur." diye konuştu.

Fahrettin Koca, çalışmalarını kamuoyu önünde sürdürmeyen, tek hedefleri aşıya kilitlenmek olan bir kurulun daha olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi:

"Temmuz ayında oluşmaya başlayan Yerli Aşı Ortak Çalışma Grubu hakkında biraz daha yol alınmasını bekleyerek size detaylı bilgi vermedim. Bugün bu aşamaya geldiğimize inanıyorum. Aşı Ortak Çalışma Grubu'nda, diğer bilim insanımızın yanı sıra aşı çalışmalarını doğrudan yürüten uzmanlar da bulunmaktadır. Türkiye'nin aşı çalışmaları bu bilim insanlarına bağlı 600 kişilik bir ekip tarafından sürdürülmektedir. Ortak çalışma grubumuz şu anda 4 farklı aşı üzerinde çalışmaktadır. Bunun dışında şu anki sonuca aynı derecede yaklaşmamış olsa da başka çalışmalar da vardır. Aşı çalışmalarını yürüten ekiplerimiz sonuca en kısa zamanda ulaşmak için rekabet içinde, birbirinin başarısı içinse dayanışma içindedirler. Şu an aşılardan 2'si insan deneyleri aşamasına yakındır. Kovid-19 aşı çalışmaları, Sağlık Bakanlığımızın himayesi altındadır. Bakanlığımız bağlı TÜSEB ile bilimsel ve teknolojik araştırmalarda ülkece gurur duyduğumuz TÜBİTAK, bu çalışmaların öne çıkan aktörleri arasındadır."

"SALGIN 1 YILINI DOLDURMAYA YAKLAŞIRKEN ÖNEMLİ GELIŞMELER ORTAYA KONDU"

Bulaşıcı hastalıkların geçmişine bakıldığında, aşılarının kolay bulunmadığının görüldüğü bilgisini veren Koca, kızamıkçık aşısının 7, boğmaca aşısının 8, çocuk felci aşısının 20, grip aşısının 14, tüberküloz aşısının 21 yılda geliştirildiğini ifade etti.

Bilimsel bilginin üzerine o tarihlere kıyasla kat kat bilgi eklendiğini dile getiren Koca, teknolojinin ise mukayese edilmeyecek derecede ilerlediğini anlattı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şunları kaydetti:

"Salgının başlangıcında aşı için öngörülerin zaman en az 12 ortalama 18 aydı. Salgın bir yılını doldurmaya yaklaşırken gerçekten önemli gelişmeler ortaya kondu. Çin, Rusya, İngiltere ve başka bazı ülkeler, aşı çalışmalarında insan üzerinde deneylere geçtiklerini bildirdiler. Fakat bunların hiçbiri, örneğin satın almak istemeniz halinde size her şeyiyle sonuçlanmış bir aşı için taahhütte bulunamamaktadırlar. Bilim, şu an için umut olmayı kabul etmekte kesin vaadi erken görmektedir. Aşı konusunda dünyadaki durum budur ve umut çok yüksek olmakla temkini ve tedbiri elden bırakmamak gerekmektedir. Türkiye'deki aşı çalışmalarıyla diğer bazı ülkelerdeki çalışmalar arasındaki fark, hayvan deneylerinden insan üzerinde yapılacak deneylere geçiş nispetinde bir farktır. Sonuca daha yakın görünen 2 aşı adayımızın da hayvan deneyleri başarıyla tamamlanmış, sıra gönüllüler üzerinde yapılacak deneylere gelmiştir.

Bu gelişmeleri size sıcağı sıcağına bildireceğim. Aşı, bu salgına karşı insanlığın bir zaferi olacaktır. Bu zaferi elde edecekler arasında sizin konuştuğunuz dili konuşan, sizin okuduğunuz okullardan yetişen bilim insanlarının yer alacağından kuşkunuz olmanız. Kuşku duyan varsa bilsin, dünyada zeka ülkelere göre dağıtılmıyor. Bilim, imkan ve adanma işidir. Türkiye, aşının gerekliliği tüm teknolojik imkanları bilim insanlarına sunmuş durumdadır. Bilim insanlarımız da bu konuyu hayatlarının temel meselesi haline getirmiştir. Salgınla mücadelede rotamızı çizen bilimsel akıl, koronavirüse karşı beklenen nihai çözümü de önümüze koyacaktır. Sizlerden bilim insanlarımıza inanmanızı, önerdikleri tedbirlere, maske, mesafe ve temizlik kuralına uymanızı, salgınla savaşı sağduyu içinde yılgınlık göstermeden sürdürmenizi istirham ediyorum. Aşı tüm denemelerden başarıyla geçip üretiline kadar elimizdeki güç tedbirdir."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bilim Kurulumuzun daha çok özellikle Türkiye olarak toplumsal farklılığımızı da göz önüne alarak, evdeki kişilerle birlikte 10 kişiyi geçmemek şeklinde aile içi temasların mümkün mertebe azaltılması şeklinde bir tavsiye ve önerisi oldu." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Türkiye'nin günlük koronavirüs tablosunu açıkladıktan sonra bazı verilere ilişkin bilgileri de paylaşan Koca, illere göre özellikle zatürre ve vaka oranı dağılımının yer aldığı tabloyu gösterdi.

Koca, İstanbul'da büyük oranda belirgin artışın olduğunu bildirerek, "Balıkesir, Bilecik, Bursa illerimizde artışı daha belirgin görüyoruz. Ankara, Kayseri, Malatya'nın daha aşağıya düştüğünü görmüş oluyoruz." diye konuştu.

Vaka sayılarındaki son durumu değerlendiren Koca, şu bilgileri verdi:

"İstanbul'da son 1 ay içindeki artış ortalama yüzde 50 oranında, Ankara'da azalma yüzde 60 kadar oldu. Yani yüzde 40'a kadar, neredeyse üçte birine kadar inmiş durumda. Fakat son 3 günde yüzde 60 azalıştan sonra, yüzde 4 gibi bir artışı görüyoruz. Yatışlarda daha bir değişiklik olmadığını, yatışa yansımadığını görmüş oluyoruz. O nedenle bu azalışla birlikte bu artışın önümüzdeki günlerde daha yakın tedbirlere uyarak azalmasını mutlak sağlamalıyız. İzmir son 1 ay içinde yaklaşık yüzde 50 azalış. İzmir'de de son 3 günde yüzde 5'e yakın bir artış görüyoruz. Genel seyrin İzmir'de iyi olduğunu ama orada da özellikle son günlerdeki bu kısmi artışla tedbirlerin daha yoğun bir şekilde, hassasiyetle devrede olması gerektiğini görmüş oluyoruz. Bursa'da yüzde 35 artış, Kocaeli'nde yüzde 30 artış, Denizli'de yüzde 35 artış, Balıkesir'de yüzde 50'ye yakın artış, Kahramanmaraş'ta yüzde 25'e yakın artış, Bilecik'te sayı az olmak birlikte yüzde 50 artış olduğunu son aya göre görmüş oluyoruz."

"İSTANBUL'DA KISITLAMA ANLAMINDA HERHANGİ BİR TEDBİRİ DÜŞÜNMÜYORUZ"

İstanbul'daki vakalarda artış olması dolayısıyla yeni önlemlerin alınıp alınmayacağına ilişkin soru üzerine Koca, genel olarak vakalarda bir artış beklentisi içinde olduklarını hatırlattı.

Hava değişimiyle birlikte kapalı ortamlara geçişin de aile içi bulaş dahil olmak üzere vakaları artırdığına işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz özellikle şu an kısıtlama anlamında herhangi bir tedbiri düşünmüyoruz ama bu dönemde özellikle sahada yaygın şekilde filyasyon ekiplerimizi daha da arttırdık. Geçen hafta İstanbul'da Koordinasyon Toplantısı yaptıktan sonra daha da arttırmış olduk. Sahadaki filyasyon ekipleriyle birlikte temaslarını özellikle tespit edip erken dönemde izole etmeyi ve filyasyon süresi ile temasları tespit etme süresi de İstanbul'da 7-7,5 saatlere düşmüş oldu. Şu an hastane yatışlarında ciddi bir artışın, vaka sayısının artışıyla birlikte olmadığını görüyoruz. Bu anlamda yatışlarda doluluk oranlarında bir sorun olmadığını çok rahat söyleyebiliriz. O nedenle bu dönemde bulaşmayı önlemek için maske kullanımını ve mesafenin son derece önemli olduğunu, kalabalık ortamlara da mümkün mertebe girilmemesi gerektiğini ve o kalabalık ortamları da oluşturmamak anlamında önemli olduğunu görüyoruz."

 "BİLİM KURULU TOPLANTISI'NDA AİLE İÇİ BULAŞ ELE ALINDI"

En fazla bulaşın aile içinde olduğunu vurgulayan Koca, bu konunun Bilim Kurulu Toplantısı'nda ele alındığını kaydetti.

Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu anlamda Avrupa ülkelerinde biliyorsunuz 6 kişiden daha fazla aile içinde olunmaması şeklinde bir yaklaşımın olduğunu biliyoruz. Bilim Kurulumuz daha çok özellikle Türkiye olarak toplumsal farklılığımızı da göz önüne alarak, evdeki kişilerle birlikte 10 kişiyi geçmemek şeklinde aile içi temasların mümkün mertebe azaltılması şeklinde bir tavsiye ve önerisi oldu. Şu dönemde artış olan illerimizde, tedbirlere uymakla ve filyasyonu sahada yoğun yapmakla sonuç aldığımızı çok iyi biliyoruz. Bunu Diyarbakır'da gördük, Şanlıurfa'da gördük. Ankara'da çok belirgin gördük, yüzde 60'lara kadar düştüğünü gördük. Herhangi bir kısıtlama yapılmadan görmüş olduk. Ankara'daki yüzde 4 dediğim artışın, hastanelerdeki, sağlık kuruluşlarındaki yatışlara da herhangi şekilde bir yansıması olmadı."

"MASKENİN YÜZDE 90'IN ÜZERİNDE KORUDUĞUNU BİLİYORUZ"

Toplumun artık vakalardaki yükselişin nasıl düşürülebileceğini bildiğini vurgulayan Koca, şu ifadeleri kullandı:

"Vatandaşımızla birlikte tedbirlere özellikle hassasiyetle uymalıyız. Maskenin altını çiziyorum. Çünkü önümüzdeki dönem viral enfeksiyonların yoğun alacağı bir dönem ve başladı zaten. Ama bu üst solunum yolu enfeksiyonu yani damlacık enfeksiyonuna bulaşan bütün enfeksiyonlara yönelik maskenin ve mesafenin son derece önemli olduğunu, yüzde 90'nın üzerinde koruduğunu biliyoruz. Bu anlamda önümüzdeki dönemde bu üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha da azalabileceğini tedbirlere ve maske kuralına uyarsak göreceğimizi düşünüyoruz."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Türkiye olarak pandemideki mücadelemizi vaka-hasta kavramlarına indirgeyerek gölgelemeyelim." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Asemptomatik vakaların takiplerinin yapılıp yapılamadığı ve vaka sayılarının tabloya tam yansıtılmadığı iddialarının sorulması üzerine Koca, bunun vaka veya hasta tanımlarının yapıldığı dönemden beri gündemde olduğunu söyledi. Koca, şunları kaydetti:

"Türkiye olarak pandemideki mücadelemizi vaka-hasta kavramlarına indirgeyerek gölgelemeyelim. Şunu çok net ifade ediyorum. Biz, özellikle tedavi rehberimizde, Bilim Kurulunun hazırladığı rehberde, semptomu yani bulgusu olan kişilere test yapan ülkeler arasındayız. Oxfordun hazırladığı dünya haritasında da üçe ayrılmış olan haritada Türkiye olarak biz, semptomu olan kişilere test yapan ülkeler arasında yer alıyoruz. Başından beri test politikamız bu şekildeydi."

Temmuzdan itibaren, semptomu olan kişiler dışında havaalanında gelen ya da yurt dışına gidenlere yapılan, celp ve terhis döneminde askerlere yapılan, OSB'lerde, cezaevlerinde ve sporculara yapılan testler gibi kesitsel taramalarla sahada 153 bin kişiye testlerin yapıldığını belirten Koca, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bu tablo, temmuz ayından itibaren gündeme gelen, temmuz ayında da bizim hasta olarak tanımladığımız, semptomu olan, testi pozitif olan kişiler hasta olarak tanımladık zaten. Daha önce bu kesitsel taramalar olmadığı için burada vatandaşa karşı daha şeffaf olmak anlamında vatandaşa 'hasta' tanımını kullandık ve bu kesitsel taramaları da yer yer bildiriyor olmuş olacağız. Bu açıkladıklarımızı da Dünya Sağlık Örgütü ile de paylaşıyor olacağız.

Ben, mesela bugün havaalanlarında yapılmış olan testlerden bahsettim, 490 küsür bin testten. Bu normal, 1200 küsür pozitif olan yani yüzde 0,25, 10 binde 25 gibi bir orandan bahsediyoruz. Bugün itibarıyla bunu Dünya Sağlık Örgütüne de bildiriyor olacağız. Yani bizim daha önceki sayılar içinde, hasta içinde olmayan bir rakamdı bu kişisel tarama. Bunu OSB'ler için de sporcular için de hatta bunu yer yer kişisel tercihle özel sektörde de önünü açtığımız için orada da yapılıyor biliyorsunuz. Oralarda yapılan testler de bizim sistemimiz içinde. Dolayısıyla biz zaten bunları sizlerle yer yer paylaşıyor olacağız, paylaştığımızda Dünya Sağlık Örgütüne bildiriyor olacağız."

Koca, bunun yeni dönemde test politikasının değişikliği olmadığını, ilave taramaların yapılmasıyla bunun meydana geldiğini anlatarak, "Orada hasta yazılmış olması, bizim verdiğimiz o rakamı şeffaf şekilde vermek, ayrımı yapmak içindi. Dolayısıyla bu anlamda bir kafa karışıklığının olmaması gerekiyor." dedi.

"SEMPTOMU OLMASA BİLE TAŞIYICI OLAN KİŞİYİ MUTLAK İZOLE EDİYORUZ"

Saha taramaları dahil olmak üzere, testi pozitif olan herkesi izole ettiklerini vurgulayan Koca, bununla ilgili bir algı oluşturulmaya çalışıldığına işaret etti.

Koca, Kovid-19 pozitif olan ama semptomu olmayan kişinin de bulaştırıcı olduğunu, salgınla mücadelede bu kişinin de bir şekilde izole edilmesi gerektiğini vurgulayarak "Semptomu olmasa bile taşıyıcı olan kişiyi mutlak izole ediyoruz. Ettiğimiz yetmiyor, izole ettiğimiz kişinin filyasyonunu da yapıyoruz yani temaslılarını da buluyor ve onları da izole ediyoruz. Yine yetmiyor hem kendisi ve temaslılarından bahsediyorum bunları HES'e de kaydediyoruz." diye konuştu.

"RAKAMLARIN TAMAMININ DOĞRU OLDUĞUNDAN VATANDAŞIMIZ EMİN OLSUN"

Başından beri pozitif görülen herkesin, tarama ve saha alışması dahil, HES'te yer aldığını aktaran Koca, şunları kaydetti:

"Bunu gizleyebilir durumda olursanız, pandemiyle mücadele edemezsiniz, bu salgınla mücadele edemezsiniz. Sahada sonuç olarak, sizin yaptığınız bu anlamda pandemiyle mücadelenin ötesine geçmiş oluyorsunuz. Vatandaşımız bu noktada müsterih olsun yani gizleyerek sadece testi pozitif olup, bulaştırmaz diye o kişiyi izole etmeden pandemide başarıyı sağlayabilir misiniz? Bütün bu sahadaki çalışmalarla, filyasyon ekibiyle yoğun bir izolasyon ve takiple, biz ayrıca o kişileri oluşturduğumuz çağrı sistemiyle yani semptomu olmayan taşıyıcı kişilerle temaslılarını her gün çağrı sistemiyle ayrıca semptom takibi yaparak arıyoruz. Yani pandemide sahada asla taviz vermiyoruz. O nedenle zaten sonuç alıyoruz. Değilse sonuç alma şansımız olmaz. Vatandaşımıza ilk günden beri verdiğimiz bütün rakamların tamamının doğru olduğundan vatandaşımız emin olsun."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'ye geçen yıl 1 milyon 350 bin grip aşısı geldiğini anımsatarak, "Bu yıl daha fazla aşımız olacak. 1,5 milyondan da fazla oluyor, olacak ama biz bu aşıyı daha da artırma gayreti içindeyiz." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Koca, Bilim Kurulu'nun üniversitede yüz yüze eğitimin başlamasına ilişkin görüşü olup olmadığına ilişkin soru üzerine "Bu dönemde yüz yüze eğitimin başladığı öğrenciler arasında salgının seyrini biz bilmek istiyoruz. Bilim Kurulu'nda da bugün konuşulmuş oldu. İki hafta geçtikten sonra başlayan yaş grubu ile ilgili biz vaka seyrini, sayılarını tekrar değerlendirip, gerektiğinde kademeli olarak bir geçiş yapılacağı zaten söylenmişti, kademeli geçişe de geçmiş olacağız. Burada özellikle salgının seyri ve de yüz yüze eğitimle öğrencilerin o yaş gruplarındaki dağılımın, nasıl şekillendiğini gördükten sonra gündeme alınmış olur. Dolayısıyla önümüzdeki iki, üç haftanın değerlendirmek için önemli olduğunu düşünüyorum. Bilim Kurulu'nun da bugün değerlendirmesi bu şekilde oldu." diye konuştu.

"BİRİNCİ AŞININ ÜRETİMDE DOLUMU BUGÜN BİTTİ"

Koca, aşıların gönüllülere uygulanmasının ne zaman olacağına ilişkin soru üzerine bir aşının üretim safhasına geçtiğini, ikinci aşının da çok yakın olduğunu hatırlatarak, "Birinci aşının üretimde dolumu bugün bitti ve yarından itibaren sterilite safhasına geçmiş olacak, çalışmaları yapılıyor olacak. Zannediyorum sterilite çalışmaları da ortalama 2 hafta kadar sürmüş olacak. Bu arada vakaların, aşı yapılacak kişilerin tespiti ve o kişiler üzerinde karantina ve uygulanacak testler ile ilgili bir zaman dilimi de bu dönemde söz konusu olmuş olacak. Bu 2 haftalık dönem sonrası gönüllüleri o dönemde almış olacağız." ifadelerini kullandı.

İkinci aşı için de üretim safhasına gelindiğini belirten Koca, bu konudaki durumu da gelecek 1 veya 2 hafta içerisinde gelişmelere göre sıcağı sıcağına aktaracaklarını söyledi.

Aşı konusunda oldukça umut veren bir yol aldıklarını belirten Koca, Türkiye'de sadece tek tip aşı değil farklı dünya ülkelerinden farklı aşı çeşitleri üzerinde çalışıldığını aktardı.

Koca, toplam sayının 13 olduğunu, buna gelecek günlerdeki gelişmelere göre iki aşının daha ilave olma ihtimali bulunduğunu ifade etti.

Yurt dışında Çin ve Pfizer'in faz 3 çalışmasının Bakanlığın izniyle Türkiye'de başladığını belirten Koca, "Biz özellikle vatandaşımız üzerindeki etkisini görerek, gerektiğinde aksiyon almak için de izin vermiştik. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı, görülmedi. Zannediyorum 3 veya 4 hafta sonra bu konuda biraz daha net bilgiye, sonuçları anlamında ulaşabiliriz, onu da zaten aktarmış oluruz. Bu aşılarla da ilgili gerektiğinde, aşının uygunluğuna kanaat getirdiğimizde de vatandaşımıza uygulama noktasında da ilişkilerimizin devam ettiğini de söyleyebilirim. Muhtemelen yılbaşından önce de olabilir, yani uygulama anlamında söylüyorum yurt dışı aşının. Bizim yerli aşı için de önümüzdeki insan deneylerinden sonra zaten gelişmeleri aktarmış oluruz." diye konuştu.

"GRİP AŞISI İLE İLGİLİ YANLIŞ BİR ALGI OLUŞTURULUYOR"

Türk Eczacılar Birliğinin (TEB) grip aşısına ilişkin gelecek dozların yeterli olmadığı ve ek aşı başvurusuna ilgili açıklamaları hatırlatılan Koca, şunları söyledi:

"Özellikle grip aşısı ile ilgili yanlış bir algı oluşturuluyor. Yani bu dönemde herkesin neredeyse grip aşısı yaptırması gerektiği ile ilgili yanlış bir kanaat var. Dünyada grip aşısının arzında, üretiminde toplamda yüzde 20 oranında artış oldu. Grip aşısını özellikle riskli kişilere, öncelikli kişilere, koronavirüs bulaştığında daha riskli olabilecek risk grubunu tespit ederek öncelikle başlıyoruz. Grip aşısı Türkiye'ye geldi ve bu riskli grubu tespit ediyoruz, zannediyorum önümüzdeki günler uygulamasına da geçilmiş olacak. Bizim şu an denildiği şekliyle sadece 1,5 milyon aşı gelmeyecek. Geçen yıl 1 milyon 350 bin aşı gelmişti, bu yıl daha fazla aşımız olacak. 1,5 milyondan da fazla oluyor, olacak ama biz bu aşıyı daha da artırma gayreti içindeyiz."

Aşı, Türkiye'de ruhsatlı ise bunu herkesin getirip verebileceğini, ruhsatlı değil ise o durumda Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün alabileceğini belirten Koca, "Halk sağlığının alımını da DMO üzerinden gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla TEB'le de DMO bu anlamda da zaten görüşme yapıyorlar. Dolayısıyla eğer TEB'in yurt dışında ruhsatlı bulduğu bir aşı varsa bunu getirebilir. Ruhsatı olmayan bir aşı ise o durumda bunu bize söylemeli, bu durumda Halk Sağlığı rahatlıkla alır. Ülkeye katkı sağlamak isteniyorsa bulunan aşıyı bize söylesinler. Ruhsatlı değilse, Türkiye'de ruhsatı yoksa bu aşıyı biz Halk Sağlığı olarak DMO üzerinden almaya hazırız." ifadelerini kullandı.

"MASKE VE MESAFEYİ AŞIDAN DAHA ÇOK ÖNEMSEYELİM"

Koca, Güney Yarım Küre'de maske, mesafe ve el hijyeniyle gribin azaldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"O nedenle bu dönemde sadece koronaya karşı değil, gribe karşı da diğer virüslere karşı da maskenin koruyucu özelliğinin yüzde 90'ların üzerinde olduğunu biliyoruz. Aşının tek başına yüzde 60'lar civarında koruduğunu biliyoruz. Onun için aşı sadece bir virüse karşı koruyor veya o aşı hangi virüse karşı geliştirildi ise influenza da farklı olduğu için, o virüslere karşı etkisi söz konusu, ama maske damlacık enfeksiyonu ile bulaşan bütün üst solunum yolu enfeksiyonlarında etkili olan bir uygulama. Onun için maske ve mesafeyi aşıdan daha çok önemseyelim. Ama riskli olan vatandaşlarımıza da özellikle de Kovid geçirebilme durumu olan kişilerde daha tehlikeli olabileceğini düşündüğümüz kişileri tespit ederek, ön planda başlamış olacağız."

Kaynak: Haber Global TV

Sonraki Haber