EPGİS'ten akaryakıt kaçakçılığıyla mücadeleye ilişkin kanun teklifiyle ilgili açıklama
EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, Vergi Usul Kanunu, Petrol Piyasası Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Kanunu'nda önemli değişiklikler içeren ve bugün TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
EPGİS olarak uzun süredir sektördeki yanlışları hem sektör paydaşları ve kamuoyu ile paylaştıklarını hem de kamu ile yapılabilecek düzenlemeler üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Aktaş, "Sektörün işleyişini bozan ve engellenmesi gereken uygulamalar konusunda her zaman objektif değerlendirmelerimizle duruşumuzu ortaya koyduk. Bu paketin içeriğinde sektörü disipline edecek birçok detayın olduğunu, çalışmalarımızın sonuç verdiğini görmekten son derece memnunuz." diye konuştu.
Aktaş, düzenlemede 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) ile akaryakıt verilerine müdahale edilmesinin cezasının ağırlaştırıldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"5607 sayılı Kaçakçılık ile Mücadele Kanunu ile akaryakıt kaçakçısına verilen hapis cezasının 5 yıla çıkartılması söz konusu. 5307 sayılı LPG Kanunu ile 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'na yapılacak ekleme ile de lisans alınmasının zorlaştırılması, dağıtıcılar arası ticaretin yeniden düzenlenmesi, lisanslanma döneminde sektör oyuncularının teminatlandırılması ve kaçakçılık fiilinde bulunanların işinin durdurulması hedefleniyor. Ayrıca VUK ile 5015 sayılı kanunlarına atfen vergi borcu olanların lisanslarının askıya alınması söz konusu. Kanun yaparken ve tüm bir sektörü bağlayacak düzenlemeler yaparken makro bir bakış açısının, sektördeki paydaşların ticaret ölçeklerine göre ve iş yapış şekillerine göre detaylandırılmasının önem arz ettiği görüşündeyiz."
KIRSALDAKİ BAYİLER İÇİN "LİMİT" ÖNERİSİ
Sektördeki bazı bayilerin kırsalda ticari faaliyet yürüttüğünü belirten Aktaş, gelirlerinin çiftçilerin hasatlarından gelen vadeli satışlara bağlı olduğuna dikkati çekti.
Aktaş, şunları söyledi:
"Büyük oyuncuların yanlış hareketlerini engelleme adına yapılan düzenlemelerde, ticaret hacimleri küçük ancak sayıca düşünüldüğünde stratejik bir görevi ifa eden, tarıma, üretime, turizme ve ulaştırma sektörüne destek veren kırsaldaki bayilerin de hesaba katılmasının daha uygun olacağı fikrindeyiz. Paketin olduğu gibi geçmesi durumunda 'her yılın nisan ayı sonunda lisans sahiplerinin vergi dairesine borcu bulunmadığına ilişkin belge ibrazı koşulu' kırsaldaki bayileri zora sokacaktır. Paketin şu anki halindeki ilgili madde kapsamında 'Vadesi geçmiş borcu bulunmamasına ilişkin koşulu sağlayamayan lisans sahiplerinin lisans kapsamındaki faaliyeti kurum tarafından bir ay süreyle geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.' maddesine ek olarak konulacak ek bir tanımlama ile küçük bir limit getirilmesi, kurunun yanında yaşın da yanmasını engelleyebilecektir. Bu önerimizin de nedeni kırsalda ticaret yapan bayilerin, şehir merkezinde nakit veya kredi kartıyla satış yapan bayilerden farklı olarak, vadeli ürün satmalarıdır. Bu bayilerimiz tahsilatını o bölgedeki ürün hasadına bağlı olarak gerçekleştirebildikleri için sarkan vergi borçları olmaktadır."
Aktaş, AK Parti milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığına sunulan Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Petrol Piyasası Kanunu'ndaki değişikliği desteklediklerini bildirerek, "Akaryakıttaki fatura kaynaklı kaçakçılığı önleme adına atılmış en önemli adımlardan biri." dedi.
Söz konusu bayilerin ticaret hacimlerinin görece düşük olduğunun altını çizen Aktaş, bu kapsamdaki bayilerin mağduriyetini engellemek için yapılabilecekler konusunda şunları kaydetti:
"Bu bayiler, ticaret hacimleri görece düşük olduğu için oluşabilecek borçlarının da düşük olması gerekçesiyle sınıflandırılabilir durumdadır. Bu nedenlerle, örneğin '75 bin liraya kadar vergi borcu olanlarda bu belge aranmaz veya lisansı askıya alınmaz' gibi bir maddenin düzenlemeye eklenmesi, kırsaldaki düşük hacimli ticaretini bölge insanının hasat gelirine bağlayan bayilerin mağdur olmasını engelleyecek, yapılan düzenlemenin de ticari ve coğrafi açıdan uygun olmasını sağlayacaktır. Dağıtıcı firmanın kurulumunun zorlaştırılması adına getirilen teminat mektubu alınması kararı yerinde ve gerekli bir karardır. Zira bazı dağıtım firmalarının var olmayan akaryakıt ürünleri üzerinden gerçekleştirdikleri, kamuoyunda naylon fatura olarak da anılan sahte fatura olgusunun bitmesi için getirilen en önemli girişimlerden biridir.
Kanun teklifinin detayını incelediğimizde net olarak göremediğimiz konu 'kimlerin teminatlandırıldığı' konusudur. Burada bayinin de teminatlanması durumunun kanuna eklenmemesi gerektiği inancındayız. Bu konuyu kanun görüşmelerinde komisyona detaylı şekilde anlatacağız."
Kaynak: AA