3+1 evler mazide mi kalacak? Bahçede erik ağacından Fransız balkonlara...

Konut fiyatlarındaki ve kiralardaki artış ev bulmayı zorlaştırırken baktığımız evlerde de kriterlerimizin değişmesine neden oluyor. Geçmişte İstanbul'da görece daha yaygın olan 3+1'ler yerlerini 2+1 ve 1+1 dairelere bırakıyor. Bunda maddi etkilerin yanında kültürel etkilerin de payı büyük...

Son Güncelleme:

İstanbul'daki yapı stoğunun yetersizliği malum. Yani inşaat maliyetlerinin artmasıyla talep karşılanamıyor. Bu durum fiyatları artırırken konut sahibi olmayı da çarpıcı biçimde zorlaştırmakta. Hele ki söz konusu geniş bir apartman dairesi ise İstanbullunun işi daha da zorlaşıyor. İstanbul'da merkezi ilçelerden birinde 3+1 ev sahibi olmak da böyle bir evi kiralamak da kolay değil.

Bunun yanı sıra dikkat çekici bir şekilde 3+1 evler eskisi kadar yaygın da değil. Bunda 3+1 evlere yönelik talebin azalması ve inşaat maliyetlerinin artması önemli etkenler. Ancak bu değişimde kültürel sebepler de etkili.

TALEBE RAĞMEN ARTIŞ...

İstanbul'dan şöyle bir örnek verebiliriz: Popüler bir ilan sitesinde yer alan 11 yaş ve üzeri satılık ve kiralık dairelerin yüzde 34.92'sini 3+1 daireler oluşturuyor. 10 yaşından genç binalarda bu oran yüzde 24.75 olarak dikkat çekmekte. Yine 11 yaş ve üzeri binalarda kiralık veya satılık 1+1 dairelerin oranı ise yüzde 5.73 iken 10 yaş ve altı binalarda aynı oranın yüzde 14.43'e çıkması dikkat çekici. Özellikle İstanbul'da 10 yaşından genç 1+1 dairelere yönelik artan talebi de dikkate alırsak artan talebe rağmen oranın hala eski binalara nazaran yüksek olması oldukça çarpıcı.

BAŞKENT'TE 3+1 HAKİMİYETİ!

Ankara'da ise 3+1'lerin hakimiyeti çok daha açık bir biçimde gözüküyor. Yine aynı web sitesinde Ankara'daki 11 yaş ve üzeri kiralık ve satılık dairelerin yüzde 61.34'ünü 3+1'ler oluştururken bu yaş grubunda 1+1'lerin oranı sadece yüzde 1.97. Söz konusu 10 yaş ve altı olunca kiralık ve satılık 1+1'lerin oranı yüzde 6.75'e yükseldiği göze çarpıyor. Bu grupta 3+1'lerin yüzdesi ise yüzde 43.93'e gerilemiş.

'İSTANBUL'DA DEĞİŞİM DOĞAL...'

Bu durum aslında bir toplumsal değişimi de gözler önüne seriyor olmalı. Türkiye Müteahhitler Birliği Yüksek Danışma Kurulu Tabii Üyesi Mithat Yenigün, “İstanbul'da bu değişimin yaşanması doğal zira hem hayat pahalılaşıyor hem de insanlar artık münferit yaşıyorlar” ifadelerini kullanıyor ve yalnız yaşayanların sayısındaki artışı vurguluyor.

Ankara'daki değişimin daha geç başlaması üzerine ise “Başkent'te Anadolu kültürü İstanbul'a göre daha fazla kendisine yer bulabiliyor” diyen Yenigün, İstanbul'da talebin de 2+1 ve 1+1'ler yönünde artmaya başladığını söylüyor ve “Hem kira, hem aidat, hem de fatura masrafları geniş evlerde daha fazla. Hayat pahalılığının da yaşam tarzlarına ve şartlarına yansıdığı görülüyor” diye konuşuyor.

Mimar Emir Atakan Yılmaz ise 1+1 ve 2+1 evlere yönelik talebin artışına dair tespitleri genişletirken şunları söylüyor:

“Yeni üretilen konut stoğunun neredeyse tamamı kentsel dönüşüm ve kat karşılığı işlerden üretiliyor. Haliyle 10 ailenin oturduğu arsaya 13-14 aile gelmek durumunda kalıyor. Bu da yüksek yoğunluğa sebep oluyor ve kişi başında düşen alan da azalmış oluyor.”

Yılmaz arsa sahiplerinin ve müteahhitlerin taleplerinin olabildiğince küçük dairelerden yüksek sayıda yapmak olduğunun altını çizerken küçük dairelerin hızlı satıldığını da ifade ediyor.

'KIRDAKİ MEKANSAL ARAYIŞLAR KENTTE DEVAM ETTİ...'

Mimar Emir Atakan Yılmaz ayrıca toplumsal değişime de dikkat çekerken filmi geri sarıyor ve “Türkiye bir yandan kırsalın kentleşmesini yaşarken, aynı zamanda kentin de kırsallaşmasını yaşıyordu. Osmanlı'da apartman kavramı, gayrimüslimlere ait bir kültürdü” derken şöyle devam ediyor:

“Kırdan kente gelen insanlar, kırdaki mekansal arayışlarını kentin içinde de sürdürdüler. Bahçelerine meyve ağaçları diktiler, kümes yaptılar... Apartman dairelerinin Anadolu'nun şehir merkezlerinde Ankara'da ve geçmişte İstanbul'da da büyük ve geniş olmasında bunun etkisi çok büyük.”

Artık alanlar git gide azalırken bahçelerinde erik ağacı olan evlerin yerini "Fransız balkonlu" sıkışık apartmanlar aldı ancak ihtiyaç da aynı hızda artıyor... Bunun yanında aile kültürünün değişimine de dikkat çeken Yılmaz, İstanbul'da akrabaların bir arada yaşadığı aile apartmanlarının ve 'anne-baba, çocuklar ve kayınvalide-kayınpeder'in bir arada yaşaması durumunun giderek azaldığına dikkat çekiyor. TÜİK verilerine göre 2009'da İstanbul'da 1.77 olan toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğurganlık döneminde sahip olduğu çocuk sayısı) 2021'de 1.38'e gerilemiş durumda. Türkiye'de ise bu ortalama 2009'da 2.1 iken 2021'de 1.7'ye geriledi.

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber