Yüksek enflasyon ve maaş artışları arasında nasıl bir ilişki var?

Yüksek enflasyon halkın alım gücünü azaltıyor. Bu yıl sonunda asgari ücretin ne olacağı şimdiden merak konusu. Peki, iktisadi olarak yüksek enflasyon ile maaş artışları arasında nasıl bir ilişki var?

Son Güncelleme:

Yıllık enflasyon, eylül ayında aylık yüzde 3,08, yıllık yüzde 83,45 arttı. Enflasyon artışı ile birlikte her zaman olduğu gibi kira artış oranı, fiyatı en çok artan ve azalan ürünler konuşulmaya başlandı. Türkiye’de yıllık enflasyon uzun süredir çift hanede. Örneğin 2016 yılında eylül ayı yıllık enflasyonu yüzde 8.53 olurken, 2019 yılının aynı ayında bu oran yüzde 11,84’e, 2022 yılının aynı ayında ise yüzde 83,45’e yükseldi.

Sadece iki yılda resmi enflasyon rakamlarına böyle bir tablo yansırken, Covid-19’dan sonra yaşanan küresel talep artışı ve Türkiye’deki kur seviyesi de enflasyonu yukarı çeken etmenlerden. Enflasyonun bu seviyesi, ücretlerde de son yıllarda 'oransal olarak' pek de görülmeyen maaş zamlarının ortaya çıkmasına sebep oldu.

Örneğin bekar bir kişinin 2016 yılında net olarak aldığı asgari ücret 1.300 TL olurken, bu rakam 2017 yılında 1603 TL’ye, 2020 yılında 2.324 TL’ye, 2022 yılında ise önce 4.253 TL’ye, ardından yapılan bir ara zam ile 5.500 TL’ye çıktı. Böylece son 6.5 yıllık dönemde asgari ücrete net olarak yüzde 223 zam gelmiş oldu.

İŞVEREN ASGARİ ÜCRETLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?

Kimi işverenler maliyetleri ve dolayısıyla da fiyatları yukarı çekeceği için asgari ücret zammında orta bir formül bulunmasını istiyor. Hitit Üniversitesi’nden beş akademisyenin 2017 yılında hazırladığı İşverenlerin Asgari Ücret Artışlarına İlişkin Algılarının Ölçülmesi: Çorum İli Örneği’ isimli çalışmaya göre; özellikle mikro ölçekteki işletmeler asgari ücret artışlarından daha fazla etkileniyor. Orta ve büyük çaptaki işletmeler ise dönemin koşullarına göre (Araştırma 2017'de yapıldı) asgari ücret dışında büyük bir maliyet artışına maruz kalmadıkları için istihdamı eksiltmeyi düşünmüyor.

Özel sektörde pek çok firma ara zamlara ağırlık verdi. İyi personellerini yurt dışına kaptırmak istemeyen bazı şirketler kesenin ağzını açtı. Bugün enflasyonu artıran etkenlerden birisi kur. Örneğin geçen yıl Eylül ayında ortalama dolar kuru 8,51 iken, 2022 yılında bu rakam 18,20’ye yükseldi. Kur artışı yüzde 100’den fazla.

YÜKSEK ENFLASYONA SÜREKLİ ZAM İLE CEVAP VERİLEBİLİR Mİ?

Peki yüksek enflasyon karşısında ücretlerin de sürekli olarak artırması ekonomik olarak nasıl sonuçlara sebep olabilir? İktisatçı Doçent Doktor Orhan Karaca, “Enflasyondan dolayı çalışan kesimler, sabit gelirli kişiler, satın alma güçlerinin önemli bir kısmını kaybediyorlar. Bunun telafi edilmesi lazım” demekte. Karaca tekrardan bir enflasyona sebep olacağı gerekçesiyle çalışan kesimin maaş zammının sınırlı tutulmasının doğru bir görüş olmadığının altını çizerken, “Çalışanlara düşük zam yapılması iç talepte de sorunlar doğurur” demekte.

Bugün dünyadaki bütün çalışanlar yüksek enflasyon karşısında yüksek maaş zamları talep ediyor. İngiltere, şirketlerden büyük vergi kesintileri yaparken istihdamın korunacağını düşünüyor ancak çalışanlar bu düzenlemenin patrona yarayacağı gerekçesiyle itiraz ediyor. Bugün Y kuşağı olarak bilinen 30 yaş civarındaki profesyonellerin ailelerinden daha az bir refaha sahip olacakları küresel olarak ekonomik olarak kabul edilmiş bir gerçek.

ABD'DE YÜZDE 4 ÜCRET ARTIŞI

Yapılan bir araştırmaya göre; ABD’de son 20 yılda şirket karları ortalama yüzde 60 artarken, ücretlerdeki artış yüzde 14 oldu. ABD’de geçen yıl toplam ücretlerdeki artış yüzde 4 olurken, bu rakam 20 yılın en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti.

Wall Street Journal gazetesinde yer alan bir analize göre; ekonomistler maaşı ‘yapışkan’ fiyatları ise ‘akışkan’ olarak değerlendiriyor. Yani her zaman ücret artışları fiyat artışlarına yetişemeyebiliyor. 1970-1978 yılları arasında Amerikan Merkez Bankası’nın başkanlığını yapan Arthur Burns, maaş artışlarının enflasyonu körüklediği konusunda Başkan Nixon’ı da ikna etmiş, Nixon bunun üzerine maaşlarda yapılacak artışlara sınır getiren bir kanun çıkartmıştı. (Tarih ikisini de pek iyi anmıyor.)

1929 küresel ekonomik krizinde ise ABD’de insanların eline geçen gelirin ‘sefalet’ miktarında olduğuna kanaat getirilmiş ve 1933 yılında sendikalaşma zorunluluğu kanunu ile birlikte ücretlerin yukarı çekilmesi sağlamıştı.

Ek kaynaklar: TÜİK, Çalışma Bakanlığı, The Conversation, Wall Street Journal ‘İşverenlerin Asgari Ücret Artışlarına İlişkin Algılarının Ölçülmesi: Çorum İli Örneği’ (Demirer, Şahin, Ölçer, Çakar, Kısacık-2017)

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber