Atlantis'in sırrı alfabeden çıktı
Efsanevi kayıp ada Atlantis araştırmacıları büyülemeye devam ediyor. Yunan Alfabesi Atlantis'in gerçekte nerede olduğunu ortaya çıkarabilir mi? Tarihçiler efsane ve gerçeği birbirinden ayırmak için Platon'un Yunan Alfabesi ile ilgili açıklamalarına odaklanıyor.
Kayıp kıta Atlantis'le ilgili efsaneler yüzlerce yıldır anlatılmaya devam ediyor. Bilim insanları Atlantis'le ilgili efsaneleri ve gerçekleri birbirinden ayırt etmek için yeni araştırmalara imza atıyor. O araştırmalardan birinde ünlü Yunan filozofu Platon'un yazılarına farklı bir gözle bakılıyor. Platon'un kayıp uygarlıkla ilgili Yunan Alfabesi'ne çeşitli göndermeler yaptığı; bu atıfların da Atlantis'in gerçekte nerede olduğunu anlamamıza yardımcı olabileceği iddia ediliyor.
YAZI ÇOK ESKİDEN VARDI
Greek Reporter'da yer verilen bir makalede Platon'un, M.Ö 4. yüzyılda yazdığı Timaeus metnine işaret ediliyor. Atinalı Solon'un Mısırlı bir rahiple konuşmasına yer veren metne göre rahip, Solon'a Atlantis'in hikâyesini anlatıyor. Efsaneye göre Mısırlı Rahip, Atinalı Solon'a “Tam da size mektuplar ve uygar yaşamın diğer gereksinimleri sağlanmaya başladığında, bir sel geldi" diyor. Araştırmacılara göre Timaeus'ta yer alan bu diyalog yazının ve uygarlığın çok daha eskiden var olduğunu ancak doğal afetler sonucu ortadan kalktığını ispatlıyor.
MİKEN ÇAĞININ SONU
"Mısırlı rahibin bu açıklaması neye karşılık geliyor" sorusunun peşine düşen araştırmacılar yaşanan doğal afetlerin Miken Çağı'nın da sonu olan Tunç Çağı'nın sonunda yaşananlarla örtüştüğünü vurguluyor. Nitekim söz konusu metinde Rahip, Atinalı Solon'a şunları söylüyor: “Eskiden topraklarınızda şimdiye kadar yaşamış en güzel ve en asil insan ırkı yaşardı. Siz ve tüm şehriniz küçük bir tohumdan veya onların hayatta kalan bir kalıntısından geliyorsunuz. Bu durum bilinmiyordu, çünkü nesiller boyunca yıkımdan sağ kurtulanlar yazılı bir söz bırakmadan öldüler."
KARANLIK ÇAĞLAR
Tarihçiler ve arkeologlar "Eskiden Ege'de yaşayan en güzel ve en asil insan ırkı" ifadesinin zorunlu olarak Mikenlileri işaret ettiğini belirtiyor. Tunç Çağı'nın sonunda, bu medeniyet büyük bir toplumsal çöküş yaşadı. Çöküş kısmen, o dönemde meydana gelen doğal afetlerden, tsunamilerden kaynaklandı. MÖ 12. yüzyıldan sonra ise "Karanlık Çağlar" başladı. Mısırlı rahibin Solon'a söylediği gibi hayatta kalanlar yazılı bir söz bırakmadılar. Cehalet dönemi M.Ö. 9. yüzyıla kadar devam etti. O dönemde Fenike Alfabesi'ni benimseyen uygarlıklar daha sonra Yunan Alfabesi'ni oluşturdular.
LİNEER B YAZI SİSTEMİ
Timaeus'taki bilginin peşine düşen araştırmacılar, Atlantis'le ilgili olayların, Yunanların bir alfabeye veya başka bir yazıya sahip oldukları bir döneminde gerçekleşmiş olabileceğine inanıyor. Söz konusu makalede "Atlantis, Yunanların ilk kez yazmaya başlamasından çok kısa bir süre önce var olmuş olabilir. Dolayısıyla Atlantis'i tanıyanlar onun hakkında yazma fırsatına sahip olmuş olabilir" ifadelerine yer veriliyor. Mikenlerin Karanlık Çağlar'dan önce, Lineer B'yi yazı sistemi kullandığı bilgisinden hareket eden araştırmacılar bu kanıtlara dayanarak, gerçek Atlantis'in en erken MÖ 1500 ile en geç MÖ 1200 yılları arasında varlığını sürdüren bir ulus olduğunu iddia ediyor.
ATLANTİS MİNOS'TUR
Makalede şu ifadelere yer veriliyor: "Bu bize gerçek Atlantis'i keşfetmemizde çok yardımcı oluyor. MÖ 1500 ile 1200 yılları arasındaki dönemde bu temel profile uyan tek bir ulus vardır: Minoslular. Bu şaşırtıcı değil çünkü onlarca yıldır pek çok bilim insanı Atlantis hikayesinin Minos uygarlığının çarpıtılmış anlatımlarından geldiğini ileri sürdü. Minos, Platon'un Atlantis'in planına ilişkin tanımına çarpıcı bir benzerlik taşıyan Santorini de dahil olmak üzere Kiklad adalarının çoğuna hükmeden zengin ve güçlü bir medeniyetti. Minos geleneklerinin çoğu da Platon'un tanımladığı geleneklere benziyor. Yunan Alfabesi'nin ortaya koyduğu kronolojik kanıtlar, Atlantis hikayesinin doğrudan Minos uygarlığından geldiği sonucunu güçlü bir şekilde desteklemektedir."
Kaynak: Web Özel