AFAD ve Kandilli neden farklı büyüklükte depremler açıklıyor?

AFAD ve Kandilli'nin son İstanbul depreminde de birbirinden farklı büyüklükler açıklaması dikkat çekti. Uzmanlara göre ölçüm ağlarının sıklığı ve konumu bu farkın gerçekleşmesine neden oluyor.

Son Güncelleme:

*Bu haber 17 Kasım'daki 5.0 şiddetinin üzerindeki Düzce depremi sonucu güncellenmiştir.

GAMZE BAL-GÖKHAN KAM

İstanbul geçen cumartesi yine sallandı. Merkez üssü Kartal olarak açıklanan deprem AFAD’a göre 3.9, Kandilli Rasathanesi’ne göre 4.2 büyüklüğünde gerçekleşti.

İstanbul merkezli bundan önceki en büyük deprem 26 Eylül 2019 olmuş, deprem AFAD’a göre 5,8, Kandilli’ye göre 5.7 büyüklüğünde gerçekleşmişti.

Peki bir doğa olayı aynı ölçeğe göre (Richter) iki farklı kurumda nasıl iki farklı şekilde oraya çıkabiliyor. Haberglobal.com.tr’nin sorularını yanıtlayan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Profesör Haluk Özener bir bölgenin depremden etkilenmesinin yer kabuğuna yakınlık, zeminin cinsi, binanın kalitesi ile ilgili olduğunu söyledi. Özener’e göre depremin şiddetinin farklı kurumlar tarafından farklı açıklanmasının sebebi şöyle:

“Farklı istasyonlarda farklı veriler kullanıyoruz. Kullanmış olduğumuz kabuk yapısı modelleri gibi belirli kabullerin farklılığından kaynaklanıyor.

Aynı istasyonları ve aynı hesaplama yöntemlerini kullanmıyoruz. Teknik olarak kabuk yapısı ve hesaplamada kullanılan yöntemler farklı. Böyle farklılıkların olması normal.”

ÖLÇÜM NOKTALARININ UZAKLIKLARI ETKİLİ

Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan hesap farklılıklarının olmasının sebebinin depremin olduğu bölgedeki sismik ağların depremin merkez üssüne olan uzaklığı ile açıklıyor.

Alan, “Yani afaki söylüyorum, birinin o bölgede 10 tane sismik ölçüm ağı vardır diğerinin 15... Sismik ölçüm ağlarının sıklığı ve depremin merkez üssüne olan uzaklıkları son derece önemli” ifadelerini kullanıyor.

Peki, “O zaman her depremin ölçümü farklı mı olacak” diye sorduğumuzda Alan, “Sismik ağlar bazılarının web sayfalarında var. Noktasal olarak gösteriliyor. Buradan kimin ağının nereye yakın olduğunu anlayabilirsiniz” diyor.

NEDEN ÇOK ŞİDDETLİ HİSSETTİK? 

Peki deprem görece olarak ‘küçük’ bir ölçekte olmasına rağmen neden hissi oldukça büyük oldu. Haberglobal.com.tr'ye konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Profesör Serdar Akyüz kara depremi olduğu için depremin normalden daha şiddetli hissedildiğini aktarırken, “Depremi şiddetli hissetmemizin sebebi yüzeye yakın olmasından dolayı. Yerin derinliklerinde kırıklar oluşuyor fakat bu kırıklar yüzeye kadar ulaşmıyor” demişti.

Haberglobal.com.tr'ye konuşan AFAD İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürü Gökhan Yılmaz ise İstanbul'da önceki depremlerin denizde olduğunu anımsatarak denizden şiddetin karaya ulaşması durumunda depremin sönümlendiğini aktarmıştı.

Yılmaz, “Şöyle düşünün, depremin olduğu fay hattı ya da merkez sizin yaşadığınız yer. Diğeri (denizdeki) yerleşim yerine en az 10-15 km uzaklıkta oluyor. Dolayısıyla o mesafe o deprem dalgasının azda olsa sönümlenmesini sağlıyor. Yani depremin olduğu merkezden uzaklaştıkça giderek azalıyor” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Sonraki Haber