Bakan Güler: Güçlü deniz kuvvetleri tercih değil, zorunluluktur

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin, hakkını ve hukukunu korumak için güçlü bir deniz kuvvetlerine sahip olmamız bir tercih değil, zorunluluktur" dedi.

Son Güncelleme:

Cumhurbaşkanlığı SSB tarafından, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla başlatılan 'Deniz Torpido ve Füze Sistemleri' projesi kapsamında ağır torpido 'Akya', seyir füzesi 'Atmaca' ve hava savunma füzesi 'Sapan'ın seri üretim sözleşmeleri imzalandı. SSB'deki imza törenine Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanı sıra Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri ve sektör temsilcileri katıldı.

"DONANMAMIZA BÜYÜK KATKILAR SAĞLAYACAK"

Bakan Güler, Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayinde çok büyük ve kapsamlı atılımlar gerçekleştirdiğini belirterek "Bu atılımların arkasındaki temel etken, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya konulan güçlü irade ile savunma sanayi kuruluşlarımızın, Türk mühendislerinin ve girişimcilerinin azmi ve kararlılığıdır. Türkiye artık; sahip olduğu teknolojik altyapısı, üretim kapasitesi, mühendislik yetenekleri ile kritik teknolojilerin üretim üssü konumundadır. Savunma sanayii ürünlerimizin uluslararası pazardaki marka değerinin, her geçen gün artması da ayrıca gurur vericidir. İbn-i Haldun’un dediği gibi 'Coğrafya kaderdir.' Denizlerimiz de bu kaderin, koruyucusu ve kuvvet çarpanıdır. Dolayısıyla üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin, hakkını ve hukukunu korumak için güçlü bir Deniz Kuvvetlerine sahip olmamız bir tercih değil, zorunluluktur. Bu bilinçle, şanlı Türk donanmasını daha modern, daha etkin ve daha güçlü kılmak için deniz savunma sanayisinde de büyük aşamalar katettik, ediyoruz. Bugün, seri üretimine yönelik önemli bir adım attığımız, yerli ve milli denizaltı torpidomuz Akya, milli seyir füzemiz Atmaca ile yüksek etkilere sahip Sapan füzemiz de bu alandaki çalışmalarımızın en yeni ürünleri arasında yer almaktadır. Bu ürünler, kara sularımız ve uluslararası sulardaki görevlerinde donanmamıza büyük katkılar sağlayacaktır. Nitekim yerli ve milli savunma sanayimizin geldiği seviyeyi ortaya koyan bu üstün teknoloji ürünü sistemlerimizle birlikte Deniz Kuvvetlerimiz; mavi vatanımızdaki harekat kabiliyetini daha da artıracak, uluslararası güvenlik ve barışı destekleme faaliyetlerini etkin bir şekilde sürdürecek, Dünyanın önde gelen deniz kuvvetleri arasındaki seçkin yerini pekiştirecektir" dedi.

"SAVUNMA SANAYİMİZ BEKAMIZIN AYRILMAZ PARÇASI"

Bakan Güler, savunma sanayisinde hayata geçirilen projelerin öneminin, dünyada yaşanan hassas gelişmelerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikeler karşısında daha da iyi anlaşıldığını vurguladı. Güler, "Bu bakımdan yerli ve milli savunma sanayimizi, bekamızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyor; bu anlayışla başta Savunma Sanayi Başkanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla güçlü iş birliğimizi sürdürüyoruz. Son Savunma Sanayi İcra Komitesi Toplantısı’nda da kararlaştırdığımız gibi; başta uçak gemimiz olmak üzere, yeni firkateynlerimizin, açık deniz karakol gemilerimizin, yeni tip çıkarma gemilerimizin, yeni nesil mayın avlama gemilerimizin ve milli hücum botlarımızın inşasını bir an önce gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu ana kadar elde ettiğimiz başarıları, yeni başarılarımızın öncüsü kabul ederek azimle, inançla, yılmadan ve yorulmadan büyük bir gayretle çalışacağız. Zira savunma sanayisi alanındaki her başarımız; bir yandan ordumuzun gücüne güç katarken; diğer yandan da ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimine büyük katkı sağlayarak uluslararası alandaki etkimizi artırmaktadır. İnanıyorum ki Cumhuriyetimizin ikinci asrı; 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerimiz doğrultusunda savunmanın, kalkınmanın, üretimin de yüzyılı olacaktır. Bu vesileyle başta Akya, Atmaca ve Sapan olmak üzere birbirinden değerli sistemlerin üretilmesinde emeği geçen başta Savunma Sanayi Başkanlığımız ve ROKETSAN olmak üzere tüm paydaşlara, kıymetli mühendislerimize, emek veren kardeşlerimize teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

GÖRGÜN: CAYDIRICI GÜÇ OLACAK

SSB Başkanı Haluk Görgün de hava savunma alanındaki milli ürünlerin dünya standartlarında olduğuna işaret ederek, "Hatta birçok yönden de üzerinde olup, fayda analizi olarak dünyada tasarladığımız hava savunma sistemlerinin bir alternatifi bulunmamaktadır. Sistemler sistemi olan hava savunma; mühimmatların aynı anda güdülmesi, en optimum anda fırlatılması ve hedefle buluşması ile tüm bu faaliyetlerin koordinasyonu, güdümü ve diğer hava savunma unsurlarıyla koordineli çalışmasını içeren bir sistemler sistemidir. Envanterde yer alan, su altı ve su üstü platformların Akya torpidosu, Atmaca ve Sapan silah sistemleri ile donatılması sayesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’mızın mavi vatanın en uç köşesinde dahi gücünü ispat edebilecek, bölgedeki caydırıcı gücü olarak sahada kendisine yer bulmasını sağlayacak ve bu doğrultuda denizlerdeki menfaatlerimizi korumamıza, bölgedeki barışı tesis etmemize çok önemli ölçüde katkılar sağlayacaktır" dedi.

Konuşmaların ardından silah sistemlerinin seri üretim sözleşmeleri imzalandı.

Sonraki Haber