Ordu'da yaşayan 58 yaşındaki Gülseren Türker, 1984'te evlendikten sonra besicilik yapan eşine hayvanların otlatılması, sağılması ve bakımı gibi işlerde yardım etti. Türker, yıllar geçtikçe işin her aşamasını öğrendi. Yılın 6 ayını 2 bin rakımın üzerindeki obada geçiren Türker, üç yıl önce eşinin vefatının ardından iki oğlunun da desteğiyle işleri yürütmeye devam etti. Havanın soğuması ile obadan dönme hazırlıklarını sürdüren Türker, 40 yıldır mayısın 15'inde obaya çıktıklarını söyledi. Türker, hava sıcaklığına bağlı olarak ekim sonu veya kasımın başlarında Altınordu ilçesindeki evlerine döndüklerini, o döneme kadar da 93 büyükbaşın çayırlarda yayıldığını ifade etti. Büyük oğlunun hayvanların satışıyla ilgilendiğini, küçüğünün ise kendisine bakımlarında yardım ettiğini anlatan Türker, "Sabah saat 05.00'te kalkıyoruz. Çayımızı içtikten sonra saat 07.00-07.30 gibi hayvanların yanına çıkıyoruz. İnekleri sağıyoruz, küçükleri emdiriyoruz. İşimizi bitirdikten sonra hayvanları salıveriyoruz. Ev işleri ve ahırdaki temizlikleri yapıyoruz. Buzağıları doyuruyoruz." dedi. Türker, kızının da evlenene kadar kendisine hayvanların bakımında yardım ettiğini, üç çocuğunun da işlerin yoğunluğu dolayısıyla oyun oynamaya bile fırsat bulamadan büyüdüklerini dile getirdi. İşini severek yaptığını belirten Türker, şöyle devam etti: "Bu işte sevdiğim taraf ele ihtiyacın olmuyor, paranı kazanabiliyorsun, kimseye ihtiyacın olmuyor. Hem hayvanları da seviyorum. Biraz yıprandık ama seviyorum işimi. Sevmesem yapamam zaten. 6 ay burada kimse kalmaz. Şimdi kadınlar buraya gelip de 6 ay durur mu? Bir gün durmazlar. Çocuklar hiç gelmiyor. Ama benim çocuklarımın üçü de burada büyüdüler. Hep birlikte bu işi yaptık." Türker, elinden gelen her işi yapmaya gayret ettiğini vurgulayarak, "Süt ve peynir de satarak evin ihtiyaçlarını görüyorum. Hayvancılık sayesinde bir şeylere sahip olabildik. Ele ihtiyacımız olmuyor." diye konuştu.