Beyaz eşya satışları haziranda arttı

TÜRKBESD verilerine göre beyaz eşya iç satışları yılın ilk yarısında yüzde 4 büyüyerek 3.6 milyon adete çıkarken, ihracat yüzde 14 düşüşle 8.7 milyon adete indi.

Son Güncelleme:

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), 2020 yılının ilk yarısına dair sektörel verileri açıkladı. TÜRKBESD verilerine göre ilk 6 aylık dönemde iç satışları yılın ilk yarısında yüzde 4 büyüyerek 3.6 milyon adete çıkarken, ihracat yüzde 14 düşüşle 8.7 milyon adete indi.Toplam satışlar (iç satış+ihracat) ise yüzde 9 daraldı. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Can Dinçer, online düzenlenen basın toplantısında sadece Haziran ayına bakıldığında ise iç satışların geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14 arttığını, ihracatın ise yatay seyrettiğini, toplam satışların ise yüzde 4 arttığını söyledi.

ÜRETİM YÜZDE 25 ARTTI

Dinçer, “Yurtdışı satışlarda ana pazarımız olan Avrupa’nın pandemiden ağır etkilenmesi nedeniyle ihracatımız özellikle Mart-Mayıs döneminde ciddi ölçüde daraldı. Ancak Haziran ayı ile birlikte Türkiye satışları başta olmak üzere ciddi bir toparlanma süreci başladı. Üretimimiz ise geçen yıl aynı döneme göre yüzde 25 arttı. Fabrikalarımız yoğun bir tempoda çalışıyor. Gerek yurtiçi gerek yurtdışı pazarlara ürün yetiştirmeye çalışıyoruz. Temmuz ve Ağustos aylarında bu trendin devam etmesini bekliyoruz” diye konuştu.

Dinçer, pandemi sürecinde tedarik zinciri konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çekerek aksaklıkların Türkiye’deki tedarikçilerin hızlı aksiyonları ve özverili çalışmalarıyla çözüldüğünü belirtti. Gelecek dönemde tedarik zinciri ile ilgili alınması gereken önlemleri anlatan Dinçer, “Tedarik zinciri ve üretim merkezlerinin çeşitlendirilmesi ticarette dayanıklılık için hayati önem taşıyor. Türkiye, Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üretim üssü konumunda. Çin ile iş birliği içinde tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi üzerine çalışılması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye, AB standartlarına uygun kaliteli ve esnek üretim anlayışı, güçlü yan sanayi alt yapısı, rekabetçi çalışan maliyetleri ve yüksek saat başı verimlilik oranları ile Avrupa’nın ana tedarikçisi olma yolunda önemli bir potansiyel taşıyor” diye konuştu.

Dinçer, yeni dönemde tedarik zinciri dönüşümünde atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı: “Tedarik zincirinin çeşitlenmesi ve bölgeselleşmesinin yanı sıra dijital ve analitik verilere bağlı bir ortamda takip edilerek direncinin artırılması gerekiyor. Yeni dönemde, katma değerli üretimlerin Türkiye’nin de içinde yer aldığı alternatif bölgelere kaydırılabilmesi için hem küresel hem de bölgesel teşviklere ihtiyaç var. Üretimde verimlilik, hız ve esnekliği artırabilmek için dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon ve akıllı teknolojilerin yaygınlaştırılması, teknolojiyi kullanabilen insan kaynağının yetiştirilmesi de üzerinde yoğunlaşmamız gereken başlıca konular arasında yer alıyor. Devletimizin liderliğinde kritik sektörlerin belirlenerek, tedarik zinciri dönüşümü yol haritalarının oluşturulması gerektiğine inanıyoruz.”

Dinçer, "Sanayi ve Teknoloji Bakanı’mız Sayın Mustafa Varank ve Hazine ve Maliye Bakan Yardımcı’mız Sayın Dr. Nureddin Nebati’nin bu dönemde Yönetim Kurulu toplantılarımıza teşrifleri ve sanayimize gösterdikleri yakın ilgi için de bir kez daha müteşekkir olduğumuzu ifade etmek isteriz” dedi.

"SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜMÜ İÇİN AR-GE VE YATIRIM TEŞVİKLERİ GELİŞTİRİLMESİ"

Dijitalleşme sürecinin sektör tarafından güçlü şekilde uygulanmasının yardımcı sanayiyi de bu yöne çekerek ekosistemin hep birlikte dijital dönüşüme ayak uydurmasını sağlayacağını vurgulayan TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı ise, dönüşüm sürecinde sektörün bazı teşviklere ihtiyaç duyacağına dikkat çekti. Özkadı, “Türkiye beyaz eşya sektörü, doğrudan 60 bin, dolaylı 600 bin kişiye istihdam sağlayan ülkemizin lokomotif bir sektörüdür. Sektörün istihdamını ve uluslararası rekabet gücünü koruyabilmesi için mevcut ARGE ve yatırım teşviklerinin 4’üncü Sanayi Devrimi dikkate alınarak geliştirilmesi gerekiyor. Sanayide dijital dönüşüm sektörümüz için özel bir şekilde desteklenmelidir. 11’inci Kalkınma Planı’nda yeni eko tasarım ve yeni enerji etiketi regülasyonuna uyumlu sürecinde oluşacak ilave yatırım ihtiyacının yatırım teşvikleri kapsamında karşılanması öngörülmüştür. Bu kapsamda sektörün 250 milyon dolar civarında desteğe ihtiyacı bulunmaktadır” dedi.

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Bahar Birsen ise, bu yeni dönemin Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge için yeni fırsatlar getirdiğini belirterek “Türkiye, hem tedarik zinciri hem de Avrupa Birliği’nin 2050 yılında karbon-nötr olma hedefi ile ortaya koyduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında bazı düzenlemelere ihtiyaç duyuyor. Bu çerçevede Gümrük Birliği modernizasyonu sürecinde ihracatta rekabet gücümüzü koruyabilmemiz adına yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi, yeni iklim kanunu, sınırda karbon düzenlemesi gibi bir dizi alanda gerekli mekanizmaların hayata geçirilmesi gerekiyor. AB nezdindeki gelişmelerin çok yakından takip edilerek gerek ürün gerekse üretim faaliyetlerimize olası etkilerinin değerlendirilmesi ve ilgili kamu idaremizin önderliğinde yol haritaları geliştirilmesini önemsiyoruz. Bu süreçte ilgili Bakanlıklarımızın önderliğinde iş birliğine her zaman hazırız” diye konuştu.

"SERBİS HEM TÜKETİCİ HEM DE FİRMA MAĞDURİYETLERİNİ ENGELLEYECEK"

DUNYA gazetesinde yer alan habere göre, sektörün sorunlarının da ele alındığı toplantıda TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz, tüketici mağduriyetlerine yol açan yetkisiz servislerle mücadele için Ticaret Bakanlığı’nın hayata geçirdiği Servis Bilgi Sistemi Projesi’ne (SERBİS) değindi. Yavuz, “Ticaret Bakanlığı’mızın hizmete açtığı Servis Bilgi Sistemi ile www.servis.gov.tr internet sitesi ve mobil uygulama üzerinden firmaların yetkili servis bilgilerine güvenli bir şekilde ulaşılabilecek. Ticaret Bakanlığı’mız “Garanti Belgesi", "Satış Sonrası Hizmetler" ve "Tanıtma ve Kullanma Kılavuzu" yönetmeliklerini de yayımlayarak çok kıymetli bir icraata imza attı. Hem tüketici hem de firma mağduriyetlerini engelleyecek bu değerli hizmet için başta Ticaret Bakanı’mız Sayın Ruhsar Pekcan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmek isteriz” dedi.

Beyaz eşyanın ana girdisi olan yassı çelik ithalatındaki ek vergilerin kaldırılması yönündeki sektör talebini de yineleyen Yavuz, yassı çelik maliyetlerinde artış yaratacak her uygulamanın temel makro ekonomik göstergeleri doğrudan etkileyeceğini ifade etti.Basın toplantısını 2020 yılı başında yürürlüğe giren Geri Kazanım Katkı Payı ile sektörün beklentisi de dile getirildi. Yavuz, “Üreticiler ve ithalatçılar hem atık mevzuatı kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmekte hem de GEKAP ödemesi yapmak zorunda kalmaktadır. Bu durum mükerrerlik oluşturmaktadır. GEKAP kapsamında sektör üzerinde yılda 200 milyon TL’den fazla yük oluşması beklenmektedir. Bu maliyet artırıcı unsurun yine enflasyonist etki yapmasından endişe edilmektedir” şeklinde konuştu.

Sonraki Haber