Kimisi parasını hisse senedine değil, mücevhere koyuyor...
Bazıları mücevheri bir takıdan fazlası olarak görüyor ve yatırım aracı olarak düşünüyor. Fakat bir mücevherin değerini tam olarak bilmek son derece meşakkatli bir süreç. Uzmanlara göre; kandırılmamak için gözler dört açılmalı.
Pandemi sonrası bütün dünyada piyasalar dengesini arıyor. Bazı ülkeler tarihi düşük işsizlik oranları karşısında yıllardır görülmeyen enflasyon rakamları ile karşı karşıya. Türkiye’de yaşanan kur hareketi ve yüksek enflasyon fiyatları yukarı çekiyor. Almanya’da marketler artan maliyetler karşısında müşterilerini ellerinde tutmaya çabalıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise iş bulmak modern zamanlarda hiç olmadığı kadar kolay.
Böyle bir yatırım ortamında elinde parası olanlar parasını nereye koyacağını düşünüyor. TÜİK’in mayıs ayında yaptığı araştırmaya göre; mayısta TÜFE’ye indirgendiğinde en çok kazandıran yatırım aracı Amerikan Doları oldu. Kur Korumalı Mevduat’ta birikimler artmaya devam ediyor.
Bazı insanlar ise paralarını mücevhere yatırıyor. Kimileri kapladığı alanın küçüklüğü, değerini kaybetmemesi ve özel bir bakıma ihtiyacı olmaması sebebiyle mücevher yatırımı yapıyor. Değerli taş uzmanı Alman ekonomist Thomas Schröck, “Bir mücevher değerini asla kaybetmez” demekte. Almanya’nın piyasa koşullarına göre; değerlendirme yapan uzman bugün bir mücevher alanın yüzde 10-20 arasında kara geçeceğinden emin.
'SİSTEM HERKES İÇİN UYGUN'
Almanya Değerli Taş Araştırmaları’nın (DSEF) direktörü Claudio Milisenda, “Prensipte sistem herkes için uygun. Yalnız paranızın birkaç yıl park edeceğini bilmelisiniz” demekte. Schröck, mücevheri iyi bir yatırım aracı olarak görse de bütün varlığın yatırılacağı bir alan olarak yorumlamıyor. Alman ekonomiste göre; yatırım seçeneklerini çeşitlendirmek isteyenler mücevheri düşünebilir.
Finans uzmanı Niels Nauhauser küçük bir yatırımcının emtia ve mücevher yatırımlarını aynı anda yapmaması gerektiğini düşünüyor. Nauhauser, mücevher satın alan bir yatırımcının elindeki ürünün güncel değerini bilmekte sorun yaşayabileceğini aktarıyor. Uzman, bu noktada mücevher yatırımcılarının ara sıra ellerindeki ürünün değerini anlamak için müzayedelere katılmasını öneriyor.
Claudio Milisenda ise mücevheri satın aldığınız kişiye, yarın öbür gün bu taşı geri getirdiğinizde satın alıp almayacağını sormanız gerektiğini söylüyor. Eğer cevap olumsuz olursa söz konusu yatırım için tekrar düşünmek zorunda kalabilirsiniz. Ayrıca mücevher satın alınacak ve değerleyecek kişileri de çok iyi seçmek gerekiyor. Uzmanlara göre; satın aldığınız değerli taşların sertifikalarını da çok iyi kontrol etmelisiniz.
İsviçreli SSEF ve GRS sertifikalarının uluslararası alanda geçerliliği varken, ABD merkezli GIA da geçerli bir sertifika olarak değerlendiriliyor.
Piyasa uzmanlarına göre; taşın çıkarıldığı noktadaki maliyet ve kâr payı dahil olmak üzere, son kullanıcı ilk fiyatın yaklaşık altı katını ödeyerek tasarım bir mücevhere sahip oluyor. Sahtekarlara karşı da dikkatli olmakta fayda var, ısıtılan elmasların rengi daha bir ortaya çıkabiliyor ve müşteriler kandırılabiliyor.
'GERÇEK FİYATI DUYUNCA...'
Bazı insanlar ise ellerindeki aile yadigarı mücevherlerin aslında sanıldığı kadar pahalı olmadığını fark ettiklerinde hayal kırıklığına uğrayabiliyor. Bu kişiler yıllardır, ellerindeki mücevherlerin paha biçilemez olduklarını ailelerinden duydukları için, gerçek fiyatını öğrendiklerinde hoşlarına gitmeyebiliyor.
Piyasa uzmanlarına göre; özellikle Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı koşullarında Avrupa’daki pek çok değerli taş, sahteleri ile değiştirilmiş. Mücevher piyasasının en gözde ürünleri ise eski kraliyet ailelerinin eşyaları oluyor. Bu ürünler müzayedelere çıktığı zaman dakikalar içerisinde tükenebiliyor.
Değerli taş uzmanı ekonomist Thomas Schröck, tanınmış müzayede evlerinden mücevher almanın her zaman güvenli olduğunu söylemekte. Finans uzmanı Nauhauser ise mücevher satın alırken genellikle üzerindeki taşın değerinden çok daha fazlasını ödeyeceğinizi bilmeniz gerektiğini söylüyor.
'SAHTE OLMA OLASILIĞI DÜŞÜK'
Christie’s müzayede evinin mücevher departmanının eski yöneticisi Russel Fogatry’ye göre; bir mücevherin kullanılmış olması, satın almak için önemli göstergelerden biri. 20-100 yıl arası kullanılan bir mücevherin sahte olma olasılığı düşük bulunuyor.
New York’taki FD Galeri’nin kurucusu Fiona Druckenmiller, önceden ünlü insanların taktığı mücevherlerin daha değerli olduğunu ancak emsallerine göre iki katına kadar fiyat farkı olduğunu söyledi. Galeri sahibi manevi değeri yüksek ve bir ünlüye ait olan başka bir objenin standart fiyatına göre; çok çok daha pahalı olduğunu aktardı. Bunu sıradan bir gömlek ile çok ünlü birinin giydiği sıradan gömlek arasındaki değer farkı ile kıyaslayabilirsiniz.
Kaynaklar: Die Welt, Bloomberg
Kaynak: Web Özel