ABD'nin kabusu silahlı saldırılar: Nefret, intikam, yüzlerce olay, binlerce can kaybı...

ABD'de Colorado eyaletinin Boulder kentinde yaşanan ve 10 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan silahlı saldırı geçmişte yaşanan kabus gibi olayları da akıllara getirdi. 1900'lerin başından beri yaşanan yüzlerce olayda binlerce insan yaşamını yitirdi. Son yıllardaki artış ise dikkat çekiyor...

Son Güncelleme:

ABD'nin Colorado eyaletine bağlı Boulder şehrinde gerçekleşen ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırı, ülkede 7 günde meydana gelen 7'nci silahlı saldırı olarak kayıtlara geçti.

Ülkedeki silah kontrolü yasası tartışmalarını yeniden gündeme getiren olay; ABD'nin üzücü bir şekilde alışık olduğu bir vaka türü... Otomatik tabancaların yanı sıra yarı otomatik tüfeklerin dahi kolaylıkla satın alınabildiği ABD'de korkunç tabloların ortaya çıktığı silahlı saldırılarda binlerce kişi yaşamını yitirdi, binlercesi de yaralandı.

Suriye doğumlu ABD vatandaşı olan ve saldırıda yaralı halde yakalanan 21 yaşındaki Ahmad Al Aliwi Al-Issa'nın ailesi polis soruşturmasında, Ahmad Al Aliwi Al-Issa'nın akli dengesinin yerinde olmadığını ve uzun yıllardır İslamofobik saldırılara ve zorbalığa maruz kaldığını öne sürdü. (Fotoğraf: Reuters)

Elbette yaşanan travmalar, nefret doğuran nefretler ve iyileşmeyen sistematik sosyokültürel çatışmalar da saldırıların kalıntıları olarak toplumsal hafızaya işleniyor. Son olarak 2018'de yayımlanan rapora göre ABD'de 2017 yılında 39 bin 773 kişi, ateşli silahla vurularak öldürüldü. Bu korkunç sayı üzerine çalışmalar sürüyor. Son gelişmelerden sonra Başkan Joe Biden ve Demokratlar, silah yasasının değiştirilmesi için çalışmalara ve baskılara başladı.

YÜZLERCE OLAY, BİNLERCE CAN KAYBI...

Rakamlara dönmek gerekirse çarpıcı tablo gözler önüne seriliyor. 1900'lü yıllarda kayıtlara geçen 80 farklı olayda 566 kişi yaşamını yitirmiş. 2000'lerde ise 171 farklı olayda 1121 kişi... 2000'lerdeki yükselişin arkasında 1900'lerin başlarına nazaran olayların kayıtlara daha çok geçiyor olmasının da katkısı var ancak 100 yıllık bir periyotta ulaşılan saldırı sayısının 20 yılda ikiye katlanmış olması da çok çarpıcı bir detay.

Brookings tarafından yapılan bir araştırmaya göre ? 2010'dan bu yana silah satışlarındaki en büyük sıçramanın Ocak 2020'den itibaren yaşandığı görülüyor.

Geçmişte Sandy Hook İlkokulu Saldırısı, San Bernardino Saldırısı ve Parkland Saldırısı gibi olayların bireysel silahlanmayı artırdığı da ve o dönemlerde satışlarda patlamalar yaşandığı dikkat çekiyor. Yani aslında her yeni saldırı, potansiyel yeni saldırılar doğuruyor.

Tarihe derin bir şekilde kazınmış bazı saldırıları hatırlayalım...

1 – Las Vegas Strip Saldırısı (1 Ekim 2017): 58 ölü, 869 yaralı

Route 91 Harvest müzik festivali sırasında yaşanan saldırıda Jason Aldean konserinin sonlarına doğru Mandalay Bay adlı otelin 32. katındaki Stephan Paddock adlı 64 yaşındaki saldırgan, konseri takip eden 22 bin kişilik kalabalığa yaklaşık 360 metre uzaktan ateş açtı. İntihar ederek yaşamına son veren saldırganın saldırıyı gerçekleştirdiği odada 23'ü yarı otomatik tüfek olmak üzere 24 silah buldu.

Paddock, “bump stock” adı verilen ve silahın geri tepmesinden faydalanarak ateşleme yapan ve böylece yarı otomatik tüfeklerin tam otomatik gibi çalışmasını sağlayan bir araç kullanıyordu. Bump stock adı verilen aparata erişim bu olayla tartışmaya açıldı. Olay, ABD tarihinin en kanlı silahlı saldırısı olarak tarihe geçti. Hiçbir terör örgütüne ve organizasyona bağı bulunamayan saldırganın giriştiği katliamın ardındaki motivasyon hala çözülemedi...

Orlando Gece Kulübü Saldırısı'nın ardından olayın yaşandığı Pulse adlı gece kulübünün önünde protestolar düzenlendi. (Fotoğraf: Reuters)

2 – Orlando Gece Kulübü Saldırısı (12 Haziran 2016): 49 ölü, 58 yaralı

29 yaşındaki Afganistan kökenli ABD vatandaşı Omar Mateen tarafından gerçekleştirilen saldırının hedefinde LGBTIQ+ bireyler yer almaktaydı. Daha çok LGBTIQ+ bireylerin gittiği Pulse adlı gece kulübüne gerçekleştirilen saldırının faili Mateen, ABD vatandaşı bir IŞİD militanıydı.

Mateen'in, o dönem Facebook'ta, ABD'nin Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı verdiği mücadeleyi eleştiren ve “intikam” söylemleri içeren paylaşımlarda bulunmuştu. Mateen de yarı otomatik bir tüfek ve yarı otomatik bir tabancaya başvurmuştu.

Saldırının ardından silah sahibi LGBTIQ+ bireylerin silahlanma haklarını savunan Pink Pistols adlı organizasyon bir haftada üye sayısını 1500'den 4 bin 500'e çıkardı. Nisan 2017'ye gelindiğinde grubun üye sayısı 9 binin üzerindeydi.

3 – Virginia Tech katliamı (16 Nisan 2007): 32 ölü, 23 yaralı

Virginia Tech Üniversitesi'nde meydana gelen olayda Güney Kore asıllı ABD vatandaşı Seung-Hui Cho, 2005 yılında iki kadın öğrenciyi takip etmekle suçlanmıştı. Daha önce ağır depresyon teşhisi konulan Cho, takip olayından sonra hakkında açılan soruşturmada akli dengesinde sorunlar olduğu tespit edildi ancak hastaneye yatırılmadığı için silah edinebildi.

Cho, kampüste sınıf sınıf gezerek yarı otomatik iki tabancayla katliamı gerçekleştirdikten sonra intihar etti. Olay büyük yankı uyandırırken yasalardaki boşluklar, katilin manifestosunu ve olayın bir kısım videosunu yayınlayan medyanın olaya yaklaşımı sert bir şekilde eleştirildi.

Zihinsel problemlerinin yanı sıra çocukluğunda içine kapanık olduğu ve yıllarca zorbalığa maruz kaldığı tespit edilen Cho'nun geçmişi toplumsal tartışmalara da sebep oldu.

(Fotoğraf: Reuters)

4 – Sandy Hook İlkokulu saldırısı (14 Aralık 2012): 27 ölü, 2 yaralı

20 yaşındaki Adam Lanza, 14 Aralık günü önce evinde annesi Nancy Lanza'yı daha sonra da evden yaklaşık 5 kilometre uzakta yer alan Sandy Hook İlkokulu'na giderek burada 20'si çocuk olmak üzere toplam 26 kişiyi vurarak öldürdü. İki yarı otomatik tabanca kullanan Lanza, olay yerinde intihar etti.

Çocukluğunda Asperger sendromu tanısı konan ve anksiyete, ağır depresyon, OCD gibi sebeplerle tedavi gören Lanza, silahlara düşkün olan annesinin tabancalarıyla katliamı gerçekleştirdi. Lanza, Sandy Hook İlkokulu'nda okumuştu. Olaydan sonra yapılan araştırmalarda Lanza'nın ilkokul çağlarında okuldaki günlerinde sıklıkla anksiyete krizleri geçirdiği ortaya çıkmıştı.

5 – Sutherland Springs Kilisesi Saldırısı (5 Kasım 2017): 26 ölü, 20 yaralı

Teksas eyaletindeki Sutherland Springs bölgesinde ayin düzenlenen kiliseye giren silahlı  Devin Patrick Kelley adındaki saldırgan, 26 kişiyi öldürdü, 20 kişiyi ise yaraladı. Kurşun geçirmez bir yelek giyen ve yarı otomatik bir tüfek ile saldırıyı gerçekleştiren Kelley'e bir vatandaş müdahale etti.

NRA (Ulusal Silah Birliği) bünyesinde silah kullanma eğitmeni olan Stephen Willeford, saldırgana yarı otomatik silahıyla ateş açtı. Saldırgan yaralansa da aracıyla olay yerinden kaçtı ancak daha sonra aracında intihar etmiş vaziyette bulundu.

Olaydan sonra Amerikan Hava Kuvvetleri'nden bir sözcü NBC Televizyonu'na yaptığı açıklamada, saldırganın 2012 yılında askeri mahkeme tarafından eşi ve çocuğuna saldırdığı için ceza aldığını, iki yıl sonra ise Hava Kuvvetleri'nden atıldığını söyledi.

Boşanma davasında eşini darp ettiğini itiraf etmesine rağmen Kelley'nin nasıl silah satın alabildiği ülkede tartışma yarattı.

(Fotoğraf: Reuters)

6 – Parkland Stoneman Douglas High School saldırısı (14 Şubat 2018): 17 ölü, 17 yaralı

Nikolas Cruz adındaki saldırgan, yarı otomatik bir tüfek ve bir tabancayla Stoneman Douglas Lisesi'ne saldırdı. 14'ü öğrenci olmak üzere 17 kişiyi öldüren Cruz, kargaşada öğrencilerin arasına karışarak olay yerinden kaçmayı başardı. Ülkedeki silah yasası yeniden tartışmaya açılırken saldırıdan kurtulmayı başaran öğrencilerden David Hogg, bireysel silahlanmaya karşı ülke çapında önemli bir figür halini aldı. Hogg, eylemleri üzerine tehdit mesajları aldığını öne sürdü.

Olaydan kısa bir süre sonra yakalanan fail Nikolas Cruz'un ise ırkçı ifadeler paylaştığı ve uzun yıllardan beri öfke problemleri yaşadığı öğrenildi. Cruz'un depresyon ve öğrenme bozukluğu yaşadığı da araştırmalar sonucunda tespit edildi.

En kanlı silahlı saldırılar arasında ilk 5'te yer alan saldırıların en eskisi 2007 yılından. Bu veri; ayrışmanın, yükselen nefretin, saldırı amaçlı yarı otomatik silahlara ulaşımın kolay olmasının ve nefret söylemlemlerinin etkisini de gözler önüne sermekte. Aynı zamanda akıl sağlığını yitiren bireylerin profesyonel desteğe ve tedaviye yönlendirilmesinin ne kadar hayati olduğu da bu acı örneklerle yeniden ortaya çıkmakta.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber