Fatih Erbakan: Asgari ücretin 35 bin seviyesine gelmesi gerekiyor
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Asgari ücretin en azından 35 bin lira seviyesine gelmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunun mantığı da iki asgari ücretin en azından yoksulluk sınırı seviyesine gelmesidir. Aynı zamanda 12 bin 500 lirada kalmış olan emeklilerimizin de durumunun iyileştirilmesi ve her zaman söylediğimiz gibi emekli maaşının da en azından asgari ücret seviyesine getirilmesi lazım” dedi.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, partisinin genel merkez binasında düzenlediği İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Erbakan, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en önemli tehdidin, güven ve ahlak bunalımı olarak tanımlanabileceğini söyleyerek, “Sokak ortasında işlenen vahşi cinayetlerden, yenidoğan bebeklerin katliamına hatta bebek katilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne davet edilmesine kadar son derece kan donduran olayları arka arkaya maalesef yaşıyoruz. Yine bu korku filmi setinde kendi ailesi içinde bir çocuğun canına kıyabilen aile üyeleri ve aynı zamanda maalesef bu sentetik uyuşturucularla adeta zombiye dönüşen gençleri ve bireyleri bu korku filminin setinde görebiliyoruz. Hemen her yerde kirli işler, karanlık ilişkiler, vahşet, şiddet ve maalesef ahlaki erozyonla karşı karşıya kalıyoruz. Bu tablo karşısında da 85 milyon vatandaşımızın endişesi artıyor. Huzursuzluğu artıyor ve büyük bir güven bunalımı yaşıyor. Milletimiz caddelerde, sokaklarda hatta hastanelerde dahi kendisinin veya evlatlarının başına ne geleceğinden endişe duyuyor. Büyük bir güven bunalımı yaşıyor. Yine milletimiz marketten aldığı bir gıda ürünüyle ilgili veya bir restorana gidip yediği bir yemekle ilgili çok çok ciddi endişe yaşıyor. Dolayısıyla toplumsal olarak büyük bir güven ve ahlak kullanımı içerisinde bulunuyoruz. Şeffaf, adil ve ahlaklı bir düzen her insanın ve her toplumun ihtiyacıdır. Önce ahlak ve maneviyat anlayışını her alanda, her kurumda bir şiar haline getirmemiz gerekiyor. Dünyacı ve materyalist zihniyet yerine maneviyatçı ve ahiret öncelikli bir zihniyete dönüş yapmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘ASGARİ ÜCRET 35 BİN LİRA OLMALI’
Fatih Erbakan, asgari ücret ile ilgili, “Sayın Özgür Özel'in asgari ücret ile ilgili söylediği rakamı 5 bin lira daha arttırarak bir 35 bin lira demiştik. Bunu da şuna göre söyledik. İki asgari ücret alan bir hane en azından yoksulluk sınırında bir gelire sahip olsun. Çünkü yoksulluk sınırının bugün 70 bin lira olmuş. İki asgari ücret bir haneye girdiği zaman en azından yoksulluktan kurtulsunlar, bu sınıra gelebilsinler. 194 milyar müteahhitlere yapılacak ödemenin en az yarısı fazladan yapılan bir ödeme. Bu sayıştay raporlarında da var. Nasıl paranın fazladan aktarıldığını, nasıl usulsüzlükler olduğunu ifade ediliyor. Bununla beraber şu vergi muafiyetleri, 2,1 trilyon lira, 60 milyar dolar 8-10 tane holdinge vergi muafiyeti yapacağımıza bunu millete verelim. Asgari ücreti tabii ki işveren ödüyor ama bu imkanlarla işverene destek sağlayalım ki, o da bu 35 bin liralık asgari ücretin altında ezilmesin. Dolayısıyla biz de tabii Yeniden Refah Partisi olarak yüzde 20-25’lik bir artışın daha hemen şubat ayında, mart ayında yine açlık sınırının altında kalacağını ifade ediyoruz. Asgari ücretin en azından 35 bin lira seviyesine gelmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunun mantığı da iki asgari ücretin en azından yoksulluk sınırı seviyesine gelmesidir. Tabii aynı zamanda 12 bin 500 lirada kalmış olan emeklilerimizin de durumunun iyileştirilmesi ve her zaman söylediğimiz gibi emekli maaşının da en azından asgari ücret seviyesine getirilmesi lazım” diye konuştu.
‘BUNUN SİYASİ DEĞİL, HUKUKİ BİR SÜREÇ OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ’
Erbakan, 'PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile ilgili, “Bununla ilgili iktidar kanadı çok ciddi iddialar, deliller var diyor. Ancak muhalefet kanadı özellikle de tabii CHP, bunların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bunun siyasi bir süreç olduğunu ifade ediyor. Tabii Türkiye'de yıllardan beri yaşadığımız hukuki süreçler yargıya, adalet kurumuna güvenin sarsılmış olması dolayısıyla bizim de içimiz tam manasıyla rahat değil, ancak iktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz. Bunun siyasi bir süreç değil, hukuki bir süreç olmasını temenni ediyoruz. Ancak burada tabii kayyum atanması yerine daha önce de ifade ettiğimiz gibi belediye meclisinin seçeceği, görevlendireceği bir belediye başkan vekilinin bu görevi yapmasının daha uygun olacağını ifade ediyoruz” dedi.