Antalya-2 | Rus göçmenler kent sosyolojisini nasıl etkiliyor?
Antalya uzun yıllardır Rus akınına uğrayan bir kent. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve kısmi seferberlik ilanı ile kente gelen Rus vatandaşı sayısında hatırı sayılır bir artış yaşandı. Peki Ruslar Antalya'da hangi mahallelerde yoğun olarak yaşıyor? Kente gelen Ukraynalılar ile komşu oluyorlar mı?
Özellikle Rusya'da kısmi seferberlik ilanı ve Ukrayna'da kentlerin bombalanması gibi gelişmeler, gözlerin Antalya'ya dönmesine neden oldu. Kentte yaşayan yabancıların büyük bir bölümünü Ruslar oluşturuyor. Haberglobal.com.tr olarak hazırladığımız 'Antalya' dizisinde bugün Rus göçmenlerin kente sosyolojik etkilerini masaya yatırıyoruz.
'RUSLARIN ANTALYA'YA GELİŞİ YENİ DEĞİL'
Antalya Göç Kitabı editörlerinden Prof. Dr. Suat Kolukırık, Antalya'nın uzun süredir göç alan bir kent olduğunu belirterek, “Rusların Antalya'daki varlığı savaşın etkileri sonucu ortaya çıkmadı” demekte. Kolukırık, bu göç süreci içerisinde olağan koşullar değiştiğinden dolayı Rus nüfusun arttığının düşünüldüğüne işaret ediyor ve “Ama buna geçici bir dönem olarak bakmak gerekli” değerlendirmesini yapıyor.
Akdeniz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde göç çalışmaları yürüten Doç. Dr. Hasan Hüseyin Aygül de benzer bir değerlendirme yapıyor. Aygül, savaş öncesinde de Rusların kentte mevcut olduğuna işaret ederek, “Ruslar, söz konusu hadiselerden sonra aşina oldukları, soydaşlarının bulundukları ve sosyal ağlara sahip oldukları mekana, yani Antalya’ya doğru akın etti. Antalya’da uzun bir süredir oluşturmakta oldukları toplulukları, onların kentte tutunabilmelerini kolaylaştırdı” diye konuşuyor.
Aygül, kentte Rus eğitim müfredatına göre eğitim veren okullar olmasının, Antalya’daki Hurma, Sarısu ve Liman gibi bazı mahallerin halk arasında “Rus mahallesi” olarak ifade edilmesinin ve neredeyse her sokakta görülen Rus plakalı araçların, Rus nüfusunun Antalya'da ne kadar belirgin hale geldiğini ortaya koyduğunu söylüyor.
'MEMURLAR TAYİNLERİNİ İSTİYOR'
Doç. Dr. Aygül, artan emlak fiyatların yerel halkın kentin dışına kaymasına neden olduğunun altını çiziyor. “Yerli halk, hem denizden hem de kent merkezinden uzaklaşıyor. Bu mekânsal kaymalar, kentin demografik yapısının değişmesine neden oluyor” diyen Aygül, memurların, kentten tayinlerini istediklerine yönelik çok sayıda örneğin yerli halk arasında konuşulduğunu aktarıyor.
Prof. Dr. Kolukırık ise, Antalya'ya Rus göçünden endişelenmek yerine, bunu yönetebilmenin daha önemli olduğunun altını çiziyor. Kolukırık, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Yani 'Bu savaş ne kadar sürecek?', 'Göç büyük oranda devam edecek mi?' gibi soruların cevaplarını bilmiyoruz. Bunun dışında kent yönetiminin bu göçmen grupları nasıl kanalize edebileceğini ya da onların olumlu yönlerinden nasıl faydalanabileceğini düşünmek gerekiyor.”
Göç sürecinde belli bir ekonomik seviyeye ve özgüvene sahip grupların geldiğini ifade eden Kolukırık, kent yönetiminin bu göçü yönetebilmesi halinde Antalya'nın uluslararası bir turizm merkezi olmaya devam edeceğini aktarıyor.
TOPLUMSAL YAPI DEĞİŞİYOR
Doç. Dr. Aygül, “Turizm sektöründe çalışan, tercümanlık, öğretmenlik, emlakçılık gibi birçok alanda mesleklerini icra eden Rusların, üreten ve tüketen bireyler olarak topluma katkıları bulunmakta” diyor.
Rusların, özellikle son yıllarda sportif ve sanatsal becerilerini yerleşik toplumla paylaştığını kaydeden Aygül, gözlemlerini şöyle aktarıyor:
İlköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki özel okullarda Rusça da seçmeli ders olarak öğrencilere sunulmakta ve bu dersler önemli ölçüde Rus öğretmenler tarafından verilmekte.
Aygül ayrıca, aynı okullarda birlikte öğrenim gören çocukların iletişimi ve etkileşiminin de çok kültürlü bir ortamın tesisi açısından anlamlı olduğunu dile getiriyor.
Aygül göçle birlikte kentin kalabalıklaştığının, bu nedenle eğitim ve sağlık gibi hizmetlerin aksamasının, ayrıca emlak fiyatlarının yükselmesinin yerli halkın hoşnutsuzluğuna yol açtığını belirtiyor. Aygül, “Türkiye’deki hayat pahalılığı hususunda son zamanlarda yaşanan ekonomik güçlüklerden dolayı da bu hoşnutsuzlukların giderek artacağı öngörülebilir” yorumunu dile getiriyor.
Öte yandan, Proantalya Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanlığı'ndan Cem Parmaksız, Ukraynalı ve Rus göçmenlerin Antalya'da komşu olduklarını dile getiriyor. Parmaksız, "Kendi aralarında problemleri yok, bizzat benim komşu yaptığım Ukraynalı ve Ruslar da oldu. Bir sorun yaşadıklarını henüz duymadım" demekte.
“Mesela, dil avantajını kullanarak, daha global ölçekte ihracat yapmak iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirebilir” diyen Kolukırık ise, Antalya'da 140'a yakın ülkeden insan yaşadığına işaret ediyor. Kolukırık ayrıca, kentte ciddi bir Türk yörük kimliği bulunduğunu aktararak, “Antalya bence giderek çeşitleniyor, zenginleşiyor. Göç iyi yönetilirse gelen nüfus kesinlikle katkı sağlayacaktır” ifadelerine yer veriyor.
Kaynak: Web Özel