Aşı olmayanlar rekor vaka sayılarını görünce ne düşünüyor?

Türkiye'de vaka sayıları günlerdir rekor kırıyor ve salgını kontrol altına almaktaki en büyük silahımız aşı. Aşı yaptırmayı hiç düşünmeyen vatandaşlar ise kararlarının hala arkasında. Bazıları sosyal medyada vaka sayılarını görünce 'haklı olduklarını tekrar anladıklarını' söylüyor.

Son Güncelleme:

Dünya Sağlık Örgütü salgına karşı elindeki en büyük silahın aşı olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise sık sık vatandaşları aşı olmaları konusunda uyarıyor. Türkiye özellikle geçen haziran ayından bu yana aşılama konusunda tedarik sorununu çözdü. Milyonlarca vatandaş aşısını oldu. 5. dozunu yaptıranlar bile var.

Vatandaşların aşılı olmasının da etkisiyle Omicron varyantı dünya genelinde daha hafif seyrediyor. Omicron’un Türkiye genelinde baskın olmasından sonra günlük vaka sayıları 70 binin üstüne çıktı. Omicron ile birlikte tren ve otobüslerdeki PCR testi zorunluluğu kaldırıldı. Karantina süresi 7 güne indirildi. 5. günün sonunda testi negatif çıkan pozitif vatandaşlar ise karantinadan çıkabiliyor.

Bazı insanlar ise salgının başından bu yana ne aşı, ne PCR testi oldular. Aşı olmayı reddediyorlar. Bu insanlar plandemiciler gibi virüsün varlığına inanmıyor değiller ancak aşı olmayı gerekli görmüyorlar. Şu sıralar vaka sayısında büyük bir artış var. Bu artışla birlikte sosyal medyadaki pek çok aşı karşıtı ‘bakın salgın geçmedi, aşı olanlar hasta da oluyor’ gibi bir yaklaşım içerisindeler ve aşı olmadıkları için haklı olduklarını tekrar gördüklerini düşünüyorlar.

Türkiye’nin farklı şehirlerinde aşı olmayan vatandaşlarla şu anki vaka sayılarını gördüklerinde ne hissettiklerini konuştuk. 37 yaşındaki Melih Çavdar Eskişehir’de bir fabrikada seramik işçisi olarak çalışıyor. Melih Bey’e neden aşı olmadığını sorduğumuzda aşıların bu kadar ‘kısa bir süre içerisinde’ geliştirilmesine, hayvanlar üzerinde ‘deney yapılmadan piyasaya çıkmasına’ ikna olmadığını söylüyor.

Çavdar aynı zamanda aşının bedava yapılmasının da kendisini kuşkulandırdığını aktarıyor. Çavdar’ların ailesine de Covid uğramış. Eşi ve çocuklarından hastalığı kapan Çavdar hastalığı hafif grip gibi geçirdiğini söylüyor.

‘AŞI OLMAYI KESİNLİKLE DÜŞÜNMÜYORUM’

Kendisi de hasta olduktan sonra, “Aşı olmayı düşünür müsünüz?” diye sorduğumuz 37 yaşındaki adam, “Kesinlikle aşı olmayı düşünmüyorum. Eşim de olmadı. Sürekli mutasyona uğrayan bir virüs bu. Aşılı olan akrabalarımdan hayatlarını kaybedenler oldu” demekte.

Çavdar koyu bir Eskişehirspor taraftarı oluğu için aşı veya PCR testi şartından dolayı maçlara gidememek kendisini çok zorlamış. Bu kadar süre içerisinde ‘Sinemaya ve tiyatroya gidememek sizi nasıl etkiledi?’ diye sorduğumuzda, “Yılda 3-4 kez çocuğumu tiyatroya götürüyordum. Şimdi götürememek beni rahatsız ediyor. Yoksa pandemide zaten güzel film yoktu. Sinemaya gitmemekte bir sorun yok” demekte.

Çavdar sosyal çevresinde aşı olan insanlarla arasında bir gerginlik olmadığını şakalaştıklarını belirtiyor ve “Misafirler ‘siz aşı olmamışsınız diyor’ ben de ‘Siz aşı oldunuz gelmeyin’ diyorum” şeklinde diyaloglar yaşandığını anlatıyor.

‘PORTAKALLARI DETERJAN İLE YIKIYORDUM’

Mali Müşavir, Berna Biçer Basan aşı olmaya karşı olduğu için başkaları tarafından ötekileştirildiğini söylüyor. Biçer Basan’a şu anki vakaların durumuna bakınca ne hissettiğini sorduğumuzda, “Bakın ben salgının başında deterjan ile portakal yıkıyordum. Ama şu an öğrendiklerim sonrası vaka sayılarından korkmuyorum” demekte. Biçer Basan’a göre, aşılar gerekli değil, etkili değil, güvenli de değil. 

Biçer Basan daha virüsün nasıl çıktığının belli olmadığını, bir kesimin laboratuvarda üretildiğini başka bir kesimin ise doğal yolla geliştiğini aktardığını belirtiyor. Eğitimli bir sosyal çevresi olduğunu aktaran Biçer Basan, sosyal çevresiyle aşı konusunda tartıştığını ancak artık tatsızlık çıkmaması için artık konuyu değiştirdiklerini söylüyor.

'KENDİMİ MAĞDUR DEĞİL, DİRENEN GİBİ GÖRÜYORUM'

Aşısız insanlara yapılan muamelenin kendisini mağdur ettiğini anlatan Berna Biçer Basan, konser, sinema ve tiyatroya gidememenin kendisini çok üzdüğünü ancak bakış açısı sebebiyle kendisini mağdur olmuş birinden çok direnen biri olarak gördüğünü söyledi ve "Hiçbir aşı markası bulaşı engellemiyor. Kısıtlamaların bir dayatma olduğu buradan belli" demekte.

Mali müşavir Berna Biçer Basan da son iki yılda kendisini grip gibi çok hissetmiş. Hiçbirinde gidip PCR testi olmamış. Biçer Basan, “Defalarca kendimi grip gibi hissettim. Geçtiğimiz dönemlerde de bundan farklı bir şey yaşamamıştım. Belki teste gitseydim pozitif çıkacaktı” değerlendirmesinde bulundu.

Aşı olmayan başka bir vatandaş ise İzmir'de yaşayan devlet memuru Nurcan İşeri, asıl meselenin aşı olmadığını kendi özgürlüğü olduğunu aktarıyor. İşeri, “Ben dayatmanın her türlüsüne karşıyım. Benim için mevzu özgürlük” demekte. İşeri şu an bir ‘engellenmişlik’ duygusu içinde olduğunu aktarırken seyahat edememenin, tiyatroya gidememenin çok kötü olduğunu söylüyor.

'OĞLUM YABANCI DİL BİLİYOR, DIŞ BASINI TAKİP EDİYORUZ'

İşeri aşı olmadığından dolayı sosyal çevresinde herhangi bir sorun yaşamamış. Oğlu iyi seviyede yabancı dil bildiği için yurt dışı basını sürekli olarak takip ettiklerini söyleyen kadın, “Baştan beri takip ettiğimiz bilim insanları vardı. mRNA aşılarının deneme amaçlı olduğunu düşünüyorum. İnsanlar üzerinde deneniyor şu anda. Korumayacağını ve bir takım yan etkilere neden olacağını düşünüyorduk. Zamanda şu an bizi doğruladı” demekte. (mRNA aşılarının bilimsel olarak yaygın kanıtlanmış bir yan etkisi yok.)

İlaç sektörünün çok büyük olduğunu ve modern tıbba güveninin bir kez sarsıldığını anlatan İşeri, “Kendi bağışıklığıma güveniyorum. Kendi sağlığıma güveniyorum. Kendimce korunuyorum. Maske takmıyorum ama vücudumdaki eksik vitaminleri yerine koyuyorum, uykuma dikkat ediyorum, beslenmeme dikkat ediyorum. O yüzden aşı olmaya gerek duymadım” demekte.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber