Almanya neden İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez bir partiyi incelemeye aldı?
Ülkedeki neo-Nazi grupların sempati duyduğu Almanya'nın en büyük ana muhalefet partisi AfD hakkında Alman istihbarat örgütü tarafından inceleme kararı alındı. Karar kısa sürede bozulurken göçmenlere karşı işlenen suçlarda Alman devletinin gerekli hassasiyeti göstermediği yorumları yapılıyor...
Derleme: Haberglobal.com.tr
Almanya’da devletin aşırı sağcı gruplar ile mücadelesi devam ederken geçen günlerde oldukça önemli bir gelişme yaşandı. Parlamentodaki en büyük ana muhalefet partisi konumundaki aşırı sağcı AfD’nin (Almanya için Alternatif) Alman iç istihbarat örgütü Verfassungsschutz (BfV) tarafından izlemeye alındığı ortaya çıktı.
Mahkemeden alınan yasal izleme kararı sonucu partinin milletvekilleri ve Avrupa Parlamentosu üyeleri dışındaki kişilerin telefon görüşmeleri ve buluşmalarının yetkililer tarafından takip edilmesine izin verildi.
AfD sözcüsü kararın politik olduğunu öne sürerken partinin söz konusu karara karşı, yasal tüm haklarını kullanacağını ifade etti. Böylece Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez bir siyasi parti devlet tarafından izlenmeye alınmış oldu.
Mahkeme, kararı gizlilik kaydıyla alırken haberin sızmasının ardından Alman yargısı alınan bu karardan vazgeçti ve AfD’nin yasal olarak takip edilmesinin önü kapandı. Söz konusu durum Merkel yönetimi için büyük bir başarısızlık olarak kabul edildi.
ÖNCEKİ YILLARDA DA İZİN VERİLMEMİŞTİ
Köln İdari Mahkemesi geçtiğimiz yıllarda da AfD’nin aktivitelerinin devlet tarafından izlenmesine müsaade etmemiş, kararın partinin demokratik süreçlere katılımını zedeleyeceğini öne sürmüştü.
Mahkeme gerekçeli kararında, “Anayasa her parti için eşit şartta siyaset yapılmasını garanti eder” ifadelerini kullandı.
Aşırı sağa kayan söylemleri sebebiyle AfD ve Alman devletinin arası sürekli gergin. Alman basınına göre istihbarat örgütü mahkemeye başvurmadan önce AfD'nin faaliyetleri hakkında iki yıldır toplanan 1000 sayfaya yakın delili hakimlerin dikkatine sundu.
Almanya’daki bazı çevrelere göre Verfassungsschutz’un AfD’yi inceleme altına alma kararında aşırı sağ terör saldırılarında hayatını kaybeden göçmen ailelerin yakınlarının siyaset üzerinde yarattığı baskı etkili.
Göçmen aileler AfD’yi azınlıklara karşı yapılan saldırıların sorumlusu olarak görüyor ve emniyet güçlerinin parti ile yeteri kadar mücadele etmediğini savunuyor.
Almanya'dan İslam din dersi kararı
KOVALANAN GÖÇMEN GÖRÜNTÜLERİNE 'YALAN' DEDİ
Örneğin 2018 yılında Doğu Alman kenti Chemnitz’de göçmenlerin sokak çeteleri tarafından kovalandığı bir video bölgenin emniyet müdürü Hans-Georg Maassen tarafından ‘yalan haber’ olarak nitelendirilmiş daha sonra görüntülerin gerçek olduğu Başbakan Angela Merkel’in açıklamalarından ortaya çıkmıştı.
2019 yılında Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) üyesi Walter Lübcke’yi öldüren kişinin de Hessen eminyeti tarafından tanındığı ve silah sahibi olmasına izin verilmemesi gerektiği yorumları yapılmıştı.
Berlin’de yaşayan yazar Peter Kuras, The Guardian için kaleme aldığı köşe yazısında “Polisin şiddeti tolare ettiği ve aşırı sağ şiddeti mümkün kıldığı artık daha açık görülüyor” ifadelerini kullandı.
AfD için çıkarılan izleme kararının daha sonra geri alınması Merkel yönetimi için büyük bir başarısızlık olarak kabul ediliyor. Fotoğraf: Reuters
'RUHSATSIZ SİLAHLAR ORTAYA ÇIKTI'
Mecklenburg-Vorpommern bölgesinin özel polis gücü Spezialeinsatzkommando isimli grubun üyelerinin ruhsatsız otomatik silah ve 55 bin şarjör bulundurduğu ortaya çıkmıştı. Operasyon yapılan grubun 25 bin kişilik bir düşmanlar listesi ele geçirilmiş aynı zamanda ceset torbası sipariş ettikleri saptanmıştı.
Yazar Kuras’a göre Alman polisi aşırı sağ suçlarını araştırmakta titiz davranmıyor. Geçen aylarda aşırı sağcı bir grubun liberal isimlere ölüm tehdidi yollamak için polis bilgisayarlarını kullandıkları ortaya çıkmıştı.
Kuras, “Almanya’da aşırı sağın kurumsal yükselişi devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu. BfV, AfD’nin izleme izninin kaldırılması hakkında yasal süreçlerden ötürü yorum yapmayacağını belirtti.
Almanya'dan ordu itirafı: Tehditlere hazır değil!
ALMANYA'NIN EN BÜYÜK ANA MUHALEFET PARTİSİ
2013 yılında ortaya çıkan Almanya için Alternatif (AfD) hareketi Yunanistan’ın ekonomik krizi sürecinde Almanya’nın kaynaklarının Yunanistan’a fazlasıyla aktarıldığı gibi tartışmaların ortasında filizlenmişti. Kısa sürede partileşen oluşum Almanya’nın 1 milyona yakın mülteciyi kabul etmesiyle başlayan süreçte göçmen karşıtı bir parti olarak kendini aşırı sağın ucunda konumlandırdı. Son seçimlerde 16 yerel yönetime parlamenter sokan AfD şu an Almanya’nın en büyük ana muhalefet partisi konumunda.
Partinin meclis grup başkanvekili Alexander Gauland, Alman devletinin partilerini kapatma girişiminde bulunacaklarını iddia ederek, “Önce bizi soruşturacaklar, ardından şüpheli durumuna düşeceğiz, daha sonra partimizi kapatmak için resmi talepte bulunacaklar” diyor.
Kararın ardından açıklamalarda bulunan Almanya Yahudileri Merkez Konseyi partinin inceleme altına alınmasını sevindirici bulduklarını açıklarken, “AfD demokratik kurumlarımızı küçümsüyor ve demokrasinin itibarını zedeliyor” açıklamasında bulunmuştu.
2017 seçimlerinde yüzde 12,7’lik oy oranı ile büyük sürpriz yapan AfD’nin son anketlerde oy oranının yüzde 9’a kadar indiği belirtiliyor.
Alman hükümeti birkaç yıl önce neo-Nazi eğilimleri olan Ulusal Demokrasi Partisi’ni (NPD) kapatmak için girişimlerde bulundu. Anayasa Mahkemesi partiyi Adolf Hitler’in kurucusu olduğu Nazi partisine benzetse de partinin ülkedeki demokrasiyi tehlikeye atma potansiyelinin bulunmadığına karar vermişti.
Kaynaklar: Der Spiegel, The Guardian, Reuters, BBC