Süper Perşembe... Faiz artıran artırana... Türkiye'nin politikası neden farklı?

Amerikan Merkez Bankası Fed'in faiz kararından sonra neredeyse bütün büyük ekonomiler faiz silahına sarıldı. İngiltere Merkez Bankası üst üste yedinci artışını yaptı, Norveç'ten Güney Afrika'ya kadar herkes faizleri artırdı. Piyasa bu olaya 'Süper Perşembe' adını verdi. Peki Türkiye neden ayrıştı?

Son Güncelleme:

Merkez Bankası geçen ay sekiz ay süren faiz suskunluğunu bozarak politika faizini 100 baz puan düşürmüş ve yüzde 13 seviyesine çekmişti. Bu karar pek çok ekonomist için sürpriz olurken, dün açıklanan karar öncesi Merkez’in tekrar faiz indirebileceğini düşünenlerin sayısı az da olsa mevcuttu. Merkez Bankası, doların iplerini elinde tutan Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırım kararının ardından bütün dünyanın aksine faiz indirme kararı aldı.

Merkez Bankası yıl başından bu yana hemen hemen bütün dünya Merkez Bankaları’ndan ayrışıyor. Amerikan Merkez Bankası geçen Çarşamba günü beklendiği ve daha önceden ilan ettiği üzere faizleri 75 baz puan artırarak yüzde 3-3,25 aralığına çekti.

Bunun üzerine ertesi gün Norveç’ten, Güney Afrika’ya kadar pek çok ülke faiz artırdı. ING Bank piyasa notunda dünkü yaşanan artışları ‘Süper Perşembe’ olarak adlandırdı. İngiltere Merkez Bankası dün yedinci kez üst üste faiz artırdı. Burada Türkiye faiz indirerek dünyadan ayrışırken, yüzde 2’yi aşan enflasyonu kontrol altına almak isteyen Japonya da faizleri sabit bıraktı.

JAPONYA FAİZ DIŞI BİR MODEL DENİYOR

Japonya faizleri serbest bıraktı ancak yüksek dolar rezervlerini piyasaya sürerek kurun ateşini düşürmeye çalıştı. Japonya’da yen dolar karşısında 145.87 seviyesini görerek 1998 yılından bu yana en düşük seviyesini gördü. Piyasaya müdahalenin ardından yen 115 seviyelerine kadar düştü.

Pandemi sonrası yükselen enflasyon dalgası ile mücadele etmek için 2014 yılından bu yana faizleri yüzde 0 seviyesinde tutan İsviçre de faiz artırdı. İsveç Merkez Bankası Riksbank da bu hafta başında 100 baz puan faiz artırmıştı.

Bütün dünyanın faiz artırması küresel ekonomi için çok da olumlu bir durum değil. Bunun harcamaları yavaşlatması ve ticari kredileri zor duruma sokacağından endişe edenler de var. Basit bir ifadeyle bankalar, Merkez Bankası’ndan aldıkları borç ve topladıkları mevduatları kredi olarak dağıtıyorlar. Merkez Bankası’ndan aldıkları borcun faizi yükseldiği zaman krediler de daha pahalıya yatırımcılara ulaşıyor.

LIZ TRUSS: TAKİP EDECEĞİM

İngiltere’nin yeni başbakanı Lizz Truss ise bir gözünün Merkez Bankası’nın üzerinde olduğu imajını verdi ve bankanın enflasyon ile mücadele yöntemlerini gözden geçireceğini söyledi. Anglo sakson piyasalarda da siyasiler ile merkez bankalarının araları zaman zaman açılabiliyor. ABD Başkanı Donald Trump da Fed yönetimini sık sık hedef alıyordu. Türkiye’de de son yıllarda Merkez Bankası’nın başkanlarında hızlı bir değişim yaşanıyor.

ABD’nin faiz artırımı ile birlikte Yeni Zelanda ve Avustralya doları da ABD doları karşısında son yılların en düşük seviyelerini gördü.

Fed ve onu izleyen diğer merkez bankalarının faiz artışından altın da etkilendi. Altın fiyatında hafif de olsa düşüşler yaşanırken küresel analist Gnanasekar Thiagarajan, “Resesyon korkuları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ekseninde yaşananlar fiyatları yine de destekleyecektir” ifadelerini kullandı.

Piyasa analisti Ed Moya, “Dünya piyasaları böyle gittikçe altın güvenli liman olmaya devam edecek” açıklamasında bulundu.

'ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA ARTIŞ OLABİLİR'

Para piyasaları uzmanı İslam Memiş ise bir Youtube kanalına yaptığı açıklamada TCMB’nin yıl sonuna kadar faiz artırabileceğini öngördüğünü söyledi ancak öncesinde indirim beklediğini dile getirdi. Memiş, “TCMB önümüzdeki 2 ay içinde 50 ya da 100 baz puan faiz indirimi yapabilir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Dün Merkez’in faiz indirimi kararı sonrası Haber Global yayınına katılan Ekonomist Doç. Dr.  Cüneyt Dirican, “Büyüme önceliklendiriyor, bunun karşısında da bir fatura var enflasyon” değerlendirmesinde bulundu. Dirican, Türkiye’nin kur seviyesi ve enerji fiyatları sıkıntısı olduğun vurgulayarak, “Yıl sonu itibarıyla 52 milyar dolar seviyelerinde bir cari açık bekliyorum” değerlendirmesinde bulundu.

'TİCARİ KREDİLERE TAM YANSIMIYOR'

Dirican, faiz indirim politikasının kredilere yansıması gerektiğini ancak durumun tam da böyle olmadığını belirtirken şu ifadeleri kullandı: Türkiye’nin mevcut ekonomik modelinde yatırımları artırıyor olmanız lazım fakat bankalar riski yüksek gördükleri için bunu faize yansıtmıyor, kredilerde sıkıntı oluşuyor, bu aslında politika faizi o tarafına doğrusal yansımıyor.

Kaynaklar: Reuters, TCMB, Wall Street Journal, Haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel

Sonraki Haber