Afgan göçmenler: 'Hayalet bir yaşam...'

ABD'nin Afganistan'dan çekiliyor olması ve Afganistan Cumhurbaşkanı'nın yaptığı "10 milyon kişi göç edecek" uyarısı gözlerin Afgan göçmenler meselesine çevrilmesine neden oldu. Ancak Afganlar bir süredir burada ve çok zor şartlar altında yaşıyorlar. Çarpıcı bir değişim ise dikkat çekiyor.

Son Güncelleme:

ABD'nin Afganistan'dan çekiliyor olması, dünyada yeni bir göç dalgası endişesi yaratıyor. Hızlı bir şekilde Taliban'ın ülkenin tamamında hakim olmasına kesin gözüyle bakılırken terör örgütünün dayattığı yaşamdan, ülkenin yıllardır içinde olduğu savaş ortamından ve yeniden alevlenmesi beklenen çatışmalardan kurtulmak isteyenler son çareyi göç etmekte buluyor.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın yayınladığı ve 189 ülkenin yer aldığı İnsani Gelişim Endeksi'nde 169. sırada bulunan Afganistan'dan çıkmak isteyen insanların tercih ettiği duraklardan biri de Türkiye. Nüfusunun neredeyse tamamının Müslüman olmasıyla ve aynı zamanda Avrupa'ya açılan kapı konumunda yer almasıyla Türkiye bu insanların sıklıkla tercih ettiği bir varış noktası.

Göç Araştırmaları Derneği'nin (GAR) “İstanbul’un Hayaletleri: Güvencesizliğin kıyısında Afganlar” raporunda ortaya konan çarpıcı veriler, bu insanların Türkiye'ye yaptıkları yolculuklarda neleri göze aldıklarını, Türkiye'de çok zor koşullarda güvencesiz bir şekilde nasıl yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Dr. Sibel Karadağ tarafından yazılan raporda Afganların uluslararası camia ve sivil toplum tarafından da yalnız bırakılmış olmasına dikkat çekiliyor.

'LEGAL STATÜ OLARAK KAYITSIZLAR'

Dr. Karadağ, Afganların Türkiye'deki yasal durumlarını açıklarken “Legal statü olarak kayıtsızlar. Kimliklerini gösterecek herhangi bir belgeleri yok. Bu ne demek? Hastaneye gidemez, parasını ödese dahi gidemez, ilaç alamaz, banka hesabı açamaz, ev kiralayamaz. Gündelik hayatta yapabildiğimiz hiçbir şeyi yapamazlar” diyor ve ekliyor:

“Her an bir polise ya da devlet görevlisine denk gelip sınır dışı edilme korkusu Afganlar için en büyük korku. O yüzden de olabildiğince görünmez bir hayat sürmek zorundalar.”

Raporda yer alan bir görüşmecinin ifadesiyle “Biz dışarda vakit geçirmeyiz, gezip tozmayız, biz hep çalışırız” Afgan göçmenlerin büyük bir çoğunluğunun durumunu anlatıyor. 

'HAYALET BİR YAŞAM SÜRMEKTELER'

“En ağır beden gücü gerektiren işlerde günde 14-16 saat çalışıyorlar. Bir yandan İstanbul kentinin bütün altyapısını oluşturacak işleri yaparken bir yandan da hayalet bir yaşam sürmekteler” diyen Dr. Karadağ, bu göç hareketinin yeni olmadığını da belirtiyor:

“2018’den bu yana sınırı geçen göçmenlerin büyük bir çoğunluğunu Afganlar oluşturuyordu zaten. Edirne olayları zamanında da Pazarkule’deki en büyük nüfus Afganlar idi. Yani bu olaylar yeni değil aslında.”

'GENÇ ERKEKLER DAHA DAYANIKLI...'

Dr. Karadağ, göçmenlerin son dönemde ağırlıklı olarak genç erkeklerden oluştuğunu belirtirken Türkiye'ye gelen ilk kuşağın, Kenan Evren zamanında 'soydaşlık' söylemi altında, daha çok Özbek ve Türkmen Afganların aileler halinde kabul edilerek altı vilayete yerleştirilmesi şeklinde olduğunu anımsatıyor ve şimdiki değişimi çarpıcı bir şekilde açıklıyor:

“Bunun pek çok sebebi var, yolculuk uzun, tehlikeli ve ölümcül, genç erkekler buna daha dayanıklı...” 

Araştırmada deneyimlerini anlatan Afganlar, ülkenin güneyinde yer alan ve İran ile Pakistan'a sınırı bulunan Nimruz kentini işaret ediyor.

Zenginlerin hava yoluyla Kabil'den Tahran'a gittiğini ve bu şekilde ülkeyi İran üzerinden terk ettiklerini ifade eden Afganlar, maddi durumu yetersiz olanların ise çok zorlu koşullarda önce Nimruz'dan Pakistan'a daha sonra Pakistan'dan İran'a, oradan Türkiye'ye ulaştıklarını ifade ediyor.

Pakistan'da Chagai Tepeleri'ni aşmak zorunda kalan göçmenler bölgede yaşayan sınırdaki göçebe çetelerin de zaman zaman saldırılarıyla karşılaşıyorlar. Göçmenler yürüyerek 15-20 gün süren bir yolculuk sonunda İran'a girerken, İran'da kaçakçılar tarafından Urmiye şehri başta olmak üzere Türkiye sınırındaki bölgelere getiriliyorlar. Afganlar daha çok Gürbulak sınırı yakınındaki Maku'yu aşarak Türkiye'ye geçiyor.

Son dönemde ABD'nin çekilme kararıyla bu yolculuk için ödenen ücretin de neredeyse ikiye katlandığını da söyleyen Dr. Karadağ, “Dolayısıyla, aileler ellerinde ne varsa toplayıp bir kişiyi seçerek onu gönderiyorlar, bu da genelde evin genç erkeği oluyor” ifadelerini kullanıyor.

Afganistan'daki süreç, Avrupa'nın da gündeminde yer alırken Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, "10 milyondan fazla kişinin göç etmek zorunda kalacağını" açıkladı ve AB ile Türkiye'yi uyardı. Yaşanan insanlık dramının devasa bir krize dönüşmesi büyük bir endişe yaratmakta...

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber