Dünya ekonomisi için işler iyi gitmiyor, çalkantılı bir dönem kapıda

Küresel ekonomik büyümedeki durgunluk ve iş gücü piyasasında görülen risklere ilişkin artan işaretler, dünya genelindeki merkez bankaları yetkililerinin bir araya geldiği ABD'deki Jackson Hole sempozyumunu gölgeledi.

Son Güncelleme:

ABD Merkez Bankası (Fed) ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin odağı yüksek enflasyondan zayıflayan iş gücü piyasalarına kayarken, Japonya Merkez Bankası (BOJ) fiyatlardaki istikrarlı artışın devam etmesiyle Japon ekonomisini onlarca yıldır süren parasal destekten kurtarma konusunda kararlılığını yineledi.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisine olan Çin ekonomisindeki süregelen zayıflıkla birlikte para politikasına ilişkin ayrışma, küresel ekonomi ve mali piyasaları açısından çalkantılı zamanlara işaret ediyor.

RESESYON ENDİŞESİ

Bu ayın başlarında açıklanan ABD'deki zayıf istihdam verilerinin resesyon endişelerini kuvvetlendirmesi ve piyasalardaki bozgunu tetiklemesi ve bu bozgunun BOJ'un Temmuz'da yaptığı beklenmedik faiz artırımıyla derinleşmesinin ardından Jackson Hole ekonomi sempozyumunda bir araya gelen yetkililer, gelecekte neler olabileceği ile ilgili bir fikir sahibi olmuşlardı.

Şimdiye kadar pek çok analist, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) ABD ekonomisinde yumuşak iniş, Avrupa'da ekonomik büyümenin hızlanması ve Çin'in durgunluktan çıkmasıyla küresel ekonominin önümüzdeki yıllarda ölçülü bir büyüme kaydedeceği yönündeki tahminlerine katılmaktaydı.

Fakat bu iyimser tahminler, ABD ekonomisinde yumuşak inişe ilişkin şüphe oluşması, euro bölgesinde büyümenin tekrar ivmelenememesi ve Çin'in tüketim durgunluğuyla karşı karşıya kalması nedeniyle sallantılı bir temele dayanıyor.

Başlıca merkez bankaları faiz indirimlerine yönelirken, bu adımların kısıtlayıcı politikanın "normalleşmesi" olarak mı yoksa büyümenin daha da sekteye uğramasını önlemeye yönelik ilk adımlar olarak mı nitelendirileceğini söylemek için henüz çok erken.

Bu belirsizlik küresel borsaları ve para birimlerini piyasalardaki dalgalanmaya karşı hassas hâle getirebilir.

"BAŞKA PİYASA DALGALANMALARI GÖREBİLİRİZ"

Enflasyonun önünü almak için para politikalarını sıkılaştıran büyük merkez bankaları enflasyonun dizginlenmesiyle parasal gevşeme döngüsüne girerken, IMF baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, "Piyasalar tecrübe edilmeyen bir noktada bulunduğu için başka piyasa dalgalanmaları da görebiliriz" dedi.

Pierre-Olivier Gourinchas, "Japonya biraz daha farklı bir döngüde. Piyasalar tüm bunların ne anlama geldiğini anlamak zorunda ve aşırı tepki veriyor. Dolayısıyla daha fazla dalgalanma yaşayacağız" dedi.

BÜYÜME RİSKLERİ

Fed Başkanı Jerome Powell Cuma günü yaptığı ve yakından izlenen konuşmasında faiz indirimlerine yakın zamanda başlanmasına destek verdi ve iş gücü piyasasında daha fazla daralmanın hoş karşılanmayacağını söyledi.

Powell'ın Cuma günü yaptığı açıklamalar, 2021 ve 2022'de enflasyon yükselirken yaptığı açıklamalara kıyasla önemli bir değişiklik ortaya koydu. Powell'ın açıklamaları Fed'in gösterge faiz oranını çeyrek yüzyılın en yüksek seviyesine çıkardığı ve bir yıldan uzun süre boyunca bu seviyede tuttuğu para politikasını bıraktığı yönündeki görüşleri pekiştirdi.

Jackson Hole'da sunulan yeni bir araştırmaya göre ABD ekonomisi yeni iş ilanlarında devam eden düşüşün, işsizlikte daha hızlı artış anlamına gelebileceği bir dönüm noktasına yakın olabilir.

ECB yetkilileri ise kısmen ılımlı fiyat artış baskıları ve aynı zamanda büyüme tahminlerindeki kayda değer zayıflama nedeniyle Eylül'de faiz indirimi konusunda uzlaşıyorlar.

Euro bölgesi ekonomisi, bölgenin en büyük ekonomisine sahip Almanya'da görülen daralma, imalat sanayinin derin bir resesyonda olması ve ihracatın, büyük ölçüde Çin'den gelen zayıf talep nedeniyle, duraklamasıyla geçtiğimiz çeyrek dönemde neredeyse hiç büyüme gösterdi.

ECB'nin faiz belirlemeden sorumlu yetkilisi Olli Rehn, "Euro bölgesinde negatif büyüme risklerinde son görülen artış, Eylül'deki gelecek ECB toplantısında faiz indirimi yapılması olasılığını güçlendirdi" dedi.

Japonya'da bile enflasyona ilişkin açıklanan son veriler, talep kaynaklı fiyat artışında BOJ'un faiz artırımlarına devam etme kararını zora sokabilecek bir yavaşlama olduğunu gösterdi.

Tüketim ikinci çeyrekte toparlansa da analistler ücretlerin hanelerin artan yaşam maliyetini telafi edecek kadar yükselip yükselmeyeceği konusunda belirsizlik olduğunu söylüyorlar.

Tokyo'daki Keio Üniversitesi'nde akademisyenlik yapan eski BOJ yönetim kurulu üyesi Sayuri Shirai, "İç talep çok zayıf. Ekonomik açıdan bakıldığında BOJ'un faizleri artırması için pek neden yok" dedi.

ÇİN'E YÖNELİK ENDİŞELER

Küresel ekonomik büyümenin gidişatına yönelik endişelerin diğer bir sebebi de Çin ekonomisindeki durgunluk.

Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin deflasyonun eşiğinde ve uzun süredir devam eden emlak krizi, borçlardaki artış ve tüketici ve işletme güvenindeki düşüşle karşı karşıya.

Çin'de ikinci çeyrek büyümesinin beklentilerin altında açıklanmasıyla, Çin Merkez Bankası geçen ay beklenmedik bir şekilde faiz indirimine gitmek zorunda kaldı. Ekonomik büyümedeki düşüş, IMF'nin Çin ekonomisine yönelik büyüme tahminlerini düşürme ihtimalini kuvvetlendirdi.

IMF'den Gourinchas, "Çin küresel ekonomide büyük bir oyuncu. Çin'deki zayıf büyümenin dünyanın geri kalanına da yansımaları olacak" dedi.

ABD ve Çin'deki büyümenin daha da yavaşlayacağına dair işaretler, talepteki düşüşün baskısını hisseden dünya genelindeki imalatçılar için kötüye işaret olacak.

Satın alma yöneticileri endeksleri (PMI), Temmuz ayında ABD, Avrupa ve Asya'da fabrikaların zorlandığını göstererek küresel ekonomik toparlanmanın zayıf kalacağı riskini artırdı.

Brezilya gibi zengin kaynağa sahip gelişmekte olan ülkeler için Çin'in ekonomik büyümesindeki yavaşlama metal ve gıda ihracatını olumsuz etkileyebilir ancak daha ucuz ithalat yoluyla enflasyonist baskıyı hafifletmeye destek olabilir.

Jackson Hole'un kapanış oturumunda konuşan Brezilya Merkez Bankası Başkanı Roberto Campos Neto, "Net etki... yavaşlamanın ne kadar olduğuna bağlı" dedi.

Sonraki Haber