Ankara'da, Boğaziçi eyleminde 30 gözaltı
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlere destek vermek için Kızılay Konur Sokak'ta toplanan eylemcilerden 30'unun gözaltına alındığını açıkladı.
Ankara'da Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlere destek vermek amacıyla toplanan grubun polisin uyarısı üzerine dağılmaması sonucu, 30 kişi gözaltına alındı.
Başkent'te aralarında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu yaklaşık 50 kişilik grup, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemlere destek için Kızılay Konur Sokak'ta toplandı. Burada basın açıklaması yapan grubun slogan atması üzerine polis, eylemin kanunsuz olduğunu belirterek dağılmaları konusunda uyardı. Bu sırada Kızılay'ın farklı noktalarında da toplanmaya çalışan gruplar, polis tarafından dağıtıldı. Polis ekiplerine sözlü ve fiziki direnç gösteren 30 kişi ise gözaltına alındı.
'AVUKATLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİKLERİ İDDİALARI GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR'
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Saat 15.00 sıralarında ilimiz Kızılay bölgesi ve çevresinde toplanan, yapılan uyarılara rağmen dağılmamakta ısrar ederek görevli personelimize sözlü ve fiziki saldırıda bulunan 30 kişi, gözaltına alınmıştır. Şahıslar hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten işlem başlatılmıştır. Ayrıca, Müdürlüğümüzde gözaltında bulunan şahısların avukatları ile görüştürülmediği yönünde bazı sosyal medya mecralarında yapılan paylaşımlar gerçeği yansıtmamaktadır. Gözaltı süreci hukuk kuralları çerçevesinde yürütülmektedir" ifadelerine yer verildi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN ABD, AB VE MACRON'A 'BOĞAZİÇİ' YANITIÖte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı sonrasında açıklama yaptı. Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi odaklı olaylarla ilgili ABD, AB ve Macron'un açıklamalarına yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Bunu çok açık net söylemeliyim. Boğaziçi Üniversitesi' ndeki olayları oradaki öğrencilerimizin bir olayı olarak tanımlamak, o şekilde kabul etmek mümkün değil. Bunun oradaki öğrencilerimizle yakından uzaktan alakası yok. Siyasetin bir boyutu başı çekiyor. Dağdan beslenenlerin, yani HDP'nin Kadıköy'deki çağrısı bunun çok açık net ifadesidir. Ana muhalefet partisi başının üstlendiği görev ortadadır. Bunlarla beraber ortak hareket ettikleri akademisyenler de işin içinde yer alıyor. Akademisyenlerin içinde bunu kabullenmeyen de var, bu işe teşne olanlar da var. Bu ülke hukuk devletidir. Cumhurbaşkanı'nın buradaki yetkileri var. Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili bundan önce ben iki rektör atadım. YÖK, teklifini yapmıştır ben de onadım. Melih Beyle ilgili de 9 aday önüme geldi, bir tanesi olan Melih Bey'i aynı şekilde atamasını yaptım. Melih Bey kimdir, nedir diye baktığımız zaman, iki farklı üniversitede rektörlük yapmış bir insan. ODTÜ'den gelme. Alanında başarılı bir arkadaş. Kendisini oraya atamaktan dolayı bazı TV kanalları istifa etmelidir diyor. Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı da istifa etmeli diyecekler.
Erdoğan'dan ABD, AB ve Macron'a 'Boğaziçi' yanıtı
Osman Kavala denilen, bu ülkede Soros'un adeta ofisi olan kişinin karısı da aynı şekilde, Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır. Nadide bir üniversitemizi alın karıştırın mı diyeceğiz? Amerika veya AB, 'olanları kınıyoruz' diyorlar. Amerika'ya şunu söylerim; seçim öncesinde ABD'deki olaylardan demokrasi adına hiç utanç duymuyor musunuz? Macron sesleniyor, sen önce sarı yeleklileri çöz. Benim ülkemde böyle bir şey yok. Şu anda bunlar bizim de huzurumuzu kaçırmanın peşinde. Ana muhalefet bunun içinde HDP bunun içinde. İP de ne yazık ki bunun içinde. Bu işi başaramayacaklar. Bu işi bir daha Gezi olayları ile aynı yere getiremeyecekler. Emniyet her türlü adımını atıyor. Ekranlarda konuşuyorlar. Bunlar mikser ya, bizim mikserlerle işimiz yok. İçeride bir şey yok ama siz kalkıp rektörün odasını işgale yeltenirseniz ona da 'hoşgeldin' demezler.
Kaynak: DHA